Tüzük kurultayında Genel Merkez'in istediğini çok rahat bir sonuçla elde etmesine rağmen parti içi muhalefet kurultay için baskının dozunu her geçen gün artırıyor. Oğuz Kaan Salıcı'nın fitilini ateşlediği olağanüstü kurultay tartışmasına Özgür Özel, tüzük kurultayında elde ettikleri sonuca göndermede bulunarak kapıları sıkı sıkıya kapatmıştı. Salıcı'nın ardından en son Orhan Sarıbal'ın da Genel Merkez'e bayrak açtığı dönemde Genel Merkez'e bir normalleşme tepkisi de aynı zamanda kurultay delegesi de olan Tunç Soyer'den geldi.
'Yaşasın mücadelemiz' başlığıyla yayınladığı mesajda Soyer, 'CHP yönetiminin vatandaş nezdinde itibarını ve güvenilirliğini artıracak sert bir muhalefet yapmak yerine “normalleşme” ya da “yumuşama” adıyla bilinen bir strateji uygulamayı tercih etmiştir' hatırlatmasında bulundu.
Soyer açıklamasında şu görüşlere yer verdi.
AKP ilk kez yenilgiye uğradı...
31 Mart 2024 yerel seçimleri ile AKP’nin 22 yıllık iktidarı ilk kez büyük bir yenilgiye uğramış, CHP birinci parti olmuştur.
Vatandaşlarımız, 22 yıldır yaşadığı yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı ve benzeri sorunlar nedeniyle iktidardan umudunu kesmiştir.
4 milyon AKP seçmeni sandığa gitmeyerek partisine bir ihtar vermiş CHP’nin birinci parti olmasının önü açılmıştır.
Ancak CHP yönetimi, vatandaşın iktidardan umudunu kesmiş olması nedeniyle, iktidarı genel seçime zorlayacak ve kendisinin vatandaş nezdinde itibarını ve güvenilirliğini artıracak sert bir muhalefet yapmak yerine “normalleşme” ya da “yumuşama” adıyla bilinen bir strateji uygulamayı tercih etmiştir.
CHP seçmeni hayal kırıklığına uğradı...
Bu strateji, iktidar politikaları nedeniyle mağdur olmuş milyonları ve bir an evvel iktidar olmak isteyen CHP seçmenini hayal kırıklığına uğratmıştır.
Geçen yedi buçuk aylık süre iktidara nefes aldırmış, yeni kurgularla yeni bir gelecek tasarımı yapmasına imkan vermiştir.
Adeta iktidarın politikalarının meşruiyetini sağlayan normalleşme stratejisi, vatandaşların itirazına, isyanına önderlik etmek yerine iktidarın politikalarının vatandaş nezdinde normalleşmesine ve vatandaşın her geçen gün umudunu kaybetmesine sebep olmuştur.
Oysa memlekete ve geleceğine dair güven ve umudunu kaybeden milyonların, çaresizliğine çare, derdine derman olacak en büyük güç CHP’dir.
Erken seçim talebi...
Bu nedenle, derhal, “ERKEN GENEL SEÇİM” en ısrarlı ve en öncelikli siyasi talep haline getirilmelidir.
Bu nedenle bir an evvel normalleşme stratejisi terk edilerek, “mücadele muhalefeti” ve vatandaşın yüzünü güldürecek politikalar ortaya konmalıdır. CHP, her gün iktidarın politikalarına karşı mücadele vererek yaşamının sürdürmeye çalışan milyonların mücadelesine ortak olmalı, bu mücadelede nefes olmalı, çözüm üretmelidir.
Müzakere yapılacaksa, tüm muhalefet partileri ile birlikte, iktidarın nasıl devrileceğine dair stratejiler üzerine ve bir “Türkiye İttifakı” yaratmak amacıyla yapılmalıdır.
Yoksulluk edebiyatının karın doyurmadığını bilen ve yoksulluğu zaten bizzat yaşayan vatandaş; Cumhuriyet Halk Partisi iktidara gelirse:
• Enflasyonu nasıl indireceğini,
• Hayat pahalılığını nasıl durduracağını,
• İşsizliği nasıl ortadan kaldıracağını,
• “Yurtta barış dünyada barış” ilkesi ile Türkiye’nin uluslararası ilişkilerini nasıl düzelteceğini’
• Tarımda ithalat politikalarını nasıl sonlandıracağını,
• Dışa bağımlı enerji, yatırım, finans politikalarını nasıl değiştireceğini,
• Eğitim, sağlık, adalet politikalarının neler olduğunu
• İleri teknoloji, inovasyon, girişimcilik, yapay zeka konularında nasıl bir vizyona sahip olduğunu duymak istemektedir.
Suni gündemlerin arkasından gitmek...
Can yakıcı sorunlarla boğuşan insanlarımız, ne normalleşme ne de suni gündemlerin arkasından giden bir CHP değil, Türkiye’nin tüm sorunlarını çözmeye muktedir olan ve bunun için cesurca iktidarı devirmeyi birinci önceliği olarak ortaya koyan bir siyasi liderlik ve parti programına sahip bir CHP görmek istemektedir.
101 yaşında ve Cumhuriyet Devrimini gerçekleştirmiş bir siyasi partinin, insanları kutuplaştırarak iktidarını sürdüren bir yönetimle değil, başka siyasi partilere de oy veren tüm vatandaşlarla “normalleşmesi”ne ihtiyaç vardır.
Bedeli çok ağır olur...
Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin çok ivedi olarak bu tercihi yapmamasının bedeli çok ağır olacak ve 22 seneden sonra ilk kez bu kadar çok yaklaştığımız iktidar ıskalanıp kaçırılacaktır.
Bu tercih aynı zamanda Parti içi sorunların ve kargaşanın sonlanmasına ve tek yürek olarak iktidara yürünmesine de vesile olacaktır.
Parti Yönetiminin bu tercihin gereklerini yerine getirmesi ve bunun için Parti’nin tüm evlatlarının sesine kulak vermesi, örgütün önünü açması şarttır. Bu talep, iktidar olmak isteyen tabanın talebidir ve hiçbir güç bunu engelleyemeyecektir.
CHP, hem iktidardan hem muhalefetten umudunu kaybeden tüm vatandaşların umudu olmayı başarmak zorundadır.