Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) dünya genelinde 15 yaş grubundaki, 81 ülke ve ekonomiden 700.000 öğrencinin eğitim başarılarını ve yaşam boyu öğrenme becerilerini değerlendiren Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programını (PISA) yayınladı. Özellikle Covid-19 pandemisi dönemini kapsayan rapor matematik, okuma ve fen bilimleri alanlarında performans analizlerinin yanı sıra, öğrencilerin öğrenme stratejileri, motivasyonları ve sosyoekonomik farklar gibi konulara odaklanıyor.
COVID-19’UN EĞİTİM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
2022 yılında pik yapan ve eğitim sistemini kökten değiştiren pandemi varlığına dikkat çekilen raporda, “Pandemi, küresel eğitimde önemli değişikliklere yol açmıştır. PISA 2022, pandeminin ardından yapılan ilk geniş çaplı değerlendirme olarak öne çıkmaktadır. Öğrenci performansında genel olarak düşüşler kaydedilmiş, bu durum matematik ve okuma gibi temel alanlarda daha belirgin hale gelmiştir. Eğitim sistemleri, pandeminin getirdiği zorluklarla başa çıkarken, öğrenme kayıplarını azaltmak ve öğrencileri daha dirençli hale getirmek için yenilikçi yaklaşımlar geliştirme gerekliliği ile karşı karşıya kalmıştır” ifadeleri kullanıldı.
Raporda, öğrencilerin yüz yüze eğitimden vazgeçildiği dönemde online eğitim alırken anlamadıkları konuları sormakta zorlandığı vurgulanırken, yüzde 47 gibi düşük bir oranda anlamadıkları bir konu olduğunda soru sordukları belirtildi.
PİSA RAPORUNDAN ÇARPICI BAŞLIKLAR
TİSK tarafından paylaşılan PİSA raporundan çarpıcı başlıklar şöyle:
Öğrenme stratejilerini düzenli olarak kullanan öğrencilerin, sosyoekonomik durumları ve okullarının profilleri dikkate alınsa bile daha yüksek performans gösterdiği vurgulanmıştır. Türkiye, PISA 2022 sonuçlarında küresel ortalamalara yakın bir performans sergilemiştir: Matematikte anlamadıkları konularda sık sık soru sorduğunu belirten öğrencilerin oranı Türkiye’de %43, OECD ortalaması ise %47’dir. Türkiye’de öğrencilerin %66,4’ü hata yapmadığından emin olmayı sevdiğini belirtmiştir. Bu oran OECD ortalamasında %64,2’dir. Ödevlerini teslim etmeden önce dikkatlice kontrol ettiğini söyleyenlerin oranı Türkiye’de %69,8 iken OECD’de %44,3’tür.
Eleştirel Düşünme, bir diğer önemli öğrenme stratejisidir. Öğrencilerin %60’a yakını farklı bakış açılarını değerlendirme ve eleştirel düşünme stratejilerini kullanmaktadır. Eleştirel düşünme becerilerinde, Türkiye’deki öğrencilerin %75’i, farklı bakış açılarını dikkate alma konusunda olumlu bir görüş belirtmiştir. OECD ortalaması ise %59’dur. “Pozisyon almadan önce herkesin bakış açısını dikkate alırım” diyenlerin oranı Türkiye’de %75,2, OECD ortalaması ise %58,9’dur. “Bir anlaşmazlıkta sadece bir doğru pozisyon olduğuna inanmıyorum” diyenlerin oranı Türkiye’de %47,4, OECD ortalaması %45,8’dir.
Türkiye’de öğrencilerin %49,2’si, yeni matematik konularını önceki bilgilerle ilişkilendirdiğini ifade etmiştir. Bu oran OECD ortalamasında %45,6’dır.
Türkiye’de öğrencilerin %70’i, okulda yeni şeyler öğrenmeyi keyifli bulduğunu belirtirken, bu oran OECD ortalamasında %50’dir. Matematikte 21. yüzyıl becerilerine duyulan güven, Türkiye’de %66 ile OECD ortalamasının (%62) üzerindedir. Araçsal Motivasyon Türkiye’de, matematik derslerinde başarılı olmak isteyenlerin oranı %86,7 iken aynı oran OECD’de %89,3’tür. Okulun bir işte faydalı olacak şeyler öğrettiğine katılanların oranı Türkiye’de %64 iken, OECD’ de bu oran %64,4’tür.
DESTEKLEYİCİ AİLELERE SAHİP ÖĞRENCİLER DAHA FAZLA MOTİVE OLUYORLAR
PISA 2022 verileri, daha fazla ebeveyn desteği ile öğrencilerin öğrenmeye olan motivasyonlarının artması arasında pozitif bir ilişki olduğunu göstermektedir. Ebeveynleriyle daha fazla zaman geçiren öğrencilerin %52’si soru sormayı severken, ebeveynleriyle daha az zaman geçiren öğrencilerde bu oran %41’dir. OECD genelinde, öğrencilerin yaklaşık %70’i okulun onlara bir işte faydalı olabilecek şeyler öğrettiğini belirtirken, daha az etkileşimi olan öğrencilerin bu oranı yaklaşık %60’tır.
ÖĞRENCİLERİN EĞİTİM BEKLENTİLERİ
PISA 2022, öğrencilere gelecekte tamamlamayı bekledikleri eğitim düzeyini sorduğunda, OECD ülkeleri genelinde, öğrencilerin neredeyse %70’i en az ön lisans seviyesini tamamlamayı beklediklerini belirtmiştir. Türkiye’de ise öğrencilerin %85’inden fazlası yükseköğretim tamamlamayı beklediklerini belirtmiştir.