Rahim ağzı kanseri, dünya genelinde jinekolojik kanserler içinde en sık görülen kanser türü. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doktor Sevgi Selen, Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı vesilesiyle önemli bilgiler paylaştı. Dr.Selen rahim ağzı kanserinin en önemli etkeninin Human Papilloma Virüs (HPV) olduğunu ve bu kanserin, rahim ağzındaki hücrelerin anormal şekilde çoğalmasıyla oluştuğunu anlattı.
“Belirte göstermeden ilerleyebilir”
Bu hastalığın en yaygın nedeni olan HPV enfeksiyonunun genellikle cinsel yolla bulaştığını ve kadınlarda genellikle belirti göstermeden ilerleyebildiğini ifade etti. Dr. Selen uygulanan tarama programları sonucunda rahim ağzı kanserinin erken teşhis şansının arttığını ve bu sayede ‘gelişim aşamasında önlenmesi mümkün olan genital kanser' olarak anıldığını da dile getirdi.
“Uzmana başvurulması gerekir”
Rahim ağzı kanserinin erken evrelerde belirgin semptomlar göstermeyebileceğinden bahseden Dr. Selen “İlerleyen aşamalarda ise cinsel ilişki sırasında ağrı ve sonrasında vajinal kanama, adet dönemleri dışında veya menopoz sonrası kanama, ağır kokulu vajinal akıntı ve pelvik bölgede ağrı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtilerin varlığında vakit kaybetmeden bir uzmana başvurulması önemlidir” dedi.
Erken evrede belirlenebilir
Hastalığın tanısında, düzenli jinekolojik muayeneler ve smear testlerinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Dr. Selen, smear testinin rahim ağzından alınan hücre örneklerinin mikroskop altında incelenmesiyle kanser öncesi lezyonların veya kanserin erken evrede tespit edilmesini desteklediğini anlattı. Ayrıca, HPV testi ile virüsün varlığı ve tipinin belirlenerek risk değerlendirmesi yapılabileceğini sözlerine ekledi.
“30 yaşından sonra tarama programı başlıyor”
Her yıl dünya genelinde yaklaşık 500 bin kadına rahim ağzı kanseri tanısı konulduğunu belirten Dr. Selen “Rahim ağzı kanseri genellikle orta ve ileri yaş kadınlarda görüldüğü doğru. Ancak daha erken de rastlanabilir. Özellikle erken dönemde ve kanser öncesi evrelerde hiç belirti göstermeden ilerleyebilir. Bu yüzden Farkındalık Ayı içinde olduğumuzu da hatırlatarak tüm kadınlara smear ve HPV testleri ile tarama yapılmasının önemini anlatmak istiyoruz. Belirti olmasa da bu tarama testlerini yaptırmalısınız” dedi.
Dr. Selen şunları ifade etti: “Taramanın başladığı 30 yaşından sonra co-test uygulanabilir yani HPV DNA ve smear bir arada tetkik edilebilir. HPV negatifliği durumunda 5 yılda bir tekrarı istenir. Yalnızca smear bakıldıysa en geç 3 yılda bir yapılması önerilir.”
Korunmak için neler yapılmalı?
Rahim ağzı kanserinden korunmak için yapılabilecekleri sıralayan Dr. Selen “Düzenli doktor kontrollerini ihmal etmemek, smear testlerini yaptırmak, HPV aşısı olmak, cinsel yolla bulaşabilecek hastalıklara karşı tedbirli olmak, sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmak, bağışıklık sistemini güçlendirmek ve sağlıklı beslenmek gibi önlemler önerilmektedir. Bu adımlar, hastalığın önlenmesinde ve erken teşhisinde kritik rol oynar” diye konuştu.
“9 yaşından büyük çocuklar aşılanmalı”
HPV aşısının koruyuculuğunun altını çizen Dr. Selen 9 yaşından büyük tüm kız ve erkek çocuklarına aşı yapılmasını tavsiye etti. Mevcut HPV aşılarının 2'li (HPV16 ve 18), 4'lü (HPV 6, 11, 16 ve 18) ve 9'lu (HPV 6, 11, 16 ,18 ,31, 33, 45, 52 ve 58) formatlarıyla sunulduğunu belirten Dr. Selen “En çok HPV çeşidine karşı koruması olması sebebiyle öncelikli olarak dokuzlu aşının uygulanması önerilir. 9-15 yaş arasında 2 doz önerilir. 15 yaş ve üzerinde ise 3 doz önerilir. İlk dozdan 2 ay sonra ikinci doz, yine ilk dozdan 6 ay sonrasında da üçüncü doz uygulanır” dedi.