Son Mühür TV’ de yayınlanan Sevinç Öztürk ile Beyin Sizsiniz programının bu haftaki konuğu Psikoloji Uzmanı Prof. Dr. Kamuran Elbeyoğlu Sirkeci konuk oldu.  Elbeyoğlu Sirkeci, Klaros’un tarihine ve önemine dikkat çekerek, antik kentin kehanet ve bilicilik merkezi olarak nasıl kurulduğunu ve geliştiğini anlattı. Klaros’un, M.Ö. 13. yüzyıllarda Apollon adına kurulan bir kehanet merkezi olduğunu ve ilk kahinlerinin kadınlar olduğunu belirtti. Klaros'un, Anadolu'daki İyonya kentlerinden biri olan Kolofon’un zenginliği ve önemi ile bağlantılı olduğunu, bu kentin ticaret, zenginlik ve kültürel etkileşim açısından dönemin en önemli merkezlerinden biri olduğunu vurguladı. Manto ve Prekeus’un Klaros’u kurma hikayesi ile göçmenlerin bu dönemdeki sosyal durumu arasında benzerlik kurarak, Klaros’un günümüzle bağlantılı sosyolojik bulgular sunduğunu ifade etti.

Elbeyoğlu Sirkeci, Klaros'un Apollon’a adanmış bir kehanet merkezi olduğunu ve bu merkezde kadın kahinlerin Athena’ya adanmış rahibeler olarak bilicilik yaptığını açıkladı. Klaros’un, Kolofon’un zenginliğine ekonomik ve sosyolojik olarak önemli katkılar sağladığını belirten Elbeyoğlu Sirkeci, uluslararası ün kazanmasında İskender’in kehaneti gibi olayların rol oynadığını vurguladı. Klaros’un tarih boyunca bilim, sanat ve kehanet merkezi olarak işlev gördüğünü anlatan Elbeyoğlu Sirkeci, bu antik mirasın günümüzde nasıl değerlendirilebileceği üzerine düşüncelerini paylaştı. Ayrıca, Klaros Felsefe Akademisi’nin bu mirası sürdürme çabasına dikkat çekerek, kadın kahinler ve bilicilik geleneğinin zamanla ataerkil sistem altında nasıl baskılandığını, ancak bu mirasın günümüzde yeniden canlandırılmasının önemini belirtti.
Whatsapp

Prof. Dr. Kamuran Elbeyoğlu Sirkeci  Klaros'un kuruluşunun güzel bir hikayeye dayandığı ve günümüzle bağlantılı olduğu belirtiliyor. M.Ö. 13. yüzyıllarda kurulduğu tahmin edilen Klaros, M.S. 2. ve 3. yüzyıllara kadar varlığını sürdürmüş olduğunu ifade ederek, "Klaros'un kuruluşu da güzel bir hikaye günümüzle de bağlantılı, ben o yüzden heyecan duyuyorum Klaros ile ilişkili konuştuğum zaman. M.Ö 13.yüzyıllarda kurulduğu tahmin ediliyor. M.S. da 2. 3. Yüzyıla kadar egemenliğini sürdürmüş. Klaros Apollon ve kardeşi Artemis’e adanmıştır. Ama aslında Apollon adına kurulmuştur. Apollon’un özelliği ne ‘kehanet tanrısı’ bu anlamda kurulan bütün Apollon tapınakları bir yandan da o kentin geleceğini yönlendiren birtakım kehanetleri de içeriyor" dedi.

İzmir'den dünyaya açılan antik bir kent: Kolofon

Elbeyoğlu Sirkeci, Kolofon'un zenginliğinden ve tarihinden bahsederek, M.Ö. 13. yüzyılda Anadolu'da önemli bir İyonya kenti olarak Kolofon'un yer aldığını ve darphanenin bulunduğunu vurguladı. Ayrıca, göçmenlerin etkisiyle kentteki sosyolojik değişimlere ve Apollon rahibesi Manto'nun Klaros'ta kurduğu kehanet merkezine dikkat çekti.

