SON MÜHÜR - Ayşegül Koç/ İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Artan maliyetler, yetersiz gelir ve hayat pahalılığı nedeniyle sektör çalışanlarının giderek zorlandığını belirten Gappi, sektörün asgari ücretle çalışan oranının oldukça yüksek olduğuna dikkat çekerek, “Araştırılsa basın çalışanlarının yüzde 70’i asgari ücretlidir” dedi.

“Birçok meslektaşımız 2024’ü gözaltılar ile geçirdi”

2024 yılında basın sektörünün karşı karşıya kaldığı sorunları değerlendiren Gappi; “Sektörel olarak ülkenin halinden farklı bir yıl geçirdik. Çünkü çok daha kötü bir yıl geçirdik. Medya sektörü böyledir. Özellikle gelişmekte olan toplumlarda öncelikle biliyorsunuz ülke medya üzerinden şekillendirilmeye çalışılır. Bunu yapabilmek için önce medya şekillendirilmeye çalışılır. Biz bunlara alışkınız ama maalesef 2024’te bunu artık birkaç safhada yaşadık. İki gelişme oldu, Dezenformasyon Yasası çıktı önceki yıllarda ve biz bunun en ağır etkilerini 2024’te hissettik. Ardından Türk Ceza Kanunu’nda değişiklikler yapıldı ve haberi sadece yapmak değil yaymak da suç haline geldi. Öyle olunca meslektaşlarımız yılın önemli bir kısmını gözaltılar, sorgulamalar ve maalesef bazıları da cezaevlerinde geçirmek durumunda kaldı. Medya sektörü olarak bunların birçoğuna alışkınız ama bu kadarı gerçekten yordu” ifadelerini kullandı. 

“Demokrasi savaşlarının bedelini medya ödüyor”

Medya üzerindeki ekonomik baskılar ve sektörün dijitalleşme sürecinde karşı karşıya kaldığı zorluklara ilişkin açıklamalarda bulunan Gappi; “Cemiyet olarak yıla baktığımızda gerçekler söylendi, söylenen gerçeklerin bedelleri ödendi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti basın özgürlüğü mücadelesinin neferlerinden biri. Bizim için olmazsa olmaz şey belgeli gazetecilik. Yani biz bağımsız ve belgeli gazeteciliği korumak durumundayız. Bu üzerimizdeki birinci ödev ama diğeri de aynı zamanda meslektaşlarımızla bir dayanışma örgütüyüz. Biz çatı örgütüyüz, ekonomik sıkıntıları da birebir çok yaşadık. Bu ekonomik sıkıntılara rağmen dayanışma konusunda taviz vermedik. Meslektaşlarımızla daha bütünleştik ve çözüm öneri üzerinde durmaya çalıştık. İki noktaya ağırlık verdik. Birincisi, kurumların ki medya sektörünün dijitalleşmenin en çok etkilediği yıl oldu 2024 medya sektöründe, zaten inanılmaz bir dönüşüm içerisindeyiz. Geleneksel mecradan dijital mecraya dönüşüm. Kurunlar buna uyum sağlamak durumunda ayak uydurmak durumunda kaldılar. Ama çok yalnızız. Doğal olarak öncelikli taleplerden biri halkımızın doğru, ilkeli bir gazetecilik ile haber alması ama bunun bedeli o kadar ağır ki… İzmir bu konuda Türkiye'de çok çok iyi. Hatta kalelerinden biri yazılı basın konusunda ama o kadar zorlanıyorsunuz ki önünüzü göremiyorsunuz. Maliyetlerinizi yansıtmıyorsunuz. Meslektaşlarımız burada zor istihdam buluyor. Buldukları istihdamın karşılığı her geçen gün düşüyor, azalıyor. Böyle çok çok zorlu bir süreç tabii ki ülkelerin demokrasi savaşlarının bedeli önce medya tarafından ödeniyor” açıklamasında bulundu. 

“Araştırılsa basın çalışanlarının yüzde 70’i asgari ücretlidir”

Sektördeki mevcut ekonomik durumu değerlendirirken, hayat pahalılığının resmi oranların çok üzerinde hissedildiğine dikkat çeken Gappi; “Yılbaşında yeniden değerleme oranı yüzde 49. İğneden ipliğe her şeye zam gelecek. Asgari ücret artışı yüzde otuz geldi. Reel enflasyon yüzde 49. Hayatın gerçekliği bu oranın çok çok üzerinde. Böyle bir karmaşık yapıda, asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 42 olarak açıklandı. Basın sektöründe böyle bir çalışma yapılmadı. Yapılsa herhalde bizim sektörde yüzde 70 civarı asgari ücretli çalışan çıkar. Nasıl olacak? Bu rakamlara baktığınızda bütün maliyetleriniz arttı. Peki gelir nerede? Basın sektörünün geliri nerede? Basın da bir işletme. Üstelik öyle bir işletme ki 24 saat yaşayan bir işletme. Hayat biçimi olan bir işletme. Toplum için neferlik görevi üstelenmişiz ama bu kadar ezilmek zorunda değiliz” dedi. 

Nar Projesiyle şiddete karşı mücadele: “Kadınlar yalnız kalmayacak”

İGC olarak yürüttükleri ‘Nar projesine ilişkin konuşan Gappi; “Bir çocuğumuzla ilgili bir konuda gördüğüm haber sonrası nasıl böyle bir haber yapılabilir dedim. Çünkü şiddet körükleniyor o haberle. O zaman dedik ki yola çıkalım. Günümüzde şiddete uğrayanlar çok yalnız kalıyor. Kullanılan dil konusunda dikkatli olmak gerekiyor. Bu konuda eğitim eksiğimiz var. Bu amaçla projemizi başlattık. Önce meslek projesi olarak yola çıktık. Meslektaşlarımızın eğitimlerini sağlamaya çalıştık. Şiddet diline karşı barışçı dili amaçladık.  Şiddet görenlerin mücadelelerinde yalnız kalmaması için çalışıyoruz” dedi. Nar Projesi kapsamında mahalle muhtarları, esnaflar ve ilçe belediye başkanları ile uzmanları bir araya getirerek eğitim ve farkındalık çalışmaları gerçekleştirdiklerini dile getiren Başkan Gappi, “Ege Bölgesi’nde şiddetin en yoğun yaşandığı mahalleri bulduk. Haritalandırma yaptık. Böylelikle projenin ikinci ayağını başlattık. Muhtarlarımıza eğitimler verdik. Uzmanlar şiddete karşı neler yapabileceklerini anlattı. Yerel yönetimlere diyoruz ki sizin de yapmanız gerekenler var. Kadın Danışma Merkezleri’ni geliştirmemiz gerekiyor. Şiddet gören kadın o merkezlere muhtarla gidecek. Muhtarlarımızın hepsine WhatsApp numarası veriyoruz. Bu sıkıntı çözülse de haber çözülemese de haber. Bunlar bir tane görünüyor ama içinden aynı nar gibi yüzlerde tanenin çıkması için çaba harcıyoruz” diye konuştu.

Muhabir: Ayşegül Koç