“Türkiye’ye yıllık 100 milyon turist gelirse, mevcut turist rehberleriyle birlikte bahsettiğimiz alandaki mezunlarımızın büyük çoğunluğuna iş kapısı sağlamış olursunuz. Ancak turist talebi ortaya çıkmadan arzı büyütürseniz, negatif rehber enflasyonu yaratırsınız.”
DEVA Partisi İzmir Milletvekili ve Kültür, Sanat ve Turizm Politikaları Koordinatörü Seda Kaya Ösen, TBMM Genel Kurulu'nda Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi görüşmelerinde söz aldı. Turizm Rehberliği bölümlerinin her yıl binlerce mezun verdiğine dikkat çeken Ösen, yabancı dil şartının kaldırılmasına ve sektöre bölüm dışı mezunların istihdam edilmesine tepki göstererek “Plan ve Bütçe Komisyonunda Hükümetin yetkilileri Arkeoloji ve Sanat Tarihi mezunları için yeni iş sahaları yaratacaklarını dile getirmişti.
Hükümetin bahsettiği iş alanının açılması, başka iş alanlarının daralmasıyla gerçekleşecek gibi gözüküyor. TUREB’e kayıtlı 13 bin 609 Turist Rehberi olan Türkiye’de, her yıl Turist Rehberliği bölümü binlerce mezun veriyorken bu alanın, hükümetin plansız eğitim politikaları neticesinde işsiz kalan diğer bölüm mezunlarıyla doldurulması kabul edilebilir değildir. Mağduriyetleri yeni mağduriyetler yaratarak çözemezsiniz. Siz turizm talebini arttırmadığınız sürece bulmaya çalıştığınız çözüm kendisini yeni bir soruna bırakacaktır.” Dedi.
“Rehberlik kurslarına katılacak adayların kademelendirilerek mesleğe katılmaları gerekiyor”
TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Sanat Tarihi ve Arkeoloji bölümü mezunlarının kademeli olarak mesleğe başlaması gerektiğini belirten Ösen, “Bugün Türkiye’ye yıllık 100 milyon turist gelirse, evet, mevcut turist rehberleriyle birlikte bahsettiğimiz alandaki mezunlarımızın büyük çoğunluğuna iş kapısı sağlamış olursunuz. Ancak turist talebi ortaya çıkmadan arzı büyütürseniz, negatif rehber enflasyonu yaratırsınız. Bu yüzden rehberlik kurslarına katılacak adayların belirli bir periyotta “kademelendirilerek” mesleğe katılmaları gerekiyor. Gelin şu konuda anlaşalım. Arkeoloji ve Sanat Tarihi mezunlarına alan açmak adına rehberlik yaptırılacak ise 5 yıl sonunda yine dil şartını zorunlu kılalım. 5 yıl Türkçe rehberlik yapan 5 sene sonunda dil sınavına katılsın. Böylelikle Turist Rehberliğine topyekûn katılımın da önüne geçebiliriz.” diye konuştu.
“Dil bilme şartının kaldırıldığı liyakatsiz bir turizm sektörü ne kadar etkin çalışır?”
İzmir Milletvekili Ösen, turist rehberliği mesleğine giriş şartları arasında yer alan yabancı dil zorunluluğunun kaldırılmasını içeren kanun teklifinin meslekte eğitimsiz personel artışıyla birlikte liyakatsizliğe yol açacağını belirterek şöyle konuştu:
“2024 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesini görüştüğümüz Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sayın Bakan Ersoy tarafından turizm sektörünün en ciddi sorunları arasında eğitimli personel eksikliği ve turist başına düşen gelirin düşük olduğu tespiti yapılmıştı. Eğitimli personel eksikliği sorundur diyenler, yeni kanunun madde gerekçelerinde, dil bilmiyor olmanın mağduriyet yarattığını söylüyor. Tezata bakar mısınız? Türkiye’de turizmin güçlü ve zayıf yönlerini analiz ederken söylenilen eğitimsiz personelle sezonsuz 12 aylık turizm hedefi hayaldir derken, siz eğitimi ve liyakati turizmden çıkarıyorsunuz. Dil bilme şartının kaldırıldığı liyakatsiz bir turizm sektörü ne kadar etkin çalışır? Ne kadar yüksek gelirli turisti ülkeye çekebilir? Ne kadar akılcı ve evrenseldir, soruyorum sizlere?”
“Ülkemizi ziyaret eden bazı turistler, politik ya da tarihi ön yargı bagajlarını da yanlarında getiriyor”
DEVA Partili Ösen, ören yerleri haricinde turist rehberi bulundurma zorunluluğunun kaldırılmasının Türkiye’nin tanıtımına ve uluslararası alanda imajına da zarar vereceğini belirterek, “Bir turist rehberi ülkesinin dünyaya açılan iyi niyet elçisidir. Bir rehber, kafilesinin hemen hemen her sorunuyla ilgilenen, onlara mihmandarlık eden, kafilesindeki herkes Türkiye’den mutlu ayrılsın diye çabalayan, işini yapmasının yanında, bir diplomat gibi, bir milli sporcu gibi ülkesine katkı sağlar. Ülkemize gelen her turistin Türkiye aşığı olduğunu mu zannediyoruz? Hayır! Bazı turistler gelirken politik ya da tarihi önyargı bagajlarını da yanlarında getiriyor. Turist rehberi tam bu noktada devreye giriyor. Ama siz çıkıp rehberi buradan çıkaracağız diyorsunuz. Bu yüzden bir rehberin nerede olup olmayacağını sınırlandırmak, günün sonunda Türkiye’nin zararına olacak.” diye konuştu.