"M.Ö 13.yüzyıllara gittiğimizde Anadolu'da birkaç tane İyonya kentleri var ve bu 12 İyonya kentlerinden en zenginlerinden birisi olan Kolofon da bizim İzmir’in Değirmendere köyü o zamanın Kolofon şehri. Kolofon’da en zengin İyonya kenti olarak ünlenmiş, bugün İstanbul’un taşı toprağı altın deniyor, o zaman da Kolofon’un taşı toprağı altınmış. Aynı zamanda Kolofon darphanenin, para basılan yerin olduğu yer. Atlarıyla, at binicileriyle, askerleriyle meşhur, çam ağaçları çok fazla. Böyle birçok alanda etkili olan bir kent. Girit’den gelen göçmenler Aka adında bir grup oluşturuyorlar. Akalar sonra Kolofon’un yönetimini ele geçiriyorlar. Daha sonra Tebai’den sürülen ve göç eden göçmenler var. Tebai’de bugünkü Tiva, Atina’nın yakınlarında küçük bir şehir. Bunların arasında bir Apollon rahibinin kızı olan Manto’da var. Manto ile Proteus aralarında bir aşk doğuyor ve evleniyorlar. Manto’ya rüyasında gidip deniz kenarında bugünkü Klaros’un olduğu yerde Ahmetbeyli’de bir Apollon tapınağı kurmasını söylüyor kahinler. Şu zamanın göçmenlerinde olduğu gibi o dönem de göçmenlere çok hoş bakılmıyormuş. Bu durumun Klaros’u günümüze bağlayan önemli bir sosyolojik bulgu diye düşünüyorum. Manto ve Prekeus, Apollon’a atfettikleri Klaros binicilik merkezini, kehanet merkezini kuruyorlar. İlk bilicilerden biri, kendisi de Apollon rahibinin kızı olarak kehanetleri yapan, kehanetlerde bulunan Manto. Klaros’un ilk kahinleri kadınlar olmuş. Yaklaşık Troya Savaşına kadar."

Antik kehanet merkezlerinde kadınların rolü: Manto'nun mirası

Sirkeci'nin açıklamalarına göre, antik dönemlerde kehanet yapabilmek ve geleceği öngörebilmek için uzay bilgisine ve yıldızların hareketlerine dair derin bir bilgi gerekiyordu. Apollon tapınaklarının bulunduğu her yerde Athena'nın etkisinin olduğunu ve Athena'nın bilgelik ve akıl tanrıçası olarak kabul edildiğini belirtiyor. Kehanet merkezlerinde çalışan kadın kahinlerin genellikle Athena'ya adanmış rahibeler olduğunu ve sanat, matematik, müzik ve bilim gibi alanlara önem verdiklerini vurguluyor. Ancak zamanla ataerkil sistemlerin güçlenmesiyle kadınların kehanet yetenekleri bastırılmış, bu geleneğin erkeklerin hakimiyetine geçtiği belirtiliyor.

"O dönemlere baktığımızda geleceği öngörmek, geleceğe ilişkin birtakım kehanetlerde bulunmak için çok iyi bir uzay bilgisine, yıldızların hareketleri, bütün bunlar arasındaki bağlantılar bilmek ve bu bilince sahip olmak gerekiyor. Şunu da biliyoruz ne zaman bir Apollon tapınağı olsa orada Athena’nın da eli vardır mutlaka ve Athena’da aklı ve bilgeliği savunan bir tanrıçadır. Kahin olarak çalışan rahibeler Athena’nın rahibeleriydi. Kendilerini tamamen tanrıçaya adamış Apollon ve Athena’ya adamış, sanata, matematiğe, müziğe, bilimlere vermiş olan kadınlardı. O dönemde aynı zamanda bir bilim merkezi olarak da işleyen bir yer. Dolayısıyla bu anlamda da önemli. Kehanet merkezinde kadınların bilici olmaları, Athena’ya kendini adamış olan rahibelerin de bilicilik yapıyor olmaları geleneksel olarak aslında bununla açıklanabilir. Ataerkil sistemin yerleşmesi ile erkeğin hakimiyeti altında bu da azalıyor. Bastırılıyor, sindiriliyor, gittikçe azalıyor. Manto da Troya Savaşı sıralarında yerini artık oğluna bırakıyor. Manto’nun yerini oğlu aldıktan sonra bir daha hiçbir kadın kehanette bulunamıyor. Ondan sonraki bütün kahinler erkek olarak geliyor. Sonra gelen Helenistik dönemdeki tarihsel süreçte eril aklın son derece hâkim olduğu, tek tanrılı eril dinlerin ortaya sürdüğü dönemdir zaten."
Sevinç Öztürk

Klarostaki bilicilik merkezinin Klaros'taki yaşayan halka katkısı neydi?

Elbeyoğlu Sirkeci, Klaros'un Antik Yunan döneminde Apollon'a adanmış bir kehanet merkezi olduğunu ve burada kadın kahinlerin Athena'ya adanmış rahibeler olarak bilicilik yaptığını belirtti. Klaros, Kolofon'un zenginliğine ekonomik ve sosyolojik katkılar sağlayan, Apollon'a adanmış bir kehanet merkezi olarak öne çıktığını söyledi. İskender'in kehanetiyle ünlenen Klaros, Yunan olmayan halklara da açık bir merkez olarak bilindiğini ifade etti. Elbeyoğlu Sirkeci Apollon'a yapılan adaklar ve büyük heykelleriyle de dikkat çeken Klaros'un, İzmir'in kuruluşuna ve tarihine derinlemesine bağlı bir kültürel miras olarak kabul edildiğinin altını çizdi.

