Kara para aklama suçlamasıyla tutuklu olduğu ABD'de Ağustos 2023'te tahliye edilen firari iş insanı Sezgin Baran Korkmaz, Fatih Altaylı'nın programına konuk olarak dikkat çekici açıklamalarda bulundu. İnan Kıraç'tan 60 milyon dolar alacaklı olduğunu ve haciz işlemi başlattığını belirten Korkmaz, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun devreye girerek "Bu devlet meselesi, İnan Kıraç'ın borcunu sileceksin" dediğini öne sürdü. Soylu'nun bu konuyu görüşmek üzere kendisini makamına çağırdığını belirten Korkmaz, "Ben de kabul edip hiçbir şey söylemeden ayrıldım" şeklinde konuştu.
''Yüzde 45 hissesini 60 milyon dolara aldım''
Sezgin Baran Korkmaz, İnan Kıraç ile yaşadığı hisse alışverişini şöyle anlattı: "Kıraç Holding'in yüzde 45 hissesi, Nahum ailesindeydi. İnan Kıraç ile Nahum ailesi arasında sorun vardı. İnan Kıraç, Nahum ailesi ile anlaşamadığını, benim dışarıdan bir kişi olarak Nahum ailesindeki hisseleri almamı, daha sonra o hisseleri benden alacağını söyledi. Ben de kabul ettim. Nahum ailesi ile görüştüm. Kıraça Holding'in yüzde 45 hissesini 60 milyon dolara aldım. Daha sonra İnan Kıraç'tan paramı istedim ama kendisi buna yanaşmadı. Ben de alacağıma karşılık İnan Kıraç hakkında ihtiyati haciz kararı aldırdım.''
''Birileri Erdoğan'a işin içinde çökme var demiş''
Sezgin Baran Korkmaz konuya ilişkin açıklamalarına şöyle devam etti: ''Bunun üzerine İnan Kıraç, Sayın Erdoğan'a gidip Sezgin Baran Korkmaz'ın kendisine çökmeye çalıştığını anlatmış ve Erdoğan da dosyayı Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e vermiş. Abdülhamit Gül, dosyayı inceletmiş ve Erdoğan'a dosyanın ticari bir alacak verecek meselesi olduğunu belirtmiş. Daha sonra birileri Sayın Erdoğan'a bu işin içinde çökme meselesi olduğunu söyleyerek, bu işin İçişleri Bakanı'nın görevine girdiğini söylemiş ve Sayın Erdoğan dosyayı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya vermiş.''
''Bakan Soylu bu borcu silmem gerektiğini söyledi''
Korkmaz konuya ilişkin Soylu ile olan konuşmasını anlattı: ''Bunun üzerine Soylu, beni Ankara'daki makamına davet etti. Gittiğimde, hukuken haklı olduğumu ihtiyati haciz kararı aldığımı, İnan Kıraç'a hacze gideceğimi söyledim. Bakan Soylu bu borcu silmem gerektiğini ve hisseleri bedelsiz şekilde İnan Kıraç'a vermem gerektiğini bana söyledi. Nedenini sorduğumda bu işin devlet meselesi olduğunu söyledi. Ben, Soylu'ya 'Kürt olduğum için mi bana böyle davranıyorsunuz' dediğimde, odadaki bir emniyet müdürü bana karşı çıkıştı. Konuşma farklı yerlere gitti. Ben de bu sefer 'Ben Trabzonlu olmadığım için mi benimle böyle konuşuyorsunuz' dedim. Bu sefer emniyet müdürü ayağa kalktı, ben de ayağa kalktım. Gerginlik olunca ben bakanlıktan çıktım. 10 dakika uzaklaştıktan sonra beni bir daha aradılar. Yeniden çağırdılar. Gittiğimde Soylu, 'Bu devlet meselesi İnan Kıraç'ın borcunu sileceksin' dedi. Ben de tamam deyip hiçbir şey demeden ayrıldım.''
''Bu konunun devletle alakasını öğrenmek istedim''
Sezgin Baran Korkmaz sözlerini şu şekilde noktaladı: ''Sonra Ankara'da devlette etkin birini aradım, bu konunun devletle alakasını öğrenmek istedim. O ise bunun devletle ilgili olmadığını, Soylu'nun Erdoğan'a ve Kıraç'a şirin gözükmek için işgüzarlık yaptığını söyledi. Daha sonra beni biri daha aradı, 'Seni Ankara'da ezdiler mi' dedi. Ben de 'nasıl yani' dediğimde, 'Soylu, görüntülü olarak İnan Kıraç'ı aradı, olayı böyle anlattı' dedi. Ben, İnan Kıraç'a çökmeye çalışmadım, İnan Kıraç bana çökmeye çalıştı. Hatta İnan Kıraç'ı İnan Kıraç yönetmiyor. Kendisine vasi atanması lazım. Kendi kızıyla yaşadığı sorunların arkasında da bu var. İnan Kıraç üzerinden İpek Kıraç'a da çökmek istiyorlar."