CHP lideri Özel, İstanbul’da düzenlenen İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Özel, “bir yıldır hep beraber Türkiye için yoğun bir çaba içindeyiz. Bundan bir yıl önce partimizde demokratik bir değişimi hep birlikte gerçekleştirdik. Hemen ertesinde 81 il başkanımızla birlikte Türkiye’deki büyük iktidar değişimi için yola çıktık. Kurultayımızın ardından dört ay gibi kısa bir sürede hazırlandığımız yerel seçimlerde adaylarımızla, doğru aday belirleme yöntemimizle, her biri birbirinden değerli kendi alanlarındaki başarı hikâyeleriyle yeniden gösterdiğimiz adaylarımızla ya da şehirlerin yönetimi için adaletlerine, birikimlerine, liyakatlerine güven duyduğumuz adaylarımızla büyük bir başarı elde ettik. Şüphesiz bu başarıda 81 ildeki örgütümüzün adayıyla, partisiyle bütünleşen, sahada özgüvenini ve geleceğe umutla bakışını seçmene yansıtan sizlerin koordinasyonu, yönetimi en büyük paya sahiptir. Başarının en büyük sahiplerinden birisiniz. Sizin şahsınızda 81 ilde, 973 ilçede Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında girdiği ilk seçimlerde birinci yapan örgütümüzü saygı ile selamlıyorum” dedi. Özel şöyle devam etti:
Türkiye'nin gerçek gündemine sahip çıkacağız...
Gelecek haftadan itibaren sizin illerinizde ve tüm ilçelerde, hem örgütümüzle, daha önemlisi o kentin tüm bileşenleriyle, meslek örgütleriyle, sendikalarıyla, kanaat önderleriyle yapacağımız toplantılarla artık Türkiye’de ülkenin gerçek gündemine bir kez daha sahip çıkan, bunu yerelde en küçük ilçeden başlayarak konuşan, tartışan ve sürekli ülke gündeminde tutan yeni bir sürecin, çok canlı bir sürecin ve kesintisiz bir sürecin içindeyiz.
Bu kesintisizlik, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar olacağı güne kadar sürmek durumundadır. Elbette çeşitli gündemler önümüze çıkıyor. Sadece o gündemlerin konuşulması, o gündemlerin tüketilmesi gibi büyük bir tuzakla karşı karşıyayız. Biz o yeni ortaya çıkan, tabanımızın ve milletimizin de tepki beklediği gündemlere ekstra bir gayretle sözümüzü söyleyip, ama temel motivasyonumuzun yapılacak ilk seçimler, o seçimleri kazanmak ve o seçimleri kazanmak için bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşmak olduğuna ilişkin temel motivasyonumuzu ve asıl hedefimizi hiçbir zaman kaybetmemek durumundayız.”
200 binin üzerinde üye kaydı...
“Tabii hepiniz izliyorsunuz, görüyorsunuz, biz de toplamını büyük bir memnuniyetle takip ediyoruz ki Türkiye’nin dört bir yanında parti her gün bir önceki güne göre, her ay bir önceki aya göre, her yıl bir önceki yıla göre daha güçlü ve partimize büyük bir yönelim var. Geçtiğimiz bir yıla baktığımızda tüm zamanların en çok üye kazandığımız yılını geride bıraktık.
Cumhuriyet Halk Partisi son bir yılda 200 binin üzerinde yeni üye kaydıyla kendisine ait tüm zamanların en yüksek üye kaydını, hem de misliyle çarparak başarmış durumda. Bu da milletin partiye gösterdiği teveccühü ve sizlerin, ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün baba ocağı’ dediğimiz, iki büyük eserinden birisini kendisinin zikrettiği Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapısını sonuna kadar açık tuttuğunuzu, gelenlere baş köşeyi gösterdiğinizi ve hep birlikte yürüyeceğimiz yola onları da ortak edebildiğinizi en açık şekilde gösteriyor.
Tüzük kurultayından tek yumruk çıktık...
Şunu bilmek gerekir ki sokakta olmayanın salonda, salonda olmayanın hiçbir yerde karşılığı olmaz. Nasıl hep birlikte gittiğimiz tüzük kurultayından tek yumruk çıktıysak ya da parti içinde olmayan bir tartışmayı var gibi göstermeye çalışanlara karşı, 81 il başkanımız tartışmayı bıçak gibi kesip atıp, partiyi ve ülkeyi gerçek gündemine nasıl oturttuysa, bundan sonra da vatandaşımızın sizlerden beklediği, bizlerden beklediği ‘Benim derdimi konuşun. Kendi içinizde olmayan tartışmalara, lüzumsuz tartışmalara asla taviz vermeyin’ yaklaşımını geçtiğimiz haftalarda sizin gösterdiğiniz feraset ve ortak iradede olduğu gibi bundan sonra da milletimizin gönlünde olan sıkıntıyı ya da gönlündeki umudu konuşmak, bunun dışında bir başka şeye savrulmamak hepimizin ortak görevidir.”
