Sanatçı Salih Güney, Son Mühür TV’de yayınlanan “Sanatın Renkleri” programında, Türkiye’nin modern tarihi ve kültürel gelişimi üzerine dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Güney, Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale’deki başarısını ve Hatay’ın alınmasını övdü, ancak Türkiye’nin karşılaştığı zorluklara da vurgu yaptı. “Mustafa Kemal Atatürk’ün sayesinde Çanakkale’yi geçemediler ama 1. Dünya Harbi’ni kaybettiğimiz için büyük güçler Türkiye’ye el koydu. Mondros ve Sevr Antlaşmaları ile Osmanlı İmparatorluğu’nu parçaladılar. Atatürk, bu toprakları tekrar kazandı ve Hatay’ı harpsiz aldı” dedi.
"Cahil bir toplum yaratmaya çalıştılar ve başardılar"
Güney, eğitim ve kültür politikaları konusundaki eleştirilerini de dile getirdi. “1947’de Türkiye’de tarihi ve sanatı kaldırdılar, 1991’de sanat tarihi derslerini müfredattan çıkardılar. Bu dersler, ülkeyi tanımayı ve sevmeyi öğretir. Bunu kaldırarak cahil bir toplum yaratmaya çalıştılar ve başardılar,” şeklinde konuştu.
Güney, ayrıca, din sömürüsü ve uluslararası politikaların etkilerine değindi. “Hıristiyan dünyası güçlü bir Türkiye istemiyordu. Ermeni olayları, milliyetçilik ve Kürtçülük gibi konularla ülkeyi bölmeye çalıştılar. Eğitim eksikliği ve din istismarıyla toplumumuz geriledi,” dedi. Ezanın Türkçe’den Arapça’ya çevrilmesi ve Orta Doğu projelerine de değinen Güney, “Bizi Arap hayranlığına döndürdüler ve bu süreçte ülke bir çıkmaza girdi” ifadelerini kullandı.
"İnsan utanır!"
Usta sanatçı Salih Güney, Çeşme’deki tarihi kaledeki kafe yapıları hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Çeşme Kalesi'nin önündeki kafeler için sert bir dille eleştirilerde bulunan Güney, bu yapıların tarihi kaleye yakışmadığını ifade etti.
Güney, konuşmasında şunları söyledi: “Malum benim için bu konuda yeni gelen belediye başkanı ve bundan önceki Belediye Başkanı cehalet ve utanç duygusudur. Bu kadar önemli bir kalenin önüne Rönesans kalesidir o kale. Çeşme Kalesi, 1340 yılında yapılmış ve 600 yıllık bir Rönesans kalesidir. Bu kalenin önüne konulan büfeler ve kafeler tamamen uygunsuz ve kültürel mirasa büyük bir saygısızlık. UNESCO Dünya Kültür Mirası adaylığı bulunan ve anayasaya göre 2860 sayılı yasa gereğince birinci derece sit alanı olan bu kalenin önüne böyle çirkin yapılar yerleştirilmesi, hem tarihimize hem de kültürel değerlerimize büyük bir hakarettir. Bu durum, hem yerli hem de yabancı turistler için büyük bir utanç kaynağı haline gelmiştir. İnsan utanır, o kalenin önüne bu tür yapılar yakışmıyor.”
"Lal hanım randevumu reddetti!"
Güney, Çeşme Belediyesi ve önceki belediye başkanlarının bu konuda gereken önemi göstermediğini vurguladı. “Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı soruşturmaya rağmen, bu çirkin yapılar hâlâ yerlerinde durmakta. İki kafe kapalı, iki kafe ise açık durumda ve bu durum turistlerin kaleyi tuvalet olarak algılamalarına neden oluyor” dedi.
Güney, konuyu doğrudan yetkililere iletmek için Çeşme Belediye Başkanı Lal Hanım’dan randevu talep ettiğini, ancak randevunun reddedildiğini belirtti. “Kendisine randevu talep ettim ve kültür tarihi hakkında bilgi vermek istedim. Belki sanat tarihi konusunda eksiklikleri olabilir diye düşündüm, ama randevum reddedildi. Kendisiyle ilgili kültürel seviyesinin bu konuda yetersiz olduğunu düşünüyorum. Yabancı dil bilmek, kültürel bilgi ve derinliği artırmaz. Bu konuda kendisini suçlamıyorum, sadece kültürel anlayış eksikliğini vurgulamak istiyorum” dedi.
