TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, yeni yasama döneminde kurulması planlanan "Yapay Zeka Komisyonu"nun Dijital Mecralar Komisyonu ile işbirliği yaparak çalışacağını ve bu süreçte uzman görüşlerinin alınmasının ardından bir rapor hazırlanacağını belirtti. Yayman, "Bu süreçte bir yasa çalışması ve yapay zeka ile ilgili kanun hazırlıkları gündeme gelecek, değerlendireceğiz ve muhalefetle birlikte bu konuyu ele alacağız" dedi.
Yayman, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu olarak yeni yasama döneminde kurulması planlanan "Yapay Zeka Komisyonu" ile ilgili çalışmaları değerlendirerek, yapay zekanın dünya genelinde tartışıldığını ve Türkiye'nin de bu alanda önemli adımlar attığını vurguladı. "Türkiye Büyük Millet Meclisi, yaz dönemine girmeden önce bu konuyu gündemine aldı ve bir yapay zeka komisyonu kurulması kararını aldı. Bu gelişme, Türkiye'nin yapay zekaya verdiği önemin bir göstergesi" şeklinde konuştu.
Yapay zeka konusunda Türkiye'nin hedefleri
Yayman, Türkiye'nin yapay zeka alanında büyük bir potansiyele sahip olduğunu ve 2025 yılına kadar bu alanda ilk 20 ülke arasında yer alma hedefi olduğunu dile getirdi. "Yapay Zeka Komisyonu, Dijital Mecralar Komisyonu ile koordineli olarak çalışacak, ancak bağımsız bir yapı olacak. Uzmanların görüşleri alınacak, bilişim alanında dünya çapında çalışmaları olan isimler, TÜBİTAK, Dijital Dönüşüm Ofisi, Cumhurbaşkanlığı, İletişim Başkanlığı gibi paydaşların yanı sıra üniversitelerin Ar-Ge birimleri ve yapay zeka üzerine çalışan akademisyenler de bu süreçte katkı sunacak" dedi.
Yayman, bu çalışmalar sonucunda yapay zekayla ilgili tüm konuların detaylı bir şekilde ele alındığı bir rapor hazırlanacağını ve raporun, yapay zeka üzerine gelecekte yapılacak yasal düzenlemeler için önemli bir temel oluşturacağını belirtti. "Bu mesele, partiler üstü bir mesele. Yasa çalışmaları gündeme geldiğinde, muhalefetle birlikte bu konuyu enine boyuna ele alacağız" ifadelerini kullandı.
Ayrıca, yapay zeka teknolojisinin taşıdığı potansiyel tehditlere de değinen Yayman, "Deepfake" videolarının oluşturduğu risklere dikkat çekti. "Özellikle, insanların seslerinin, yüzlerinin, görüntülerinin kopyalanması ve bu şekilde yanıltıcı videolar oluşturulması, bu işin tehdit boyutunu oluşturuyor. Bu tehditlere karşı hukuksal, yönetsel ve siyasi çerçevenin belirlenmesi gerekiyor. Bu konuda etik kodların bir an önce belirlenmesi ve bunlara uyulması büyük önem taşıyor" dedi. Yayman, bu konuyla ilgili yasal düzenlemelerin yapılmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.