Kent suçları müzesine dönüştü...
Türkiye’nin en büyük ilçesindeyiz. Nüfusu bir milyonun üzerindeki Türkiye’nin en büyük ilçesi Esenyurt’tayız. Biz Esenyurt’u Cumhuriyet Halk Partisi olarak kaybettiğimizde nüfusu 90 bindi. AK Parti’den geri aldığımız 2019 seçimlerinde bir milyon olmuştu. O aradaki dönemde Esenyurt Türkiye’nin kent suçları müzesine, kent suçları açık hava müzesine dönmüştü.
Yanı başındaki bir ilçede makul bir imar, bolca yeşillik, yaşam alanları ve Avrupai bir kent görüntüsü varken ki o dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı, o çabasıyla İstanbullunun, İstanbul’un bir ilçesinde yaptığı işlerle İstanbullunun gönlüne girip yıllar sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul’daki Büyükşehir Belediye Başkanı olarak millet tarafından ödüllendirilirken, yanı başındaki Esenyurt’ta o çok katlı, bulunduğu yerden insanların gökyüzünü göremediği, uzaktan baktığınızda arasından rüzgâr geçmeyen bir milyonluk, kente karşı işlenebilecek her suçun işlendiği, her bir karış yeşil alanın katledildiği ve her bir metrekaresine inanılmaz emsallerle ve bulutları bulan yüksekliklerle ruhsatlar verilen o kent 2019 seçimlerinde artık yaka silken Esenyurtlular tarafından AK Parti’den alınıp Cumhuriyet Halk Partisi’ne verilmişti.
Demokratik tepki vermeye devam...
“Bir takım hesaplar yapanlar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin millet ittifakını, Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletle kurduğu ittifakı yani sadece sosyal demokratları değil milliyetçi demokratları, muhafazakar demokratları, Kürt demokratları birlikte kucaklayabilen, onların beklentilerine birlikte cevap verebilen Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu başarısını cezalandırmak ve çok istedikleri ama ellerine alamadıkları bir ilçe üzerinden bütün Türkiye’ye mesaj vermek istediler.
O yüzden 27 gündür her iki kişiden birinin oyu ile seçilen Ahmet Özer, biraz önce kendi ağzından mektubunu dinlediğimiz, sesini bu salona İstanbul İl Başkanımızın duyurduğu duygularda olan Ahmet Özer 27 gündür Silivri’de tutuklu. Esenyurt Belediyemize kayyum atayanlar, hemen akabinde bir algı operasyonunu tamamlarcasına Mardin’e, Batman’a ve Halfeti’ye de kayyum atadılar.
Biz Esenyurt’ta verdiğimiz demokratik tepkiyi diğer belediyelerde de verdik. Zaten öncesinde de ‘Mazbatayı kazanana değil ikinciye verelim’ dediklerinde Van’da ya da seçilir seçilmez kayyum uygulamasına geçtikleri Hakkari’de de aynı samimi tepkiyi vermiştik. Esenyurt’ta da aynı demokratik tepkiyi verdik, devam eden süreçlerde de verdik, vermeye de devam ediyoruz.
İşgal politikası geri tepmiştir...
“Dün siz 81 il başkanımız Esenyurt’taydınız. Meydanda gerekli sesi yükselttiniz. Yedi bölgeden yedi il başkanımız, bu meselenin parti meselesi olmadığını, bu meselenin herhangi bir etnik seçmen grubu meselesi olmadığını, bu meselenin Karadeniz’den de Ege’den de İç Anadolu’dan da doğu, güneydoğudan da Trakya’dan da bir demokrasi meselesi olarak sahiplenildiğini bütün Türkiye’ye gösterdiniz, haykırdınız. Esenyurt’tan başlatılan ve milletin vicdanından dönen bu kayyum politikası, bu işgal politikası da geri tepmiştir. Milletimiz demokrasiye, seçtiklerine ve seçme hakkına sahip çıkmıştır, çıkmaya da devam edecektir. Bu yüzden biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Türkiye’nin neresinde olursa olsun halkın iradesine kafa tutanların karşısında yer almaya devam edeceğiz.”
Dünyanın en kötücül aklı bu...
