Atilla İlhan Salonu’nda düzenlenen etkinlik, kadına yönelik şiddet nedeniyle hayatını kaybeden kadınlar anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Sosyolog Şimal Karabulut Kaçar ve Avukat Deniz Seyrek Tütüncübaşı’nın konuşmacı olduğu etkinliğe Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız’ın eşi Gamze Yıldız, belediye meclis üyeleri, muhtarlar ve çok sayıda dinleyici katıldı.
"Hizmet eden bir köle anlayışına dönüşmüştür"
Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, kadına yönelik şiddetin toplumda normalleştirilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti. Başkan Onur Emrah Yıldız, “Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı bir partinin mensubu olarak, kadınların her an yanında durmayı bir görev biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasıyla kadınların ötekileştirildiğini ve eve hapsedildiğini söylemek istiyorum. Kadın sadece çocuk doğuran, ev işi yapmaktan başka bir görevi olmayan, erkeğe biat eden ve ona hizmet eden bir köle anlayışına dönüşmüştür. Artan kadın cinayetlerini ve şiddeti ortadan kaldırmak için ben ne yapmam gerekiyorsa yapmaya hazırım, hem de buna gövdemi koyarım" dedi.
"Umarım çok daha fazla kadın milletvekilleri ve bakanlarımız olur"
Kadınların siyasette daha fazla yer almasını istediğini ifade eden Başkan Onur Emrah Yıldız, "Umarım gerçekleşecek kongrelerde Çiğli’de bir kadın ilçe başkanı olur. Bugüne kadar kadınların siyasette önünün açılmasını kimse benim kadar arzu etmemiştir. Kadınlar güçlüdür; umarım çok daha fazla kadın milletvekilleri ve bakanlarımız olur. Kadınlar isterse dünya değişir" ifadelerini kullandı.
"Ücretsiz olarak psikolojik ve hukuki destek veriyoruz"
Sosyolog Şimal Karabulut Kaçar, Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü’nün kadınlara sunduğu hizmetleri anlattı. Kaçar, “Öncelikle kadınları dinledikten sonra, ücretsiz olarak psikolojik ve hukuki destek veriyoruz. Kadınlar psikolojik destek alırken çocukları da merkez binasında oyun odalarına bırakabiliyorlar. Öte yandan psikolojik desteğimizi ergenlik çağındaki çocuklara da veriyoruz. Bunun yanında kadınları için hobi ve meslek edindirme kursları düzenliyoruz. Kadınlar için bütüncül bir hizmet veriyoruz. İş’te Çiğli ile kadınların istihdama katılmasına da aracılık ediyoruz. Kadın hakları, kadın sağlığı, flört şiddeti, okuma yazma gibi eğitimler de veriyoruz. Eğitim hayatı yarım kalan kadınlar lise veya üniversiteye hazırlanmak isterlerse kütüphanemizi de sonuna kadar kendilerine açıyoruz ” dedi.
"Ne yazık ki rakamlar çok üzücü noktalara geldi"
Şiddetin çeşitlerine ve çözüm yollarına değinen Kaçar, “Fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel, dijital, flört, ısrarlı takip birer şiddet çeşididir. Öte yandan verilere baktığımızda 2014 yılında İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmesi ile kadın cinayetlerinde bir azalma olduğunu görüyoruz yani bu sözleşme tam işe yarayacakken kaldırıldı ve 2024 yılı verilerine baktığımızda ne yazık ki rakamlar çok üzücü noktalara geldi” ifadelerini kullandı.
"Kadının beyanı esastır"
Avukat Deniz Seyrek Tütüncübaşı ise 6284 sayılı kanunun İstanbul Sözleşmesi’ne dayandığını hatırlatarak, "6284 sayılı kanun İstanbul Sözleşmesi’ne dayanarak oluşturuldu. Kadına yönelik şiddeti önleyici yasalardır. Örneğin, kadına yönelik şiddetle mücadele birimi oluşturulsun diyor. Bu sözleşme, Anayasa’nın da üzerinde ve 6284 sayılı yasaya dayanarak kendimiz ya da bir tanıdığımız için şikayette bulunabiliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nde koruyucu tedbir kararlarının verilmesi için, şiddetin uygulandığına dair hiçbir delil ve belge aranmaz. Kadının beyanı esastır. Tehdit edildim, kendimi tehdit altında hissediyorum, demeniz yeterlidir. İstanbul Sözleşmesi ile Vali, Kaymakam ve Hakim tarafından bazı koruyucu tedbirler verilir. Bunlardan bazıları şöyledir; Barınma yeri sağlanması, geçici maddi yardım yapılması, psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi, hayati tehlikenin varlığı halinde kişinin geçici koruma altına alınması, kreş imkanının sağlanması, başvuranın iş yerinin değiştirilmesi, Türk Medeni Kanunu’ndaki şartların varlığı halinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması, hayati tehlike halinde tanık koruma kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi, failin müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhal uzaklaştırılması gibi önemli tedbirlerdir” dedi.