GAMZE ESKİKÖY- Türk Devletleri Teşkilatı'nın (TDT) kurduğu Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu, uzun süren çalışmaların ardından 34 harften oluşan Ortak Türk Alfabesi önerisini onayladı. 9-11 Eylül tarihlerinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü'de gerçekleştirilen toplantıda, Türkiye'de yaygın olarak kullanılmayan Ä, Ň, Ŭ, Q ve X harfleri de yeni alfabenin içine dahil edildi. Yozgat Bozok Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Zülfiye Acar Şentürk, Ortak Türk Alfabesi’nin dil birliği ve kültürel bütünleşme üzerindeki potansiyel etkilerini değerlendirerek, bu adımın Türk kültürüne ve dil birliğine katkı sağlayacağını ifade etti.
‘’Dil birliğiyle bu ortaklık daha çabuk sağlanmış olacak''
Prof. Dr. Zülfiye Acar Şentürk, yeni Ortak Türk Alfabesi'nin metinlerde kullanımının, Türk devletleri arasındaki ortak düşünceleri ve duyguları belirginleştireceğini ifade etti. Prof. Dr. Şentürk "Ortak alfabe metinler, insanların düşüncelerini ve ortak yönlerini belirlemek için kullanılıyor. Bizim ortak Türk devletleriyle ortak duygularımız, hislerimiz ve hayata bakış açımız çok benziyor. Dil birliğiyle bu ortaklık daha çabuk sağlanmış olacak. Aslında bütün duygu ve düşüncelerimizin birliğimizin biraz daha resmileştirilmiş olmasıdır. Biz zaten biriz, harfler ve sembollerle bunu desteklemiş oluyoruz."
''Toplumun her yönüyle değerlendirilmesi gerekiyor''
Şentürk, dil birliğinin sağlanmasının zaman alacağını ve toplumsal uyumun önemini açıkladı: "Dil birliğine katkı sağlar fakat bunun için uzun bir süre geçmesi gerekiyor. Her ne kadar duygularımız aynı olsada, insanların zamanla buna uyum sağlaması gerekiyor. Yeni bir dilin kabul edilmesi, yeni bir alfabenin kullanılmaya başlanması zaman alır. Bunu da toplumun ve sistemlerin her yönüyle değerlendirilmesi gerekiyor.''
‘’Kültürümüze sahip çıkmadığımızda yozlaşma gerçekleşir’’
Türk kültürünün geleceğe aktarılmasının önemine dikkat çeken Şentürk, "Yüzyıllardır var olan Türk geleneğinin geleceğe taşınması elzemdir. Her anlamda baktığımızda ulusların, toplumların ve ülkelerin kültürel yozlaşmaya gitmesi, kültürümüze sahip çıkamadığımızda gerçekleşir. Uluslararası medya ve sosyal medya kanallarının etkileri nedeniyle bu önem arz ediyor. Geleneksel değerlerin yazıya dökülmesi ve alfabe aracılığıyla gelecek nesillere aktarılması gerekiyor. Çünkü iletişim bir kültür aktarışıdır ve dil bunun en önemli yanıdır. Dilin ortak bir alfabeyle resmi bir zemine oturması, ortak kültürümüzün başka toplumlardan etkilenmeden diğer nesillere aktarılması anlamına geliyor’’ diyerek sözlerini noktaladı.