CHP'li Buca Belediyesi'nde İmar A.Ş. çalışanı işçilerle belediye arasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamamış, işçileri temsil eden DİSK Genel-İş İzmir 5 No'lu Şube ile belediyeyi temsil eden SODEM SEN arasındaki anlaşmazlık üzerine işçiler greve çıkmıştı.
Buca Belediyesi'ndeki grev iki gündür devam ederken, Genel-İş Sendikası İzmir 5 No'lu Şube ile belediye yönetimi arasında işçilere haber verilmeden toplu iş sözleşmesi (TİS) imzalandı.
Buca Belediyesi işçileri, üyesi oldukları DİSK/Genel-İş İzmir 5 No’lu Şube’nin işçilere sormadan imzaladığı sözleşmeye dair deklarasyon yayımladı. Belediye işçileri ve Genel-İş iş yeri temsilcileri yayımladıkları deklarasyonda “Gece yarısı atılasn imza ile irademiz çiğnendi" dedi. 6 işyeri temsilcisi, sözleşme sürecinin anti demokratik işlemesi sebebiyle istifa ettiklerini duyurdu. Açıklamada "Biz kirli anlaşmanın ortağı olmayacağız. 6 temsilci olarak istifa ettiğimizi bildiriyoruz" denildi.
İşçiler yayımladıkları deklarasyonda şunları söyledi:
“Satıldık ey işçim uyan diyerek güne başladık. Buca'nın onurlu işçilerinin deklarasyonudur... Buca işçisi dirayetinden asla vazgeçmeyerek mücadeleyi büyütmüştür. Gece gündüz demeden gücüne güç katan dirayetli bir işçi sınıfı ancak gece yarısı uykusundayken vurulabilirdi. Gece 00.00-01.00 sularında temsilciler de dahil olmak üzere biz işçiler, sözleşmenin imzalandığı haberini aldık. Bu haber bizleri derinden yaraladı ve öfkemizi kabarttı. Sözleşmenin imzalandığından temsilci arkadaşlarımızın dahi haberinin olmaması biz Buca Belediyesi işçilerinin iradesinin ve mücadelesinin yok sayılmasının bir göstergesi oldu. SODEMSEN ve belediye temsilcileri ile anlaşma sağlanan rakam ise talep ettiğimiz ücretten oldukça alttadır. Bugün SODEMSEN ve belediyenin teklif ettiği ücret hepimizin bildiği gibi sefalet ve yoksulluk ücretidir.
Bu sözleşmeye atılan imza da üyesi olan işçilerin sefaletini ve yoksulluğunu kabul etmek demektir. Unutmamamız gereken şeylerden birisi de belediyenin alenen bizi halkla karşı karşıya getirme çabasıdır. Ama bilinmelidir ki, en önemlisi bize sorulmadan, danışılmadan, kapalı kapılar ardında atılan bu imzalar, irademizi ve günlerdir sürdürdüğümüz mücadelemizi hiçe saymaktır. Esas üzüntümüz ve öfkemiz bunadır. İşçiler sendika tarafından satılmıştır”
İşçi sınıfının mücadelesi bir TİS'e sığmaz. Unutmamamız gerekir ki 25 yıl aradan sonra greve çıkan Buca işçileri, bu grevi sendikasının maaşlı yöneticilerine değil, kendi direncine ve birlikteliğine borçludur. İki gün boyunca azim ve kararlılıkla sürdürdüğümüz grev her birimiz için yeni dersler çıkarmış, bir sonraki mücadeleye daha deneyimli gitmemizin temellerini atmıştır. Bu sürece gelene kadar sürdürdüğümüz her çalışmanın daha güçlüsünü, daha örgütlüsünü örmek önümüzde görev olarak durmaktadır. Bu birlikteliği güçlendirecek, işverenler ve işçilerin aidatıyla yaşayanların karşısında mücadele etmeye devam edeceğiz. Son sözümüz; ihaneti gördük ama direnişi göreceksiniz”