Usta sanatçı, bu eleştirileri kişisel bir suçlama olarak görmediğini ve amacının kültürel mirasa olan saygıyı artırmak olduğunu belirterek, “Bu eleştiriler, ülkemizin kültürel değerlerine sahip çıkmamız gerektiğini hatırlatmak içindir. Tarihi mirasımızı korumak, hepimizin sorumluluğundadır.” ifadelerini kullandı.
"Lal hanım konserler tertiplemeye devam etsin, kedi sevsin, çiçek versin"
Usta sanatçı Salih Güney şöyle devam etti: “Ben Çeşme’de ikamet ediyorum. Lal Denizli de benim burada yaşadığımı biliyor. Lal hanım tarihi dokuyu tanımıyor. İlgili hazırdaki kişiyi getirip de orada konuşma yapması boş. Görüntü! Çok güzel konserler tertiplemeye devam etsin. Kedi sevsin, çiçek versin. 150 gün oldu eğer kendisi o kalenin önünden geçerken o iğrençliği, çirkinliği görmüyorsa.. Bir de şimdi dondurmacı makinesi koydular oraya. 600 yıllık kalenin önüne uyduruk bir otomobil koydular dondurma satıyorlar. Oranın şuanda utanç verici bir durumu var. Sıradan bir Türk kahvesinden farkı kalmadı oranın. Hani Anadolu’daki Çınar altı kahveleri vardır ya öyle bir görüntü var. Çeşme dünya kültür mirasına aday ama kendisi rahatsız olmuyorsa.. İçeriden de bu ona söylenmiş. İçeride meclis yönetimindeki arkadaşlar demişler ki; “Bakın Lal hanım bu çok çirkin buna itirazlar oldu, gelin şunları yıkalım, bank koyalım insanlar bu muhteşem kaleyi izlesinler, anılarını yalasınlar, görüntü ortaya çıksın” ama hala çözüm yok.
“Kültürel seviyenin yetersiz olduğunu gösterdi”
Usta sanatçı Salih Güney, Çeşme Belediye Başkanı'nın yönetimini ve kentin mevcut durumunu eleştirdi. Güney, “İnsanlar her konuda profesyonel olamaz. Bazı konularda uzmanlardan fikir alınması gerekir” diyerek mevcut yönetimin eksikliklerine dikkat çekti. “Şu anda her şeye maydonoz olmuş bir durumdayız. Başkan yardımcısını seçemedi, kadrosunu kuramadı. Üzerinden 100 günü aşkın bir süre geçti, ama hâlâ kaldırımlarda yürüyemiyoruz. Kaldırımlarda masalar var, aileler yan yana yürüyemiyor. Caddelerde masalar yayılmış durumda” dedi.
Güney, belediye başkanının öncelikleri arasında olması gereken konuları ihmal ettiğini ifade ederek, “El atması gereken o kadar çok şey varken, o yoga yapıyor. Eksik olmasınlar, sağ olsunlar,” şeklinde konuştu. Başkanın kadın yönetici olarak başlamasını olumlu karşıladığını belirten Güney, “Bir kadın olarak bu pozisyona geldiğinde biz mutlu olmuştuk. Yakışır dedik, hoş bir hanım dedik. İngilizce ve Fransızca biliyor ama kültürel seviyesinin ne olduğunu anlamış olduk. İnsanın kültürü önemlidir ve belli ki sanat tarihi derslerinden de sıfır almış” ifadelerini kullandı.
“Biz bunlara layık bir toplumuz"
Güney sözlerini şöyle sonlandırdı: “Biz bunlara layık bir toplumuz. Hiçbir şeyin değerini bilmedik. Bilmemeye de devam ediyoruz. Biz zaten çöküşe geçtik. Ülke tamamen dibe vurmuştur. Merkez Bankası açıkladı 880 milyar açığımız var, 550 milyarın üstünde borcumuz var. 128 milyar dolar kayıp. Yani ülke dibe vurdu. Çok üzgünüm. Artık ben de hiçbir konuyla ilgilenmek istemiyorum, kendi dünyama bakmak istiyorum bu yaştan sonra.”