İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni hedef alan Bilal Saygılı, kredilerin kullanılmaması ve projelerin aksaması nedeniyle belediye yönetimini eleştirdi. Saygılı, 1,5 yıldır devam eden sürecin sonuçsuz kaldığını belirterek, belediyenin yavaş ilerleyen süreçler ve kadro değişiklikleri nedeniyle başarısız olduğunu vurguladı.
Özellikle Mürselpaşa'da yapılması planlanan battı-çıktı projesinin, belediyenin hazırlıksızlığı nedeniyle rafa kaldırıldığını hatırlatan Saygılı, İller Bankası'nın bu krediyi itfaiye araçlarının yenilenmesi için tahsis ettiğini söyledi. İzmir halkının mağdur edildiğini ifade eden Saygılı, belediyenin "yasal süreçler" bahanesinin ardına saklanmayı alışkanlık haline getirdiğini belirtti.
Saygılı, "İzmir halkı söz değil, icraat bekliyor. Bahanelerle hizmet üretilemez" diyerek, yönetimin daha sorumlu hareket etmesi gerektiğini söyledi.
Saygılı'nın sosyal medya paylaşımı şu şekilde:
"Gerçekler Gün Gibi Ortada, Bahane Üretmekle Yol Alınmaz!
İzmir halkı hizmet beklerken, Büyükşehir Belediyesi’nin elindeki kredileri kullanmamak için sıraladığı mazeretler artık kabak tadı vermiştir. “İller Bankası şöyle dedi, Dünya Bankası böyle istedi” diyerek zaman kazanmak, halkın sabrını sınamaktan başka bir şey değildir. Peki, 1,5 yıldır devam eden bu süreç neden bir arpa boyu yol kat edememiştir? Bir belediye, bırakın çözüm üretmeyi, kendi sorunlarına dahi hakim değilse, bu durumu nasıl açıklayabiliriz?
İller Bankası yetkilileri, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni 1,5 yıldır defalarca ziyaret ediyor, “Süreç yavaş ilerliyor, hızlanın!” diye uyarıyor. Şimdi sormazlar mı, “Siz bu kadar zaman ne yaptınız?” diye. Söz konusu süreçlerin, belediyedeki kadro değişiklikleri ve görevden almalar nedeniyle sağlıklı yürütülemediği alenen ortadadır. Neresinden tutsak dökülen bir tablo!
20 milyon euro kredi ile planlanan Mürselpaşa’daki battı-çıktı projesi de belediyenin hazırlık yapamaması yüzünden rafa kaldırıldı. Ama mesele burada bitmiyor. İzmir halkını mağdur etmemek için İller Bankası devreye girdi ve bu krediyi itfaiye araçlarının yenilenmesi için tahsis etti. İzmir’in yolları yama doluyken, projeler yarım kalırken, belediyenin elindeki fırsatları dahi kullanamaması yönetim beceriksizliğinden başka bir şey değildir.
Belediye yönetimi, “yasal süreçler” bahanesinin ardına saklanmayı alışkanlık haline getirmiş. Ancak unutulmamalıdır ki, bahanelerle yol alınmaz, mazeretle hizmet üretilmez. İzmir halkı, sözlerin değil, icraatların peşindedir. Çıkarılan krediler yerinde ve zamanında kullanılmazsa, İzmir’e yapılan bu haksızlığın hesabını kim verecek? Sonuç olarak: İzmir halkı hizmet bekliyor, boş söz değil! İzmir gibi bir şehri yönetiyorsanız, sorumluluğunuzun ağırlığını da bilmek zorundasınız!"