SON MÜHÜR - ALPER TEMİZ / Asbest ve zehirli atıklarla sık sık gündeme gelen Aliağa Gemi Söküm Tesisleri, ‘ÇED muafiyeti’ kararının iptali için açılan dava ile yeniden tartışma konusu oldu. EGEÇEP, İzmir Barosu, TMMOB Mimarlar Odası, İzmir Tabip Odası ve sekiz yurttaşın girişimiyle açılan davada, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na karşı hukuki mücadele başlatıldı.
Gemi söküm tesislerinin kapasite artışı, atık yönetimi ve kirlilik kaynaklı riskleri gerekçe gösteren davacılar, ÇED sürecinin işletilmesi gerektiğini vurguluyor. Çevre ve insan sağlığını tehdit eden kirlilik sorununun, Aliağa’nın kümülatif çevre yükünü artırdığı ifade ediliyor.
Yapılan bilimsel çalışmalara göre bölgenin kirlilik taşıma kapasitesinin aşıldığını belirten davacılar, daha önce Otapan ve São Paulo gemilerinin sökümünü engelleyen demokratik mücadelelerinden örnekler verdi. Aliağa’nın uzun vadeli çevre ihtiyaçları için ÇED sürecinin başlatılmasının zorunluluk olduğunu belirten çevreciler, bu davanın yalnızca bir başlangıç olduğunu ifade etti.
Davacılar, işçi sağlığı ve çevre için herkesi bu hukuki mücadeleye destek vermeye davet ediyor. Dava, İzmir 2. İdare Mahkemesi’nde 2025/62 esas numarası ile görülmeye başlandı.
Çevre Avukatı Arif Ali Cangı yaptığı açıklamada şunları söyledi;
"Aliağa Gemi Söküm Tesisleri’nde uzun yıllardır devam eden çevresel ve toplumsal sorunlar artık göz ardı edilemez bir noktaya gelmiştir. Bu tesislere tanınan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) muafiyeti, çevre hukukuna ve kamu sağlığına aykırıdır. ÇED Yönetmeliği’ne göre muafiyet, tesisin kapasite artışı ya da devri gibi durumlarda geçerli olamaz. Ancak bu süreçte, kanuna karşı hile ile ÇED’den muafiyet sağlanmıştır.
Aliağa’daki gemi söküm tesisleri, hem çevreyi hem de işçi sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Bölge, sadece gemi söküm değil, demir-çelik fabrikaları, rafineriler ve termik santrallerle birlikte kümülatif bir kirliliğe maruz kalmaktadır. Ege Üniversitesi ve TÜBİTAK MAM tarafından hazırlanan raporlar, bölgedeki kirlilik seviyesinin taşıma kapasitesini aştığını açıkça ortaya koymuştur.
Daha önce Otapan ve São Paulo gibi atık gemilerin sökümüne karşı demokratik ve hukuki mücadeleyle başarı sağladık. Şimdi ise Aliağa Gemi Söküm Sanayiinin yarattığı toplam kirliliği durdurmaya kararlıyız. ÇED muafiyetlerinin kaldırılması, bu mücadelenin ilk adımıdır. Bundan sonraki süreçte, Avrupa Birliği’nin çifte standart yaratan sertifikalandırma pratiklerine karşı uluslararası mercilere başvurular yapacağız.
Kentimizin, bölgemizin ve Ege Denizi’nin doğal yaşamını korumak için bu davayı açtık. Tüm duyarlı vatandaşları, toplum ve işçi sağlığını savunmaya ve bu mücadelede bizimle dayanışmaya çağırıyoruz. Aliağa’da sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı için geri adım atmayacağız."