25 Kasım Dünya Zeytincilik Günü dolayısıyla İzmirli gazeteci ve fotoğraf sanatçısı Ahmet Aydın Akansu, Urla’da Köstem Zeytincilik Müzesi’nde bir sergi açıyor. Sergide Ege Bölgesi'nin en yaşlı zeytin ağaçları ve onlara yüklenen derin anlamlar fotoğraflarıyla sanatseverler ile buluşacak. Akansu, zeytin ağaçlarının tarihi, kültürel ve dini önemini vurgularken, fotoğraflarının her birini yalnızca birer doğa görüntüsü değil, aynı zamanda birer yaşam hikayesi olarak sunacak.
Zeytin ağacının zamansız değeri
Zeytin ağacı, Ahmet Aydın Akansu için sadece bir ağaç değil, aynı zamanda bir yaşam simgesi. 25 yıldır zeytin ağaçlarını fotoğraflayan Akansu, bu ağaçların sadece doğadaki varlıklarını değil, insanlık tarihindeki derin izlerini de kaydetmeyi amaçladığını belirtti. Akansu, “Zeytin ağaçlarının gövdelerinde oluşan kıvrımlar, insan vücuduna, hayvan figürlerine benziyor. Bu her ağacın bir hayatı, bir geçmişi olduğunu gösteriyor. Zeytin ağaçları, tüm doğa unsurlarının en derin izlerini taşıyor. Bu yüzden onları fotoğraflıyorum, çünkü bir ağacın dokusu, onun zamanla kurduğu ilişkilerin bir yansımasıdır.” dedi.
Sergi, 26-30 Kasım tarihleri arasında Urla Köstem Zeytinyağı Müzesi’nde açılacak ve ziyaretçilerini, dünyanın en eski ve en büyük zeytin ağaçlarıyla tanıştıracak. Zeytin ağaçlarının en yaşlı örnekleri, 800 ile 2000 yıl arasında değişen yaşlarla bu sergide yer alacak. Akansu, bu yaşlı zeytin ağaçlarının ne kadar derin bir kültürel miras taşıdığını şu sözlerle ifade etti: “Bunlar sadece ağaçlar değil, zamanın ve insanlığın tanıkları. Binlerce yıl boyunca var olabilmiş bu ağaçlar, kültürleri, halkları, medeniyetleri görmüş, yaşamı her yönüyle yaşamışlardır.”
Zeytin ağacının kutsal kitaplardaki yeri
Zeytin ağacının sadece bir doğa harikası olmadığını, aynı zamanda kutsal kitaplarda da büyük bir yeri olduğunu belirten Akansu, zeytin dalının barışın simgesi haline gelmesinin arkasındaki tarihi olayları da anlattı. “Zeytin ağacı, her zaman barışın ve bereketin sembolü olmuştur. Tevrat ve İncil’de 140 kez, Kuran-ı Kerim’de ise 6 surede zeytin ve onun nimetlerinden bahsedilir. Zeytin, kutsal kitaplarda hem bir yaşam kaynağı hem de insanlara barış mesajı taşıyan bir simge olarak yer alır. Özellikle Nuh Peygamber’in gemisinden saldığı güvercinin ağzında bir zeytin dalı taşıması, tufanın sona erdiğinin ve dünyanın yeniden hayat bulduğunun simgesidir. İşte bu yüzden zeytin dalı, günümüze kadar barışın simgesi olarak kabul edilir.” diyerek zeytinin tarihsel önemine dikkat çekti.
Ahmet Aydın Akansu, zeytin ağacının sadece tarımsal bir değer taşımadığını, aynı zamanda bir medeniyetin, bir kültürün ve bir inancın parçası olduğunu belirtti.. “Zeytin, insana sadece maddi değil, manevi bir miras bırakır. Yüzyıllar boyunca farklı kültürler, farklı dinler zeytin ağacını kutsal kabul etmiş ve onunla barışı, bereketi simgelemiştir. Bugün bile, zeytin dalı dünya çapında bir barış simgesi olarak anılmaktadır.” diye ekledi.
Zeytin yağının değeri: “Ana sütü kadar kıymetli”
Zeytin ağacından elde edilen zeytinyağının değerine de vurgu yapan Akansu, bu yağın sadece mutfaklarda değil, tüm kültürlerde önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. Zeytinyağının, uzmanlar tarafından ana sütü kadar kıymetli kabul edildiğini söyleyen Akansu, zeytinin sadece bir meyve değil, aynı zamanda bir yaşam kaynağı olduğunun altını çizdi. “Zeytinyağı, sadece sağlık açısından değil, aynı zamanda kültürel ve dini bir anlam taşır. Kutsal kitaplarda sıkça yer almasının nedeni, bu yağın hem fiziksel hem de manevi anlamda önem taşımasıdır. Zeytinyağının besleyici ve iyileştirici özellikleri, onu insanlık tarihi boyunca değerli bir malzeme yapmıştır.” dedi.
Urla’daki Köstem Zeytinyağı Müzesi, zeytinin tarihini ve kültürel önemini sergileyen eşsiz bir mekan. Burada, zeytin üretim süreci, eski zeytinyağı makineleri ve zeytinyağının tarihsel yolculuğu ziyaretçilere sunuluyor. Akansu, bu müzenin zeytin ve zeytinyağı üreticileri için büyük bir eğitim merkezi olduğunu vurgulayarak “Bu müze, zeytinyağı üreticileri için bir bilgi kaynağı, zeytin meraklıları için ise bir kültürel deneyim alanıdır. Aynı zamanda bölgedeki zeytinciliğin geleceği hakkında da önemli mesajlar verir.” diye konuştu.
Sergi, zeytin ağaçlarının hikayelerini anlatıyor
Ahmet Aydın Akansu’nun sergisi, yalnızca zeytin ağaçlarının görsel güzelliklerini değil, aynı zamanda her ağacın taşıdığı tarihi, kültürel ve manevi derinliği de gözler önüne seriyor. Akansu “Her bir fotoğraf, sadece bir ağacın görüntüsü değil, onun geçmişi, yaşadığı coğrafya, insanlarla kurduğu bağları anlatan bir hikayedir. Zeytin ağaçları, insanlıkla birlikte büyümüş, insanlıkla birlikte evrimleşmiştir. Bu yüzden onları fotoğraflarken her birinin hikayesini yakalamaya çalışıyorum.” dedi.
Sergi, 26-30 Kasım tarihleri arasında Urla Köstem Zeytinyağı Müzesi’nde gezilebilecek. Akansu, sergisinin, zeytin ağaçlarının ölümsüzlüğünü ve taşıdığı kültürel mirası bir kez daha hatırlatmayı amaçladığını belirterek “Zeytin ağaçları, bir halkın, bir medeniyetin simgesidir. Bu ağaçları ve onlardan elde edilen her bir damla zeytinyağını, sadece bir ticaret malzemesi olarak görmekten öte, onlara ait hikayeleri anlamaya çalışmak gerekir.” dedi.
Zeytin ağaçlarının geçmişten günümüze taşıdığı anlamları ve onların gizemli dünyasını keşfetmek isteyen herkes için bu sergi, kaçırılmaması gereken bir fırsat sunuyor.