ÇEVRE HABERLERİ

Doğa ve bürokrasi karşı karşıya!

Koruma altındaki Karacasöğüt Koyu’nda kapasite artırımı hedefleyen marina projesi, doğayı ve ekosistemi tehdit ediyor. Bürokrasi döngüsü sürerken, sivil toplum ve halk direnişte.

ALPER TEMİZ - Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Karacasöğüt Koyu, Gökova Körfezi’nin eşsiz doğal güzelliklerinden biri. Özel Çevre Koruma Bölgesi statüsüne sahip koy, biyoçeşitliliğin en yoğun olduğu, ekosistemin dengesi açısından kritik bir alan. Ancak bu eşsiz doğa harikası, kapasite artışı planlayan iki marina projesiyle tehdit altında.

ÇED süreci yeniden başlatıldı

Karacasöğüt Koyu’nda yer alan MUÇEV Marina’nın, mevcut 60 teknelik kapasitesini 178’e çıkarma talebi üzerine Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci yeniden başlatıldı. Daha önce mahkemelerce “1. derece arkeolojik sit alanında bulunduğu” gerekçesiyle iptal edilen ÇED olumlu kararı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından tekrar masaya yatırıldı.

Dün (19 Kasım 2024), Bakanlık bünyesinde gerçekleştirilen İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısında, marina projesinin doğaya etkileri ve uygunluğu tartışıldı. Toplantıya, Mimarlar Odası Marmaris Temsilciliği, Deniz Yaşamını Koruma Derneği (SAD-AFAG), Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) ve Kent Politikaları Derneği gibi sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra birçok siyasi temsilci de katıldı.

Projeye tepkiler çığ gibi

Toplantıda, proje alanının koruma altında olan Gökova Körfezi’nde bulunması ve buranın “Balıkçılığa Kapalı Alan” statüsüne sahip olması nedeniyle, bu tür bir genişleme projesinin ekosisteme ciddi zararlar vereceği vurgulandı. STK temsilcileri, proje dosyasındaki eksiklikleri ve bilimsel raporların yetersizliğini tek tek ortaya koydu. CHP Milletvekilleri Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu, Cumhur Uzun, Deniz Demir, Gizem Özcan, Gürsel Erol ve Nimet Özdemir ile DEM İzmir Milletvekili İbrahim Akın da koydaki ekolojik ve kültürel tehditlere dikkat çekti.

Özellikle bölgede yaşayan Akdeniz fokları, Posidonia çayırları (deniz çayırları) ve nesli tükenme tehlikesi altındaki kum köpekbalıkları için bölgenin hayati önem taşıdığı belirtildi. Proje alanına 200 metre mesafede, koruma altındaki endemik Sığla ormanlarını besleyen bir dere bulunması ise ekosistem üzerindeki tehdidin büyüklüğünü daha da artırıyor.

"Doğa bakanlığa karşı"

Katılımcılar, ÇED dosyasındaki eksikliklerin ve mevzuata aykırılıkların göz önünde bulundurularak, projenin baştan reddedilmesi gerektiğini dile getirdi. Ancak Bakanlık, rutin uygulamayı takip ederek karar vermek yerine, MUÇEV’den eksik belgeleri tamamlamasını istedi. STK üyeleri, çevreyi koruma yükümlülüğü bulunan bakanlığa karşı dava açmak zorunda kalmaktan duydukları üzüntüyü dile getirdi.

Doğa mı rant mı?

Gökova Körfezi’nin korunması gereken bir doğa alanı olduğunu hatırlatan uzmanlar, denizel alanlara getirilecek kümülatif kirletici yüklerin bölgedeki türlerin yok olmasına yol açacağı konusunda uyardı. Uzmanlar, "Ayrıca bu proje, bölgenin arkeolojik ve kültürel mirasını da tehdit ediyor" dedi.