Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM'de gerçekleşen grup toplantısında gündemde yer alan konu başlıkları üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Kamuoyunda bir süredir yer alan kayyum polemiğiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan CHP lideri Özel, "Biz yoksulluk konuşuyoruz. Umutsuzluğu umuda çevirmeye çalışıyoruz. 'Aman!' dediler." ifadelerini kullandı.
"Esenyurt Belediyesi'ne darbe yapılınca kampı iptal ettik"
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'e atanan kayyum süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan ve süreci anlatan CHP lideri Özel, "Bir yıl geçti. Bir yılın sonunda, bir yılı değerlendiren bir kamp yapmak üzere Antalya'ya gidiyorduk. Ancak o sırada Esenyurt halkının seçilmiş belediye başkanına darbe girişimi başlayınca kampı iptal ettik. Bütün grubumuzu İstanbul'a çağırdık. Başında ve sonunda birer Merkez Yönetim Kurulu toplantısı, iki gün, günün, sabahın erken saatlerinden günün ilerleyen saatlerine kadar grup toplantıları, yine tam gün bir Parti Meclisi toplantısıyla bütün meseleleri enine boyuna ele aldık. Şimdi hem tespitlerimizi hem yaşananlara nasıl baktığımızı hem de konuşmamın sonunda önemli bir çağrıyı yapmayı görebiliyorum. Öncelikle şunu söyleyelim: Altı büyük, hiçbir partiye aidiyeti olmayan, abonelik sistemiyle çalışan firmanın ortalama anketleriyle her birimiz teker teker inceledik kampta." dedi.
CHP'nin oy oranı nasıl?
Grup toplantısında gerçekleştirdiği konuşmasında CHP'nin anketlerde yer alan oy oranları hakkında da bilgilendirmelerde bulunan, "Cumhuriyet Halk Partisi geçen sene bugün kararsızlar dağıtıldığında dahi en yüksek ölçüldüğü ankette 19, ortalama 17, kararsızlar dağıtılmadan %13'lük bir oyla büyük bir ümitsizlikle karşı karşıya iken bugünden itibaren 81 il başkanının kenetlenmesi, bütün delegelerimizin kenetlenmesi, örgütümüzün kenetlenmesi, grubumuzun mücadelesiyle ve aday belirlemede kadınlara, ki bugün İzmir belediye başkanları burada, 14 kadın aday göster, 9 kadın aday gösterdik, 8'i seçildi. Gençlere 14 genç aday gösterdik, 13'ü seçildi. 31 adayımızın 29'u seçildi İzmir'de. Kadınlara, gençlere ve ölçme değerlendirmeye güvenerek yaptığımız işlerle ve partinin uğradığı değişime, toplumun açtığı krediyle yükseliş başlıyor. Seçim satıh maline gelindiğinde partinin oyu bir ay öncesinde yüzde 30'u geçiyor. O ay yüzde 38 alıyoruz ama 'Bu pazar seçim olsa?' sorusuna yüzde 34'lerde CHP cevabı veriliyor ve o büyük zafer geliyor o gece. Ben bunu öncesinde 105 mitingde isim isim sayarak, ölçme değerlendirme öyle bir şey. Sürprizlerle veya temennilerle değil, ne olacağını bile bile siyaset yapmak. Söylediğin sözün doğurduğu sonucu da görmek, gelecekteki umudu da, riski de görmek. Ölçme değerlendirmeyle, veriye dayalı siyaset. Ben ne Kilis'i bıraktım size müjdelemedik ne Amasya'yı ne Kastamonu'yu ne Uşak'ı ne Afyon'u, hatta Kütahya'yı. Ne Denizli'de yanılttık sizi ne Balıkesir'de ne Bursa'da ne Manisa'da. Ne mevcutları korumakta ne ya yenileri eklemekte. O günden beri de aynı altı ortalamaya bakarak gidiyoruz." diye konuştu.
