Can Şafak Uzsoy, çocukluk döneminden itibaren hayvansever bir ailede yetiştiğini ve hayatının ilerleyen dönemlerinde de hayvanlara olan sevgisini sürdürdüğünü belirtiyor. Fabrikasının kapılarını can dostlarına açma kararı, sokak hayvanlarının yaşadığı zorluklara duyduğu duyarlılıkla şekillendi. Uzsoy, “Fabrikada ilk olarak birkaç sokak köpeğine bakarak bu işe başladım. Daha sonra etrafta gördüğümüz muhtaç, yaralı ve hasta can dostlarını toparlayıp tedavi ettik ve bünyemize kattık. Bugün, sokaktan kurtarılmış ve ayrı ayrı hikayesi bulunan 36 köpek ile 7 kedimiz var. Hepsi muhtelif yerlerden gelerek aramıza katıldı. Hiçbiri planlı değildi” dedi.
"Sanayi girişinde gördüm"
Uzsoy, özel bir hikayeye sahip olan “Paşa” isimli kangal köpeğini örnek vererek, “Sanayi girişinde gördüm. Gençlik hastalığı nedeniyle tedavisi pahalı olduğu için sahibi sokağa terk etmişti. Arka ayakları tutmuyordu. Kucaklayıp getirdim. Fizik tedavisini yaptırdık. Çok uzun sürdü ve masraflıydı. Şimdi, sabahları bizimle yürüyüşe geliyor. Biraz yalpalıyor ama halinden gayet mutlu” şeklinde konuştu. Diğer bir köpek olan “Güçlü” de ağır bir hastalıktan sonra felç geçirmiş ve uzun süren fizik tedavi sonrası yürüyebilir hale gelmiş.
Fabrikada hayvanların bakımını üstlenen Uzsoy, “Burada kankası kedi ‘Mike’ ile oyun oynayan ‘Şeker’ de önemli bir örnek. Sahibi, çok havladığı gerekçesiyle üzerine kaynar su dökmüş. Hemen onu aldık. İnsanlardan çok korkuyordu ama bizimle mutlu” dedi. Uzsoy, tüm bu can dostlarının yaşadıkları travmaları burada atlattığını vurguladı.
“Onları cehennemden alıp, cennete getirdik"
Uzsoy, çalışanlarıyla birlikte hayvanlara gösterdikleri ilginin, hem çalışanların hem de hayvanların rehabilitasyonuna katkı sağladığını belirtti: “Onları cehennemden alıp, cennete getirdik. Burada mutlu, mesut yaşıyorlar. Kedi, köpek, insan hep beraber iç içeyiz. Koltukların üstünde, masanın üstünde dolaşıyorlar ve yatıyorlar. Bazen müşterilerimiz şaşırabiliyor ama sonra çocuklarıyla gelip hayvanları ziyaret edip seviyorlar. Birçok kişiye hayvan sevgisine aşılamış olduk.”
Hayvanların bakımıyla ilgili maddi yükümlülüklerin zorlayıcı olduğunu kabul eden Uzsoy, “Veterinerlerin en iyi müşterisiyiz. Ama her şeye değer. Yeter ki gücümüz olsun. Bir ara 16 köpeğimiz vardı. Ama bugün 36 köpeğimiz oldu. Çünkü muhtaç olan bir hayvanı görmemezlikten gelemiyorum. Alıyorum, getiriyorum, iyileştiriyorum” diye konuştu. Ayrıca, kontrolsüz çoğalmaları önlemek amacıyla sokak hayvanlarını kısırlaştırdıklarını da ekledi.
"Sevmeyebilirsin ama zarar veremezsin"
Fabrika çalışanları, hayvanlarla iç içe olmanın pozitif bir atmosfer yarattığını ifade etti. 7 yıldır burada çalışan Yunus Emre Bayram, “Buradaki can dostlarla iç içe olmak, enerji veriyor. Geldiğimde üzüntü, keder kalmıyor. Onların sevgisi bizi daha mutlu ediyor. Herkesin bu imkanı sağlaması gerektiğini düşünüyorum” dedi. 25 yıldır fabrikada çalışan İknur Kula ise, “Bu kadar hayvan yoktu. Onlarla çalışmak çok keyifli. Onlar bizi pozitif enerjiyle dolduruyor” diye belirtti.
Uzsoy, “Beslemeyebilirsin, sevmeyebilirsin ama besleyenlere engel olma ve hayvana da zarar verme” mesajıyla diğer insanlara duyarlılık çağrısında bulundu. Fabrikasında yarattığı bu sıcak ortamla, hem hayvanların hem de çalışanların hayatına olumlu katkıda bulunmaya devam ediyor.