“Daha geçtiğimiz hafta sonu bu kez yine özenle seçilmiş bir yerde, Tunceli’de Tunceli Belediyesi’ne ve Cumhuriyet Halk Partili Ovacık Belediyesi’ne bir kez daha kayyum atandı. Bu atamanın sebebiyse o kadar açık ki tamamen bir hazımsızlık ve tamamen bir algıyı yerleştirmeye yönelik kötücül bir aklın devamıydı. Yaptıkları iş, 12 yıl önce yapılan bir taziyeyi suç olarak gösterip, üç dönemdir seçmenlerin seçtiği belediye başkanımıza terörist yaftası yapıştırmaya çalıştılar. Bir kere şunu bir kez daha ısrarla söyleyelim: Taziye ölüye değil, diriye verilir. Hiçbir anne ve baba, evladının geçmişte işlediği bir suçtan evladının ölümünden sonra sorumlu tutulamaz.
O file zor doluyor...
“Biraz önce söylediğim gibi halkın gerçek gündemi, yaşadıkları derin ekonomik sıkıntılar var. Buna yoğunlaşmak ve bunu unutturmamak hepimizin görevi. Çarşı pazardan elleri boş, başları eğik dönen, başları önde dönen, esnafın önünden geçmemek için bir arka sokaktan geçerek yolu uzatan insanların kederleri bizim de baş kaygımız. Yayımlanan tüm veriler bunu gösteriyor. TÜRK-İŞ’in rakamları -ki TÜRK-İŞ’in rakamları TÜİK’in rakamlarıyla diğer rakamlar arasında hep en ortada yer almıştır- ona göre dahi yıllık mutfak enflasyonu yüzde 49. Geçen yıl 100 liraya olan filenin bugün 150 liraya zor doldurulduğu TÜRK-İŞ söylüyor.
Satın alma gücü 15 kat düştü...
“Gıda Perakendecileri Derneği’nin raporuna göre 2023’te yurttaşların yüzde 56’sı ‘Sadece temel ihtiyaçlarımı karşılıyorum, lüksümü kesiyorum’ derken, bu sene bu rakam yüzde 73’e çıkmış. Dört kişiden üçü temel ihtiyaçları dışında hiçbir şeye harcama yapamıyor. Bu şartlarda asgari ücrete yapılacak zam fevkalade önemli. Dün bir gazete 10 yıl önceki bir market fişi ile alışveriş yaptı. Ortaya çıkan artış oranı, yüzde bin 535. 2014’te 62 liraya çıkılan marketten dün bin 17 liraya çıktılar. Aynı market, aynı marka, aynı ürünler. Alışveriş listesinde domates, soğan, ketçap, cips, süt ve yoğurt vardı. Ve tam bin 17 lira. Yani 15 kat fark.
Mustafa Kemal'in askerleri...
“Bu ülkenin bir yandan da bu gündemleri varken, bugün Milli Savunma Bakanı‘nın yapmış olduğu atıfla bugün bir kararın verilmesi bekleniyor. Bugün toplanırlar, toplanmazlar. Ama pırıl pırıl, Harbiye‘den mezun, Cumhuriyet tarihinde Harbiye kurulduğundan beri, Harbiye tarihinde ilk kez hem kara hem deniz hem hava harp okullarının birincileri gencecik kadın teğmenler olmuştur. Onlar arkadaşlarıyla birlikte geçen seneye kadar yapılan bir ritüeli hep birlikte tekrar etmişler, kılıç çakmışlar ve Mustafa Kemal’in askeri olduklarını söylemişler. Sekiz gün aşırılar dışında kimse konuşmadı, milletimiz bunu hiç anormal karşılamadı.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak o teğmenlere teker teker sahip çıkacağız. Onları yanı başımızda tutacağız, kendi arzuları olduğu müddetçe. Madden ve manen onlara sahip çıkacağız. Ve gelecek seçimi kazanıp Mustafa Kemal’in askerlerini, Mustafa Kemal’in ordusuna geri kazandıracağız, söz veriyoruz.”
Bu milletin hedefi belli...
“Bakın daha dün, evvelsi gün, yazı geldi. Valiliklerden tüm belediyelere. Yazıyı ilk yazan Milli Eğitim Bakanı olacak şuursuz. Diyor ki, ‘Eğitim bizim işimiz, belediyeler çocuk merkezleri ile eğitim yapmaya kalkıyorlar, yenisini açtırmayın, eskisini kapatın’. Dedikleri Cumhuriyet Halk Partisi’nin şu ana kadar açtığı 650, Ocak’a kadar binin üzerine çıkması muhtemel kreşini hedef almaya çalışıyorlar. Sebebi ne? Burada bu salonda açıkça söyleyeyim. Çalışma var. Geçen 2019 seçiminde, hatta yetmemiş ikinci seçimde bile Binali Yıldırım’a oy verip bu seçimde Sayın Ekrem İmamoğlu‘na oy veren kadın seçmene soruluyor. ‘Bu tercih değişiminizde ne etkili oldu’ diye.
Birinci cevap: Anne Kart. Ben gözümle gördüm, İstanbul’un en zayıf olduğumuz yerlerinde Ekrem Başkan’la geçtiğimiz otobüsün önüne çıkan, bir kolunda çocuğunu tutan, çantasından İstanbul Kart çıkarıp, bir kolunda çocuğu, bir parmağında kartı Ekrem Başkan’a o kalp yapan anneler, İstanbul Kart üzerinden tercihlerini değiştirdiklerini, kendilerine zor zamanda kimin sahip çıktığını gördüklerini ifade etmişlerdir. İkinci tercih, ikinci en önemli beğenilen hizmet ise kreşler. Kreş, evde iyi beslenemeyen, evde belki sütünü, proteinini almakta eksik kalan çocuğa hem karnını doyuracak bir imkan yaratan, hem evde bulamadığı görmediği oyuncaklarla onu tanıştıran, arkadaşlarıyla sosyalleştiren, okul öncesi eğitime hazırlayan o kreşler normalde 20 bin lira, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin örneklerinde sembolik ücretlerde. Evde bir asgari ücretli var, aldığı maaş kiraya gidiyor. Kiraya verirse aç kalıyorlar, karın doyururlarsa ev sahibiyle gırtlak gırtlağa geliyorlar. Kadının çalışması lazım, küçük bir çocuk var, iki tane çocuk var. O çocukları bakıcıya veremez, asgari ücret parası.
Ama orada yanı başında o mahallede Ekrem Başkan’ın açtığı kreş var. Çocuğunu o kreşe veriyor, işe gidiyor ve bir maaş da o getiriyor. Ancak böylelikle bu rejimin yarattığı bu imkansızlıkta biraz olsun hayata tutunabiliyor. Şimdi o kreşten memnuniyeti görenler ‘Ya Cumhuriyet Halk Partisi bunları yapıyor, bizim seçmenin gönlü oraya kayıyor’ diyenler ‘Durun yapamazsınız, kapatacağız bunları’ diyorlar.
100 günde 100 kreş...
Bakın ‘Bu şehri Ekrem Başkan değil de Murat Kurum yönetsin’ demişti Erdoğan. İstanbullu dedi ki ‘Bu münasip biri değil. Siz Murat Kurum’u daha münasip bir yerde değerlendirin, biz bu şehri bu şehrin muhafızına emanet ettik, beş yıl boyunca çok memnun kaldık ve bu görevde şimdi onun olmasını, en iyi görevlerde onun olmasını istiyoruz’ dedi İstanbullu. O Murat Kurum seçimi kazanabilmek için İstanbul’un her mahallesine bir kreş önermişti. Ankara’daki belediye başkan adayları 100 günde 100 kreş önermişti. İzmir’deki belediye başkanı adayları, İzmir’e 100 yeni kreş önermişti.
Şimdi seçimi kaybettiler Onların önerdiklerini geçmişte yapmış, şimdi de çatır çatır yapanların açtığı kreşleri ‘kapatalım’ diyorlar. Bu millet bu kötülüğün altında kalmaz. Bu kötülüğü yanınıza bırakmaz. Siz o çocukların o kreşte gördükleri, yedikleri yemeğin, gördükleri ilginin, arkadaşlığın, dostluğun ve ayrımsız kendilerini günün önemli bir saatinde eşit hissettikleri o duygunun, annesinde, babasında, ninesinde hangi duyguyu yarattığını bilemezsiniz.
Siz bunu hedef alırsanız, siz eğer ‘Cumhuriyet Halk Partisi’nin elini kolunu bağlayalım, ta bizim dönemimizden yıllarca biriken vergi borcunu, SGK borcunu faiziyle bir bugünkü belediyelerden alalım, hizmet edemesinler’ derseniz, yapılan iyi işlere engel olmayı hedeflerseniz, bu milletin bir tane hedefi vardır o da bu kötü akıldan şehrini kurtardığı gibi ülkesini de kurtarmaktır. O güne kadar hep birlikte çalışmaya, hep birlikte mücadele etmeye, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini yerelde yaptığımız gibi genelde de iktidar yapmaya, bu ülkenin yüzünü güldürmeye ant içtik, o güne kadar 81 ilde çalışmaya devam arkadaşlar. Kolay gelsin, kolay gelsin, kolay gelsin.”