"Kolofo'nun ünlenmesinde önemli rol oynadığını düşünüyorum, Kolofon zengin bir İyonya kenti. Kloros’un çok özel kılan bir özelliği var bunun da Klofon’a çok önemli bir getirisi olmuş olmalı ekonomik ve sosyolojik olarak. Kloros’un İskender ile ilgili bir kehaneti var, ondan sonra çok ünleniyor. Klaros tek ve ilk kehanet merkezidir. Kapısını barbarlara da açar. Yunan olmayan halklara da açar. İngiltere’den Klaros’a kehanet almak için gelenler var. Böyle bir özelliği var ve bir de Apollon kendisine çok fazla adak adanan tanrılardandır, onun böyle bir özelliği var. Klaros’un bu anlamda çok önemli ve büyük bir merkez olduğu biliniyor. Klaros’ta Apollon’un çok büyük bir heykeli var. Artemis ve Apollon'un anneleri Letoon’un heykeli vardır orada. O Apollon’un heykelinin ön tarafında yüz tane dananın bağlanabileceği, bugün hala zincirlerini görebiliyoruz. Yüz danayı aynı anda yan yana bağlayıp kesebileceği çok büyük bir alanı var. Yunan halkları diğer kültürlerin din ve inançlarına da açık hale gelmişler, bunlarla yoğrulmuşlar. Klaros bundan nasibini büyük oranda almış diye düşünüyorum. Barbarlara da açmış çünkü kapısını o çok önemli. Ünlenmesi de ne ile başlıyor? İzmir’in kuruluşu ile ilişkilidir, İskender fetih yapıyor ve İzmir kıyılarına geliyor, Patmos dağında şimdiki Kadifekale’de bir ağacın altında uyurken rüyasında biri ‘Burayı sen kale yap, sen burada yaşa. Bütün İzmir halkını bu kalenin içine koy. Onlar da mutlu olsun, sen de bunları yönet. Böylece bugünkü Kadifekale’yi İskender inşa etmiş ve bütün İzmir halkını Bayraklı’dan oraya taşımış."

Antik dünyanın ilham veren merkezi

Elbeyoğlu Sirkeci, Homeros'un doğum yeri olarak kabul edilen Klaros'un tarihsel önemini vurguluyor. Homeros'un büyük heykelinin burada bulunduğunu belirtiyor ve bu heykelin Menderes'in Klaros'u olduğunu düşünüyor. Ayrıca, Aristoteles'in de Klaros'tan aldığı kehanetlerle kendi sağlık okulunu kurduğunu ve bu yerin önemli kehanetlere ev sahipliği yaptığını ifade ediyor.
"Bizim Homeros’a sahip çıkmamız için çok önemli sebeplerimiz var. Bir filozof bir şair ya da bir hükümdar, kimin en büyük heykeli bir yerde çıkarsa orada doğmuş olduğu sanılıyor. Homeros’un en büyük heykeli oturan bir şekilde Klaros’ta. Homer büyük bir ihtimal ile bizim Menderes’in Klaros'tu. Bir başka çok önemli kehanetlerden birisi Aristoltales, kendi sağlık okulu Klarostan aldığı kehanetler ile kuruyor. Böyle güzel kehanetlere ev sahipliği etmiş bir yer Klaros."

Jandarma antik kent ziyaretçilerini bilgilendirdi Jandarma antik kent ziyaretçilerini bilgilendirdi

Antik bilim ve sanatın ışıltısı| Enstrümanların ve sanatın doğduğu yer

Elbeyoğlu Sirkeci, Klaros'un sadece bir kehanet ve bilicilik merkezi olmanın ötesinde antik bilim ve sanatın da önemli bir merkezi olduğunu vurguladı. Ancak Klaros'un İzmir'e dair yazılan bazı kitaplarda adının bile geçmemesi, kültürel mirasa gösterilen ilgisizliği eleştirdi. Kolofon'da, kitara gibi enstrümanların ve sanatın doğduğu bir yer olarak tarihe geçen Klaros'un, bilimsel keşifler ve sanatsal gelişmeler için de büyük bir potansiyel sunduğunu belirtti. 

