Harran Üniversitesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji Dr. Öğr. Üyesi Oğur Karhan, Dünya Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı’nda yaptığı açıklamada, “Akciğer kanseri için en önemli risk faktörü olan tütün kullanımı dünya çapındaki kanser ölümlerinin yüzde 22’sine, akciğer kanserinden kaynaklı ölümlerin ise yüzde 71’ine neden olmaktadır. Tütün ve tütün ürünleri dışında radon, asbest, çevresel toksinler akciğer kanseri oluşumunda rol oynamaktadır.
Hiç sigara içmeyenler veya sigara içmeyi bırakmış olanlara göre, mevcut sigara içen kişilerde yeni akciğer kanseri vakası görülme oranı daha yüksektir. Sigarayı bıraktıktan 10 yıl sonra, akciğer kanseri riskinin yüzde 50 oranında azaldığı görülmektedir. Bu riskin sigara içmemiş bir kişinin grafik özelliğine hiçbir zaman gerilemeyeceği de akılda tutulmalıdır.” ifadesini kullandı.
Dr. Karhan şunları söyledi:
“Uzun süre sigara içme öyküsü olan özellikle de aktif sigara içicisi olan bireylerin geçmeyen öksürük, kanlı balgam çıkarma, nefes darlığı, ses kısıklığı, iştahsızlık halsizlik ve kilo kaybı gibi yakınmaları olduğunda hekime başvurması tanı için önemlidir. 20 paket yıldan fazla sigara içme öyküsü bulunan 50 ile 80 yaş arası bireylerde yıllık akciğer tomografisi ile akciğer kanseri için tarama doktor gözetiminde planlanabilir. Erken evrede tanı konulması akciğer kanserinin tedavisinde çok önemlidir.
Erken evrede tanı alan akciğer kanseri hastalarında sağ kalım oranı geç evrede tanı alan hastalara göre çok daha iyidir. Akciğer kanseri tedavisinde cerrahi, kemoterapi, radyoterapi bir veya birkaçı bir arada uygulanabildiği gibi günümüzde ‘Hedefe yönelik tedaviler-Akıllı İlaçlar’ ve ‘İmmunoterapiler- Bağışıklık sistemi üzerine etki gösteren tedaviler’ de hastalarımızın yaşam sürelerini uzatmaktadır."
Dr. Karhan, akciğer kanseri ile mücadelede en etkili yöntemin kişilerin sigaraya hiç başlamaması olmakla birlikte içen bireylerin de hangi yaşta olursa olsun sigarayı bırakması olduğunu ve akciğer kanserinin önlenebilir bir kanser olduğunu sözlerine ekledi.