Son Mühür - Ayşegül Koç / Son Mühür Genel Yayın Yönetmeni ve Gazeteci Ertan Sayın, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. CHP Kurultayı’nı ‘malumun ilanı’ olarak niteleyen Sayın, bu sürecin partiye kayyum atanması ihtimaliyle doğan bir mecburiyet olduğunu ve aceleye getirilmesi dolayısıyla da baskın kurultay olduğunu söyledi. Yaşananların Özgür Özel’e yarayacağını söyleyen Sayın; “Süreç Özel’e yarar ama Özel’in üstünde bir kambur var, o da Ekrem İmamoğlu’nun emanetçi kamburu” dedi. 

“Kurultay malumun ilamı oldu”

Kurultaya birkaç yönden bakılabilir diyen Sayın; “Yaşanan gelişmeler sonrası kurultay bir zorunluluk oldu yoksa Cumhuriyet Halk Partisi’nin gündeminde bir kurultay yoktu. Ama gelinen süreç bu kurultayı zorunlu hale getirdi. Çünkü partiye kayyum atanması söz konusuydu. Bu kurultay ile ilgili çok iddialar ortaya atıldı. Bu kurultay ile ilgili mahkemeye gidildi. Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı, bazı delegeler, kurultay sürecinde delegelere bir takım etkiler yapıldığını, bu etkilerin sonucunda da oyların değiştiğini ve birtakım şaibelerin olduğunu öne sürdüler. Dava açıldı. Dava süreci devam ederken iddiaların hukuk nezdinde kesinleşip bir karara varılması durumunda kayyum atanacaktı.

Kayyum yasa gereği partiyi olağanüstü kurultaya götürecekti. Ama Özgür Bey ne yaptı? Dedi ki Biz yönetimdeyken bunu yapalım. Biraz da bu kurultay baskın bir kurultay oldu. Aslına bakarsanız tabii kurultayın hukuksal boyutu. İkinci boyutu baskın olması çok kısa bir sürede yapıldı. Çünkü çok aceleye getirildi. Hatta o kadar küçük bir salonda yapıldı ki basın bile içeriye alınmadı. Kurultay coşkusu yaşanmadı. Sadece hukuksal gereği yerine getirmek için yaptılar. Kurultay malumun ilamı oldu” dedi. 

“Özel’in üzerinde bir kambur var”

Sayın; “Kurultayın geneline baktığımızda Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir değişiklik var mı? Evet, 12 kişi parti meclisinden ayrılmış, yerine yeni isimler gelmiş. Dikkat çeken bazı isimler var. Namık Tan daha önce Kemal Kılıçdaroğlu’nun baş danışmanıydı. Şimdi Özgür Bey’in listesinden girmiş, Engin Özkoç girmiş. Daha önce ki kurultayda listeyi delen isimler vardı. Orhan Sarıbal, Müslüm Sarı gibi. Bunlar kadro dışı kalmış onların yerine Mahmut Tanal alınmış, ondan sonra daha önce genel listeyi delmiş olmalarına rağmen Aylin Nazlıaka, Deniz Yavuz Yılmaz gibi isimler tekrar listede yer almış. Çok büyük değişiklik var mı, bana göre yok. Aynı yönetim ufak tefek değişikliklerle devam ediyor. Tabii burada. Berkay Gezgini de dikkate almak lazım. 21 yaşında seçimlerde her şey çok güzel olacak sloganının da yaratıcısı olarak lanse edilmişti. Ekrem Bey tutuklanınca protestolarda gözaltına alındı, onu da tutukladılar.

Berkay Gezgin de sanırım İmamoğlu’nun isteğiyle bu listede yer alıyor. Tabii bu şöyle değerlendirilebilir. Partiye o kadar çok emek vermiş, çok uzun yıllar mücadele etmiş kişiler dururken genç isimler gençlik kollarında da değerlendirilebilirdi. Aslında bu isimleri seçerken biraz daha dikkatli olmak lazım. Bu kurultayda Özgür Özel tek aday olarak güçlendi. Süreç Özel’e yarar ama Özel’in üstünde bir kambur var, o da Ekrem İmamoğlu’nun emanetçi kamburu. İmamoğlu bu emanetçilik vasfını silemediği sürece Özgür Özel tam manasıyla lider olamayacak. Mansur Yavaş geldiğimiz noktada MHP kökenli, sağdan gelen bir isim. Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde hala kabul edilmiş bir isim değil. Onun da başka handikapları var. Yani Cumhurbaşkanı adayı olursa Kürt seçmenden oy alamaz şeklinde bir takım yaklaşımlar var. Dolayısıyla Özgür Özel’in bu süreçte Kürt seçmene de daha yakın durması, onun Cumhurbaşkanlığı adaylığını daha da güçlendiriyor” diye konuştu. 

CHP Kurultayı’nın İzmir yansımaları…

CHP’deki kurultayın İzmir yansımalarını da anlatan Sayın; “2023’deki kurultayda İzmir’den 5 isim vardı. Murat Bakan, Deniz Yücel, ondan sonra Gökçe Gökçen ki ben Gökçen’i İzmirli saymıyorum. Aslında dört isim var. Zaten İstanbul’da oturuyor. Kendisinin İzmir'i de pek bildiğini zannetmiyorum ama İzmir milletvekili olduğu için İzmirli diye yazıyor arkadaşlar, ama normal şartlarda 4 var yani ikisi disiplin kurulunda ikisi de parti meclisinde. Gökçe hanım da bilim kurulundan girmiş. Deniz Yücel ve Murat Bakan bu dönemde de devam edecekler. Yine aynı görevlerini sürdürecekler. Diğer iki arkadaş zaten bir tanesi genç daha önce Karabağlar’da meclis üyesi adayı olmuştu. Özkan Tice de zaten bildiğimiz bir isim” dedi. 

