Isparta'nın gözbebeği Eğirdir Gölü, kuraklık tehdidi altında. Mevsimsel yağışların azlığı ve aşırı su kullanımı, göl seviyesinde kritik bir düşüşe neden oldu. Eğer tedbir alınmazsa gölün ikiye ayrılması, biyolojik çeşitliliği yok edecek, tarımı olumsuz etkileyecek ve turizmde büyük kayıplara yol açacak.

Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Meltem Kaçıkoç, sorunun çözümü için modelleme çalışmaları yürüttü. Modelleme projesi gerçekleştiren kurumların başında Tarım Orman Bakanlığı Su yönetimi Genel Müdürlüğü olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Kaçıkoç, “Söz konusu projede zaten altı yılda bir revize edilen nehir havzası yönetim planlarının hazırlanması projesi çerçevesinde gerçekleştirilen bir proje. Halihazırda ülkemizde altı nehir havzasında Avrupa Birliği konsorsiyumlu bir proje gerçekleştirildi ve burada nehir havzası yönetim planları hazırlanıyor. Bu havzalardan bir tanesi de Antalya havzası içerisinde yer alan Eğirdir Gölü. Gölde gelinen noktada ikim değişikliğinin muhtemel etkileri, kuraklık, kar yağışının azalması gibi etkilerin yanında Eğirdir Gölü’nün tarım alanlarında kullanımı ile birleştiği durumda göl seviyesinde, son yıllarda bütün ülkede olduğu gibi kritik ve hızlı bir düşüş gözlemlendi” dedi.

"EĞİRDİR GÖLÜ İÇİN SAYISIZ BİLİMSEL ÇALIŞMA YAPILDI"

Göl için alınabilecek önlemlerden bahseden Kaçıkoç “İlk olarak acil bir şekilde 2024 yılında yüzde 50 kısıntılı sulamaya geçilecek ve kısa bir süre süre sonra bu kısıntılı sulama bırakılıp damla sulama sistemine, sonrasında Atabey sulamasında Isparta Atık Su Arıtma tesisi çıkış sularının kullanılması ve halihazırda göle derivasyon sağlayan Yılanlı derivasyonuna, Bağıllı regülatöründen ilave su transferi sağlanması yönünde geliştirilen kümülatif senaryo sonucunda gölün artık eski güzel günlerine tekrar dönebilme umudunu görebildik çalışmalarımız sonucunda” dedi.

Eğirdir Gölü özelinde sayısız bilimsel çalışma yapıldığını söyleyen Kaçıkoç, “Gölün sorunları bilinmekte, artık sorunları tartışmak yerine modelleme çalışmaları ile sonuçları sınanmış, hayata geçirilebilir, eylem planlarına ihtiyaç vardı ve biz de bu proje çerçevesinde bu çalışmayı gerçekleştirdik. Bu çalışmada bölgenin iklim değişikliğine karşı dirençliliğinin arttırılması, gölün etkin kullanımının garanti altına alınması yönündeki çalışmalarımızda aktif bir şekilde çevre mühendisliği bölümü olarak devam etmekte” açıklamalarında bulundu.

Kaynak: İHA