Prof. Dr. Kaya, Türkiye'nin deprem kuşağında yer aldığını ve depreme karşı hazırlıklı olunması gerektiğini hatırlattı.
Yapılara zarar vermeden tespit edilebiliyor
Depremin anlık ve dinamik bir olay olduğunu vurgulayan Kaya, ani enerji salınımının sarsıntılara neden olduğunu belirtti. Yapıların dayanıklılığının ölçülmesinin önemine değinen Kaya, herhangi bir kolon, kiriş veya duvara zarar vermeden yapıların depreme dayanıklılığının test edilebileceğini ifade etti. Kaya şu ifadeleri kullandı:
"Deprem güvenli yapılar içerisinde yaşamamız ve doğru mühendislik çalışmaları yapılmış yollar, köprüler, barajlar ve benzeri yapıla kurmamız gerekli. Bunun için mutlaka yaşadığımız yapıların incelenmesi gerekli. Hasarsız yapı inceleme yöntemlerden olan yer radarı, özdirenç ve ultrasonik yöntem tekniğiyle yapının kolon ve kirişlerinin donatılarını görüntülememiz mümkün."
Prof. Dr. Kaya, yapılardaki inceleme çalışmalarının inşaat mühendislerine yapacakları çalışmalar için rehber olduğunu dile getirdi.
"Nemlenme kolon ve kirişlerdeki demirleri paslandırır"
Kaya, yapıların olası bir deprem öncesindeki durumunu belirlemek için yapılan incelemelerin önemini vurgularken şunları ifade etti:
"Yapılarımızda özellikle donatı kısımlarında bir sıkıntı varsa bunları ortaya koymamız gerekiyor. Bu görüntülemelerde elde edilen bilgileri inşaat mühendisliğine iletip yapının orijinal halini karşılaştırma imkanı sunuyoruz. Yapının korozyona uğrayıp uğramadığını, donatında eğilme bükülme olup olmadığını, kolon ve kirişte nem olup olmadığı bilgisi inşaat mühendislerine iletiliyor ve sonunda yapının sağlamlığıyla ilgili durum ortaya konuyor.
Yapılardaki nemlenmeye de çok dikkat edilmeli. Nemlenme kolon ve kirişlerdeki demirleri paslandırır. Paslandığı zaman mukavemeti düşecektir. Mukavemeti düştüğü zaman deprem gibi ani bir enerji açığa çıktığı zaman kırılması ve eğilmesi çok daha kolay oluyor. Onun için bu husus çok önemli."