"Klaros bir yerleşim yeri değil. Orası bir kehanet, bilicilik merkezi. Fakat İzmir’e dair yazılan bazı kitaplarda Klaros’un adı bile geçmiyor. Bu bir ilgisizliğin işareti. Bizim hangi tarihle ilişkilendirdiğimiz ile de bağlantılı. Biz böyle bir dünya mirasına sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Bir bilim merkezi, son derece önemli, kehanetlerin dışında bilimsel faaliyetlerin olduğu bir yer, sanat da burada çok önde gidiyor. Kolofon, kitara, bugünkü gitarın da ilk ortaya çıktığı yapıldığı bir yer. Sikkelerin üzerinde Kitara’nın Lir’in resmi var. Klaros’un bütün dünyaya açılabilmesinin en önemli özelliklerinden bir tanesi Nosyon ile bağlantılı olması, deniz trafiğinin açık olması Klaros’un dünyaya açılmasında çok önemli noktalardan birini oluşturuyor. Kolofon önemli şairler, insanlar yetiştirmiş aynı zamanda. Geleceğe dair o kadar ip uçları var ki orada. Bugünkü tek tanrılı dinlerin ilk nüvelerini Ksenofanes’te görüyoruz."

Klaros'tan ilhamla: Geleceğin felsefesi için bir yolculuk

Elbeyoğlu Sirkeci, Klaros'u ziyaret ettikten sonra onun unutulmuş bir değer olduğunu ve bir felsefe akademisi kurmak istediklerini belirtti. Antik çağda Klaros'un yaydığı ilhamdan ilham alarak, geleceğin felsefesini şekillendirmeyi hedeflediklerini ve bu doğrultuda Klaros Felsefe Akademisi'ni kurduklarını vurguladı.

"Klaros’u gittik gördük ve unutulmuş, atılmış bir değer var burada dedik. Eğer bir felsefe akademisi kuracaksak Kloros’ta kurmayacağız da nerede kuracağız dedik. Klaros’un Antik çağlarda yaydığı ışığı biz bu ışıktan ilham alalım. Bu ışıkla beslenelim. Bu ışığı taşıyalım, geleceğin felsefesini kurgulayalım bize Manto’nun verdiği ilhamla dedik. Böyle bir yönelim ile Klaros felsefe akademisini kurduk. Felsefe yaşamdır. Felsefe festivalleri de düzenlenmeye başladı çünkü Klaros’un da zamanında düzenlenen festivalleri var. Gerçekten çok keyifli bir açılım sunuyor bize."

Klaros tarih boyunca nasıl bir mesaj vermiş olabilir?

Manto bize, ‘Apollon’un adına Bilicilik merkezi kurdum, size hediye ettim. Siz de bunun kıymetini bilin, bu bilicilik merkezini, benim yaydığım ışığı daha da daha da öteye taşıyın. Dostlukla, sevgiyle ve sanatla kalın. Manto’nun gözyaşlarını dindirebilmek için kadının üzerine kendine sahip çıkmak düşer. Kendi bilgisine, kendi becerisine, kendi bilmesine sahip çıkmak, bunu korumak ve bunun onun elinden alınmasına karşı koyması gerekir. Kassandra olmayalım, biz Mantolar olalım. Biz öngörülerimiz dillensin. İnsanlar bu bilgiye açık olsun, bu bilgiyle daha ileriye gitsin. Biz Manto’nun kız kardeşleri olarak, çocukları olarak Manto’nun ateşini yayalım. Kendi bilgimize güvenelim. Kendi bilgimizle ilerlemek güzeldir.

Prof. Dr. Kamuran Elbeyoğlu Sirkeci’nin açıklamaları, Klaros’un tarihi ve kültürel mirasının günümüzde ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Klaros, Apollon adına kurulan ve bilicilik merkezi olarak faaliyet gösteren bir yer olarak, tarih boyunca hem sosyolojik hem de ekonomik açıdan büyük bir öneme sahip olmuştur. Kadın kahinlerin bilgeliği ve Apollon’a adanmışlıkları, bu merkezin özel ve değerli bir yer olmasını sağlamıştır. Sirkeci, Klaros’un zengin tarihi ve kültürel mirasını günümüze taşımak ve bu mirası korumak adına yapılan çalışmaları vurgulayarak, Klaros Felsefe Akademisi’nin kurulmasının bu anlamda büyük bir adım olduğunu belirtmektedir. Bu antik bilgelik ve kültürel değerlerin, günümüz toplumuna ilham vererek geleceğe ışık tutması gerektiğine dikkat çekiyor ve Klaros’un tarihinden alınan ilhamla, geleceğin felsefesini kurgulamanın önemini vurguluyor.

Kaynak: Haber Merkezi