Seçimlerden beri tüm belediyeleri izlemeye çalışıyorum. Başkanların sosyal medya mesajlarını, basın danışmanlıklarından gelen epostaları kaçırmadan okumaya çalışıyorum. Fakat açıkça haykırıyorum ki, 1984’ten bu yana ilk kez iletişime kapalı yapılar kuruluyor. Ve bir hissimi paylaşayım bazı başkanların yeni dönemlerinin olmayacağını şimdiden iddia ediyorum. Ama şu da var ki, iktidarın oluşturduğu tek taraflı iletişim, Özgür Özel’le birlikte CHP’ye de yansımış.
Telefonlar mesela. Başkanların telefonları başkanlarda mı duruyor? Ya sosyal medyalarını kimler hazırlıyor? Bazı mesajlar öylesine Türkçe fakiri ki… Tamam Ankara’dan, İstanbul’dan, Manisa’dan veya bilmem hangi kent ya da odadan İzmir belediyelerine baskı ve dayatmalar yapılıyor da bizim başkanlar kadrolarını oluştururken hangi kriterlere bakmışlar ki mesaj dilleri bile bir acayip?
İsteyen inanır istemeyen inanmaz. Ama şu son bir haftadır isimleri bende saklı belediyelerin çalışanlarından inanılmaz ihbarlar alıyorum. Büyükşehir’in bir yeni daire başkanı hanım dairesinin gerçek tanımını biliyor mu? Yeni müdür ve daire başkanlarının ciddi personel ayrımcılıkları yaptıklarını duyuyorum. Hatta belediyede bir görevi olmadığı halde, kurumlara çöken personele emredenlerin olduğu iddiaları var ortalıkta.
Ve Konak ile Bayraklı… Duyumların artarak devam ediyor.
Bugünlük bu kadar Ne mutlu Türküm diyene.