“CHP’de kimse kimseyi sevmiyor”

“İzmir’de de kurultay öncesi bir takım gerginlikler oldu” diyen Sayın; “Cemil Bey’in delegeleri, il başkanından habersiz toplaması ile başlayan bir gerginlik oldu. Sonuçta İzmir’den dört kişi girdi ne Cemil Bey'in dediği oldu ne de Şenol Aslanoğlu’nun dediği oldu anladığım kadarıyla Özgür Özel de bir denge kurdu. Daha önce Kemal Bey'in yanında yer almıştı İl Başkanı Şenol Aslanoğlu. Sonra Özgür Özel buraya geldiğinde karşılanmadı, bir sürü şeyler yaşandı. Özel, seçildikten sonra stratejik olarak il başkanını görevden almadı. Alınmaması da doğruydu bana göre o zaman antidemokratik olursunuz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin en büyük sorunu bu.

Bir sevgisizlik var, ciddi bir kıskançlık var. Herkes birbirini kıskanıyor. Birisi bir yere geldiğinde öbürü ben niye orada değilim diyor. Şaibeli kurultay süreçleri, Ekrem İmamoğlu soruşturmasında Cumhurbaşkanı’nın veya AK Parti kanadının sürekli bu belgeleri biz getirmedik, bu belgeleri CHP getirdi demesi yüzde bir bile doğru olsa çok ciddi bir konu. Bu şunu gösteriyor Cumhuriyet Halk Partisi’nin başka yerde muhalefet aramasına gerek yok. İçinde zaten çok ciddi bir muhalefet var. Bunun nedeni bu partide sevginin olmaması. Bu partide kimse kimseyi sevmiyor. CHP’de bu bir hastalık” dedi. 

Ertan Sayın-1

“Bu dönem kadar borçlanma yetkisi alınan bir dönem görmedim”

“Bu dönem kadar borçlanma yetkisi alınan bir dönem görmedim” diyen Sayın; “Belediyeler ekonomik olarak zordalar. Yani işçi haklı olarak emeğinin karşılığını istiyor. Sendika olgusu var, sendikalar işçinin haklarını koruyalım derken belediyelerin haklarını fazla gözetmiyor veya işverenin haklarıyla hiç ilgilenmiyor. Öyle şeyler isteniyor ki maddeler hiçbir yerde görmeyeceğiniz maddeler bu döngü belediyeler açısından çok zor. Allah bütün belediye başkanlarına önce sabır sonra güç versin. Çünkü bir yandan hükümetin üstünüzdeki vesayeti var. Yani bu dönem belediye başkanlığı yapmak gerçekten zor. İktidar kanadında olmayan belediye başkanlarının işi zor. İzmir’de belediyelerin kaynağı ne? Vatandaş. O yüzden su faturaları çok yüksek. Suyun maliyeti var tabii.

Ama bu kadar pahalıya satmak zorunda mıyız? Değiliz. Ama satmak zorundalar çünkü başka gelir yok. 25 yıllık sürecin getirmiş olduğu bir personel sorunu var. Belediyeleri bu noktada hep bir istihdam unsuru olarak gördü partiler. Bu tabii sadece Cumhuriyet Halk Partisi için değil diğer belediyelerde de var ama İzmir üzerinde konuşuyorum. İzmir’de olması gerekenden çok fazla yapıldı. Bu iş çok abartıldı her belediye başkanı her seçimde yüzlerce insanı kadrosuna dahil etti. Şu anda kredi çekiyorlar ya da yer satıyorlar. Menderes yer satıyor. Menemen AK Partili olmasına rağmen o da satıyor. Büyükşehir satıyor. Ya da borçlanma yetkisi alınıyor. Ben bu dönem kadar borçlanma yetkisi alınan bir dönem görmedim” dedi.  

“İzmir’i talan ettik”

Kentin doğal yapısının ve coğrafi sınırlarının yapılaşmaya elverişli olmadığını vurgulayan Sayın; “Yeni yerler imara açılıyor, imar kazanılan bir takım alanlar oluyor, belediyelere kalıyor ama şimdi İzmir planlaması da bitti. Artık neresini imar açacaksınız ki? Kalmadı. Tahtalı tarafını açamazsınız, doğal koruma alanı orası. Eskiden Seyrek, Menemen, Çiğli arası boştu. Hadi orayı yapılandırdılar bu tarafta ne kaldı Ödemişle mi birleşeceğiz? Torbalı zaten Ayrancılar ile birleşmek üzere ondan sonrası olacak, ne yapacaksınız? İzmir’in doğal yapısı, coğrafi konumu bunlara elverişli değil. Şimdi gözde yerler İnciraltı var. Hadi onu da halledecekler bir şekilde. Yelki Güzelbahçe arasındaki birtakım yerler var. Onları da çözerler. Ondan sonra Urla’da 650 tane villa yapmaya başladılar. Urla’da da bir şekilde bir şeyler yapıyorlar. Şimdi talan konusunda bir numarayız, kenti talan etme konusunda inan bana. Özellikle bu kent genelinde tanımam. Hangi partiden olursa olsun. Bunlara herkes seyirci kalıyor. İzmir’i talan ettik” dedi.

Muhabir: Ayşegül Koç