Bu soruya birçok şekilde yanıt verilebilir.
-    Doktor insan sağlığından sorumlu kişidir.
-    Doktor tıbbı bir meslek olarak icra eden bireydir.
-    Doktor hayatımızı ona emanet edebileceğimiz kişidir.

Bu yanıtlar doktorun insanlık tarihi boyunca yaptıklarını anlatmak için oldukça basit ve yüzeysel yanıtlardır.

İnsanlık tarihine yolculuk ettiğimiz zaman ilk hekimlerin aslında büyücü olduklarını görürüz. Bilimin henüz ortaya çıkmadığı binyıllarda hasta veya yaralı birini tedavi etmenin en iyi yolu belirsiz büyük güçlerden yardım almak ile mümkün olduğu düşünülüyordu. Daha ‘’Tanrı’’ kavramı bile ortaya atılmamışken etrafımızda ve içimizde dolaşan iyi ve kötü ruhlarla iletişime geçip onlardan destek almak veya onları memnun etmek için o dönemin bir nevi din adamları olan büyücü hekimler hangi bitkilerin kullanılması gerektiğine, nelerin kurban edilmesinin uygun olduğuna karar veriyorlardı.

Sonra Mezopotamya’da Sümerlerin hekimleri Barular, Asular veya Asipular falcılık, bitkisel veya hayvansal ilaçlar ve mistik güçleriyle insanları iyileştirmeye çalışıyorlardı. Eski Mısır’da hastaların tedavisini üstlenen üç sınıf vardır. Sekhmet rahipleri olarak bilinen sınıf tanrıça Sekhmet adına inşa edilen tapınaklarda bazı hastalıkların tedavisi ve küçük cerrahi operasyonlar ile ilgileniyorlardı.

Büyücüler güzel sözleri ile hastalara iyileşeceklerine dair umut veriyorlardı. Nitekim Antik Mısır toplumunda hastalıklara vücuda giren kötü ruhların sebep olduğuna inanılıyordu. Bu kötü ruhlar müshil ve kusturucular ile vücuttan çıkarılmaya çalışıyordu.

Sinu sınıfı ise hastaların tedavisi için hayvan, bitki ve maden kaynaklı ilaçlar hazırlamakla görevlilerdi.

Eski Hindistan’da Hindu tıbbı Yajur Veda, Rig Veda, Sam Veda ve Atharva Veda olarak adlandırılan dört önemli bilgi derlemesine (Vedalar) dayanmaktadır. AYURVEDA tıbbında
Ayus=Hayat ve Ved=Bilgi sözcüklerinin birleşiminden doğan Ayurveda ile uzun ve sağlıklı yaşamanın yollarından bahsedilir. Fiziksel sağlık, zihinsel denge, manevi ve sosyal refah gibi çevresel etkenleri ele alarak hastaya şifa verilmeye çalışılır.
 

Ayurveda’ya göre tüm evren beş elementten oluşmuştur: Vayu (Hava), Jala (Su), Aakash (Uzay), Prithvi (Dünya) ve Teja (Ateş).

Hindistan’ın tıp tarihinde iki önemli figür var. Bunlardan biri dahili hastalıklar üzerine yazılar yazan ve 15. yy’da yaşayan Charakadır. Diğeri ise MÖ 6. yy.da yaşamış olan ve o dönemde Rinoplasti, Ölü ceninin çıkarılması ve Litotomi işlemlerini yapan Suşrutadır.

Eski Çin tıbbı diğer antik medeniyetlerdeki gibi büyücülük ve erken dinsel düşüncelerin içinden ortaya çıkmıştır. Çinlilerin düşünce sisteminin temelinde Ying ve Yang isminde iki yaşam gücü mevcuttur. Bu karşıt iki gücün arasındaki denge sağlığa, dengesizlikleri ise sağlıksızlığa neden olur.
    Bazı Çin tarihi kitaplarına göre Huang Ti (Sarı İmparator) döneminde (MÖ 2698-2598) yaşamış olan Yu Fu adında bir hekim cilt kesisi, kas disseksiyonu, damarları bağlama, tendonları dikme gibi işlemler yapmıştır. Tsin hanedanı döneminde (MÖ 255-206) ise yarık dudak cerrahisi yapıldığı belgelenmiştir.

    Çin tarihinin en önemli cerrahı ‘’Cerrahinin tanrısı’’ lakabıyla tanınan ve MÖ 115-205 yılları arasında yaşamış olan Hua Tuo dur. Hua Tuo genç bir cerrah iken basitliğe inandığı için az sayıda reçeteye ve Akupunktur için az sayıda noktaya inanmış, Kenevir ve şarap ile yaptığı karışımla hastaların ağrısını azaltmayı başarmıştır. Bu açıdan o, bir çeşit anestezik maddelerin mucidi olarak kabul edilir. Onun uyguladığı cerrahi girişimlerde Laparotomi ve parsiyel Splenektomi sayılabilir.

Kısacası tıp tarihinde hekimler her zaman başkalarının yapamadığı işler ve sahip olamadığı bilgilere sahip olmuşlardır.

Hekimler hiçbir zaman siyasetçilerin kullanıp atacağı bir zümre olmamışlar. Bundan sonra da olmayacaklar.