Son Mühür- ABD Başkanı Donald Trump'ın küresel piyasaları allak bullak eden gümrük tarifelerini değerlendiren TÜSİAD Almanya Direktörü Alper Üçok,
''İlk aşamada kazanan Çin...'' başlığıyla yayınladığı mesajında ''Trump, ekonomik açıdan bir saatli bomba gibi.'' hatırlatmasında bulundu.
''İlk döneminde Alman şirketlerine Çin ile iş yapmayı bırakmaları için baskı yapmıştı. Sloganı şuydu: Dünyanın en büyük demokrasisiyle iş yapmak istiyorsanız Çin ile iş yapamazsınız - ya onlar ya biz. Yani bitaraf olan bertaraf olur. Bu siyasi açıdan anlaşılabilir, ancak ekonomik açıdan zordu.'' diyen Alper Üçok, mesajında şunları söyledi.

ABD-Çin rekabeti
Sadece Çin'i değil...


5 yıl sonra Trump artık Çin'i dünyanın geri kalanından değil, kendi ülkesinden koparacak bir gümrük tarifesi politikası izliyor. Sadece Çin'i de değil. Neredeyse dünyanın tümünü.
Trump, sanki ABD ekonomisi hala 18. ya da 19. yüzyıldaymış gibi davranıyor, sanayileri geliştirmek için koruyucu tarifeler gerekliymiş gibi hareket ediyor. Oysa ABD uzun zamandır hakim ekonomik güç, yüksek teknoloji ihracatçısı ve pek çok hizmet sektöründe lider konumunda. 


AB'ye karşı 76 milyar dolar fazlada...


ABD, 2024'te AB'ye 237 milyar dolar mal dış ticaret açığı verirken, hizmet ticaretinden AB'ye karşı 76 milyar dolar fazla verdi. ABD'nin zenginliği artık gümrük duvarlarıyla değil, kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirdiği küresel bir ekonomik sistemle besleniyor. 
ABD, 1934 tarihli Karşılıklı Ticaret Anlaşmaları Yasası'ndan bu yana serbest ticaretin lokomotifi oldu. Pazarların açılması sadece dünya çapında büyümeye yol açmakla kalmadı, aynı zamanda Amerikan refahını da tesis etti.
Şimdi ise Trump'ın yeni gümrük vergilerinin etkisi, fiyat artışları şeklindeki anlık ekonomik etkinin çok ötesine geçiyor. 


Trump bir şantajcı gibi...


Trump güvenliğe ihtiyaç duyulan bir dünyada korku yayıyor. Bir şantajcı gibi, belirsizliği bir güç aracı olarak görüyor. 
Bu belirsizlik dünyasında yatırım yapmak zorlaşıyor. Gümrük tarifeleri kararından önce ABD'ye milyarlarca dolarlık yatırım açıklayan şirketler bile şimdi kara kara düşünüyorlar.
Trump'ın bu öngörülemezliği ise zayıflatmak istediği Çin'i güçlendirebilir. Pekin, ABD'nin korumacılığa dönüşünü kendisi için kullanacaktır. 
Çin, Washington'un açtığı gedikleri ekonomik, diplomatik ve stratejik olarak kapatmaya çalışacaktır.
Çin, dün ABD'den ithal edilen mallara önemli ölçüde daha yüksek vergi uygulayacağını açıkladı. Ama daha önemlisi nadir toprak elementlerinin bazılarına ihracat kontrolleri getirdi. Çin daha önce de gelecek teknolojileri için hayati bazı kritik ham maddelere ihracat kontrolleri ve kısıtlamalar getirmişti. 

Trump ve AB
AB ne yapmalı?


AB'nin yapabileceği tek şey ise orantılı tepki vermek ve Trump'ın gümrük vergisi öfkesi nedeniyle Çin'e saldırmamak olacaktır.
Trump temel anlaşmaları kabul etmezse zor yıllar olacak. Gözle görülür şekilde daha da fakirleşilecek yıllar. Avrupa, diğer bölgelerle ABD kaynaklı kaybını en azından kısmen telafi edecek ticaret anlaşmalarını nasıl yapabileceğine bakmalıdır. 
Türkiye ile Gümrük Birliğinin ise ivedilikle tamamlanması kazan kazan olacaktır. AB ancak Türkiye gibi ülkelerle ticareti olabildiğine serbestleştirerek kendisini Trump'tan ve onun kaprislerinden olabildiğince bağımsız hale getirebilir.

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı