CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, hazırladığı yazılı basın açıklamasında son yıllarda ülkemiz çeşitli doğal afetlerle karşı karşıya kalıdığı ve bu süreçte Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, ulusal güvenliğimizin yanı sıra, doğal afetlerin karşısında da önemli bir rol oynadığını belirterek, “Ancak Türkiye Afet Müdahale Planı'na göre; ilgili ilgisiz birçok kurum planın ana çözüm ortağı iken, Türkiye'nin en donanımlı kurumu olan TSK, ne hikmetse "esas çözüm ortağı" olarak tanımlanmıyor. Türkiye Afet Müdahale Planı'nda (TAMP) TSK'nın "esas çözüm ortağı" yerine "destek çözüm ortağı" olarak nitelendirilmesi, akıllara "TSK yok mu sayılmak isteniyor?" sorusunu getiriyor." dedi.
CHP Milli Savunma Bakanlığı'ndan sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu’nun açıklamaları şöyle:
"TSK, afet durumlarında hızlı ve etkili müdahale yeteneği ile bilinen, eğitimli ve disiplinli bir organizasyondur. Doğal afetler meydana geldiğinde, arama kurtarma çalışmaları genellikle organize bir yapıdan yoksun, gönüllüler ve uyumlu olmayan bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu durumda, TSK'nın deneyimi ve uzmanlığı, Arama kurtarma işlemleri artırılacak en önemli unsurlardan biridir.
Esas çözüm ortağı...
Afetlerin hemen ardından, TSK'nın sahada olduğu anlar, bu kurumun ne kadar kritik bir rol oynadığı açıkça ortaya çıkıyor. Ancak TSK'nın bu türdeki "esas çözüm ortağı" olarak görülmemesi anlaşılır gibi değil! Ayrıca TAMP'ın ana organizasyonunda, TSK'nın yer almadığı bir durum, ciddi bir planlama eksikliğine işaret etmektedir. Türkiye'nin en donanımlı ve organize yapısının bu süreçte yok sayılması, olası bir doğal afette yaşanabilecek kaosun temel nedenlerinden biri olabilir. Bu gerçeği en son depremler de maalesef tecrübe etmiştik. Kriz anlarında birçok kişi ve kurum dağılabilirken, TSK'nın disiplinli ve organize yapısı, afet müdahalesinin artırılacağı önemli bir faktör olduğu unutulmamalıdır.
Afet yönetimi, ulusal güvenliğimizin bir parçasıdır. Bu nedenle TSK'nın bu alandaki rolünün devam etmesi, yalnızca afet müdahalesinin kalıcılığını sürdürecek, aynı zamanda toplumun afetlere karşı direncini de artıracaktır.
Sonuç olarak TSK'nın doğal afetlerdeki rolü ve katkıları göz ardı edilmemelidir. Bu kurum, sadece askeri tehditlere karşı değil, aynı zamanda doğal afetlere karşı da Türk milletinin güveneceği bir güçtür. TAMP'ın yeniden gözden geçirilmesi ve TSK'nın "esas çözüm ortağı" olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, afetler sırasında doğru ve hızlı müdahale, kurtarıcı olabilir."