"Birinci parti olmuş bir partiye kayyım atayacak cesareti gösteriyorlar"
Ayrıca bir süredir kamuoyu gündeminde yer alan kayyum tartışmalarıyla ilgili de açıklamalarda bulunan ve iktidarı eleştiren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, şu ifadelere yer verdi: "Birinci parti olmuş bir partiye kayyım atayacak cesareti gösteriyorlar. Yerel seçimlerde Türkiye'nin dünyada en bilinen, en gözde kentine, dünyanın gözbebeği kentine, İstanbul'a, onun en büyük ilçesine kayyım atıyorlar. Bunu yaparken önce Esenyurt, Esenyurt üzerinden İstanbul, İstanbul üzerinden Türkiye'yi kuşatmayı, Türkiye'deki yöneticilerin seçilme hakkına değil, milletin seçme hakkına el atmaya tenezzül ediyorlar. Ve bunu maalesef FETÖ'nün yöntemleriyle, FETÖ'nün Zekeriya Öz'ünün yaptıklarının hemen hepsini hep birlikte yaparak, hepsini birden kullanmaya Zekeriya Öz bile yeltenmemişken, geliyorlar bunlara yelteniyorlar. Bakın sabaheleyin her sabah belediyeye giden birisini, belediyeye odasına gidip davet edebilecekken, bir telefonla çağırabilecekken illa gözaltı yapacaksan evden çıkışını bekleyip polis aracına davet edebilecekken, sabah 5.00'te şafak operasyonuyla, FETÖ taktikleriyle evin kapısını bir çilingir ve bir balyoz marifetiyle kırarken korkulu bir eş açıyor. O eş 'Ne yapıyorsunuz?' deyince ite kaka içeri giriyorlar. 'Kaldırayım, uyandırayım Ahmet'i.' diyor. 'Sen dur.' diyorlar. 'Burada bekleyeceksin.' Yatak odasına polisler giriyor. Uyumakta olan kişiyi, Ahmet Özer'i, başkanımızı yatağında yorganını bizzat açarak kaldırıp gözaltına alıyorlar. Bu uygulama, bu uygulama sadece yataktaki kişinin bomba tuzakladığı düşünülüyorsa, canlı bomba ihtimali olması düşünülüyorsa yapılan, aksi takdirde yapılmayacak bir uygulama iken bu uygulamayı yapıyorlar. Eş zamanlı belediyenin kapısını kırıyorlar. Avukatlarımız yetişiyor, belediye meclis üyelerimiz aramaya tanıklık etmek istiyorlar, 'Hayır!' diyorlar. Ne evde ne belediyede avukat yok. Bilgisayarlara el koyuyorlar. 'İmajları yok.' Sadece ve sadece Zekeriya Öz'ün bir kumpas davasında yeltendiği, onun kararının da Anayasa Mahkemesince bu yüzden bozulduğu, imaj vermemişsin, pek çok davanın aramada polis yok diye bozulduğu için titizlikle aramasında avukat bulundurulduğu FETÖ'cü süreçlerin bile ilerisinde tek başlarına arıyorlar. "PKK dergisi bulduk. Bir roman bulduk, bunu sen yazıyordun. İçinde terörle ilgili ibarelere rastladık." diyorlar. "Bilgisayarın imajını aldık. Bilgisayara yazdığın her şey elimizde." diyorsun ama bizim avukatlara imaj vermiyorlar. Bilgisayarı alıyorlar, içini, o anki halini bize vermiyorlar ve buradaki delillerle de tutuklama yapıyorlar. Bakın, elimde Ahmet Özer tutuklamasıyla ilgili TRT'nin ve Anadolu Ajansı'nın alet edildiği üç yalan ve doğrusu var. Bunu, bir, 'Ahmet Özer, DEM'lidir.' Cevap: Bu yalan. 10 yıldır CHP üyesidir. İki kez milletvekili adayı olarak bu odaya geldi. Çayımı içti, çayımızı içti. Bizden destek istedi, milletvekili adayımızdır. Belediye başkan adayımızdır. "DEM belirlemiştir." diyorlar. 'DEM'lidir.' diyorlar. 10 yıldır CHP'lidir."