Azmi Karamahmutoğlu, ilk olarak İsrail'in Dışişleri Bakanı Israel Katz'ın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında sarf ettiği sert sözlere tepki gösterdi. Katz'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Saddam Hüseyin ile aynı kaderi paylaşabileceğini ima eden açıklamaları, Türk hükümetinden sert bir yanıt almıştı. Karamahmutoğlu, “Sayın Katz’ın ifadeleri, İsrail ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerle bağdaşmayan, saldırgan ve nezaketsiz bir üslup içeriyor. Türkiye Cumhuriyeti olarak bu duruma karşı duruyoruz. Türkiye Irak değildir ve Cumhurbaşkanımız Saddam Hüseyin ile kıyaslanamaz,” ifadelerini kullandı.

Turizm sektöründeki kriz

Karamahmutoğlu, Türkiye’nin turizm sektörü üzerine de eleştirilerde bulundu. Yaz mevsiminin ortasında yaşanan turizm krizi, hem yerli hem de yabancı turistlerin sayısında ciddi bir azalmayı işaret ediyor. Karamahmutoğlu, bu durumun sadece ekonomik faktörlerle açıklanamayacağını, iç turizmde yaşanan daralmanın da dikkat çekici olduğunu belirtti. Özellikle yazlık sahiplerinin bile tatil yapmaktan vazgeçmesi, sektördeki derin sorunların bir göstergesi olarak değerlendirildi. “Turizm Bakanlığı, sektörü ileriye taşıma amacıyla çalışıyor, fakat bakanımızın faaliyetleri kendi turistik işletmeleriyle sınırlı kalıyor. Türkiye turizmi için gereken reformları gerçekleştiremiyor,” dedi.

Kıbrıs ve Kıbrıs Politikaları üzerine eleştiriler

Kıbrıs’ın 50. yıl dönümüne değinen Karamahmutoğlu, Kıbrıs’taki mevcut yönetim anlayışını eleştirdi. AK Parti hükümetinin, Kıbrıs konusunda geçmişteki hassasiyetlerden uzaklaştığını ve bu bağlamda merhum Rauf Denktaş’ın mirasına yeterince sahip çıkmadığını savundu. Karamahmutoğlu, “Kıbrıs bizim için çok değerli. Ancak AK Parti hükümetinin bu konudaki tavrı, Kıbrıs’ı kolayca feda edebilecek bir zihniyeti yansıtıyor. Merhum Denktaş’a gereken saygı gösterilmiyor,” şeklinde konuştu.

Eğitimde çifte standartlar ve adaletin eksikliği

Türkiye’deki eğitim sistemindeki çifte standartlara da dikkat çeken Karamahmutoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yetkililerinin kendi çocuklarını Türk Milli Eğitim Sistemi dışındaki okullara gönderdiğini belirtti. “AKP’li Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, çocuğunu Fransız okulunda eğitiyor. Bu çifte standart, hem halkın hem de AKP tabanının gözünden kaçmamalıdır,” dedi.

Zafer Partisi ve Prof. Dr. Ümit Özdağ’a yönelik saldırılar

Karamahmutoğlu, Zafer Partisi’nin lideri Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın, Türkiye’deki sığınmacılar ve kaçak nüfus konusundaki uyarılarının ardından yaşadığı hukuki baskılara da değindi. Özdağ’ın, sığınmacı sorununu gündeme getirmesi ve bu konuda toplumu bilgilendirmesi, hükümet ve bürokrasiden ciddi tepkilerle karşılandı. Karamahmutoğlu, “Prof. Dr. Ümit Özdağ, sığınmacıların gerçek sayısını açıklamak ve toplumun bu tehlikelere karşı uyanmasını sağlamak amacıyla konforlu politik alanını terk etti. Şimdi ise, davalar ve hukuki baskılarla engellenmeye çalışılıyor,” ifadelerini kullandı.

Davalar ve siyasi baskılara karşı direniş

Son olarak, Karamahmutoğlu, Zafer Partisi ve Prof. Dr. Ümit Özdağ’a yönelik açılan davalar hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Sürekli davalar açılarak, Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın moralini bozmak, onu başka işlerle meşgul etmek amaçlanıyor. Ancak bilinmelidir ki, bu tür engellemeler hesap edilmiş ve göze alınmıştır. Prof. Dr. Ümit Özdağ, hukuksuz ve haksız yargılamalara rağmen bu politikanın lideri olarak kalacak ve mücadelemizi sürdürecektir.”

Muhabir: Atakan Başpehlivan