İstanbul'da, yenidoğan bebek ölümlerine neden olan suç örgütüne ilişkin davada, hemşire Hasan Basri Gök, Fırat Sarı'nın komisyon alıp kendisine yemek parası verdiğini ve usulsüz ilaç satışlarıyla haksız kazanç sağladıklarını itiraf etti. Davada, bebek sevklerinin sahte raporlarla yapıldığı ve SGK’dan fazla ödeme almak amacıyla işlemler düzenlendiği iddia ediliyor. İstanbul’da, yenidoğan bebeklerin ölümüne neden olan ve bir dizi haksız kazanç sağlayan suç örgütüne yönelik davada ikinci duruşma Bakırköy Adliyesi’nde devam etti. Davada, 19 özel hastanenin adının geçtiği, 47 sanıklı davanın merkezi isimlerinden biri olan hemşire Hasan Basri Gök, mahkemeye önemli itiraflarda bulundu. Gök, uzun süre birlikte çalıştığı Fırat Sarı'nın komisyon aldığını ve kendisine yemek parası verdiğini söyledi. Duruşmada, bebek ölümlerine neden olan sevkler, sahte belgeler ve usulsüz ilaç satışları gibi skandalların detayları da birer birer ortaya çıktı.
Bebek ölümleri ve haksız sevkler: Suç örgütü iddianamesi
İstanbul’daki bir dizi özel hastanede, yenidoğan bebeklerin yanlış sevk edilmesi, sağlık hizmeti alacak ailelerden yüksek ücretler alınması ve bu süreçlerin denetimsiz bir şekilde yürütülmesi iddiaları, geniş çaplı bir soruşturma başlatılmasına yol açmıştı. 22 tutuklu sanığın bulunduğu davada, Fırat Sarı ve İlker Gönen gibi hastane yöneticilerinin de aralarında olduğu 47 sanığın, 17 bin yıl hapis cezası ile yargılandığı belirtiliyor.
Sanıklar arasında, suç örgütüne üye olmak, sahtecilik, haksız kazanç sağlama, bebek ölümlerine neden olma gibi suçlamalar yer alırken, özel hastaneler ve sağlık çalışanları arasında düzenlenen illegal işbirlikleri de detaylı bir şekilde inceleniyor.
Hemşire Hasan Basri Gök’ün itirafları: "Fırat Sarı komisyon alıp, bana yemek parası verdi"
Duruşmanın önemli isimlerinden biri, hastanelerin sahte raporlarla bebeklerin sevkini sağlayan, ilaç satışlarından haksız kazanç elde eden ve bu sürecin içinde aktif olarak rol alan hemşire Hasan Basri Gök oldu. Savunmasında Gök, Fırat Sarı'nın kendisine yemek parası verdiğini ve tüm sevk işlemlerinin doktorlar üzerinden yapıldığını söyledi.
Gök, duruşmada şunları söyledi: “Fırat Sarı’nın bir sene kadar normal hemşiresiydim. Son 6 ayda epikrize yardım ettim, son zamanlarda da şoförlüğünü yaptım. Fırat Sarı ve 3 kişi daha, bebek sevklerini yapıyordu. Sevkler, 112 bilgilendirmeden yapılıyordu, bu durumda doktorlar üzerinden yapılıyordu. Aileye de ‘yakında bu hastane var, oraya sevkini yapıyoruz’ diyorduk. Ama gözümle gördüğüm bir şey yoktu. Bir diğer kişi Serdar, il dışı sevklerden 5 bin lira kazanıyordu. İlker ve Fırat zaten hastanenin yöneticileriydi.”
Gök, sevklerin haksız kazanç amacıyla yapıldığını ve ailelerin zor durumda bırakıldığını da vurguladı. Özellikle, hastaların sigorta kapsamında alabileceği ücretlerin artırılması adına düzenlenen usulsüz işlemler hakkında şu şekilde konuştu: “Fırat Sarı, kendi komisyon ücretini aldı, bana da yemek parası verdi. Amaç, SGK’dan daha fazla para almaktı. Yani hastanın durumunu öyle gösteriyorduk ki SGK daha fazla ödeme yapsın. İlaçlarla ilgili de bir şeyler yapıyorduk. Bu işlerin her birinin bir ücreti vardı. Örneğin epikriz raporu yazmak, doktora yardım etmek gibi işlemler için paralar alıyorduk.”
Sahte ilaç satışı ve usulsüz işlemler
Hasan Basri Gök, ilaç satışlarıyla ilgili olarak da dikkat çeken bilgiler verdi. Gök’ün açıklamalarına göre, hastanelerde satılan ilaçlar, hastaların tedavi ihtiyaçlarıyla ilişkilendirilmeden ve sağlık güvencesi göz önünde bulundurulmadan satıldı. Bu ilaçların, hastanenin üst yönetimi ve Fırat Sarı'nın bilgisi dahilinde temin edilip satıldığını belirten Gök, 40 bin lira civarında bir gelir elde ettiklerini de itiraf etti. “İlaçları Doğukan ile birlikte aldık. Fırat Sarı’nın bilgisi dahilindeydi. Bir seferinde 24 kutu ilaç verdiler. İlaçları alırken hastanenin haberi vardı, çünkü sistemden düştüğünde herkesin haberi olur. Bu ilaçlar fark edilmeyecek ilaçlar değildi ama sistem üzerinden yapılmıştı. Sonuçta hastanenin cirosu birdenbire artıyordu. Bu tür işlemler Fırat Sarı’nın talimatıyla yapılıyordu.” dedi.
Bebeğin ölüme terk edilmesi ve ilaç kullanımı
Gök, aynı zamanda, bebeklerin ölümüne neden olan uygulamalara dair de açıklamalarda bulundu. Mahkeme başkanının Mehtap isimli bir kişiyle “Çocuğu öldür” mesajlaşmalarını sorması üzerine, Gök, şu şekilde yanıt verdi: “Bebeğin nabzı belli bir seviyede tutuluyordu ve bu da bebeğin sürekli olarak kalbinin durup geri gelmesine neden oluyordu. Bebeği görmediğim için ya da bilgi sahibi olmadığım için bu konuda bir şey söyleyemem. Ancak, bazı ilaçlar ve gazlar kullanılmıştı, o konuda da bilgi sahibiyim.”