58 yaşındaki Serdarlı'nın hayatı 2010 yılında yeniden canlandı. Mesleğini bırakan ve yürüyemez hale gelen Serdarlı'yı, kendisi gibi gazeteci olan Lale Serdarlı, Zengezur halk sanatıyla tanıştırdı. Eşini depresyondan kurtarmak ve ona destek olmak için Lale Serdarlı Derneği kuruldu. Eşine takılarını koyması için kutu haline getiren İskender Serdarlı, 2016 yılından günümüze kadar Batı Azerbaycan'ın tarihi mimari anıtlarının ve zengin kültürel mirasının unsurlarını içeren 70 adet sandık üretti. Bu eserlerden bazıları Turan Yolu - Zengezur Koleksiyonu'yla dün İstanbul'da ilk kez sergilendi. Kadim Türk dünyasının motiflerini içeren, barışı ve sevgiyi temsil eden figürlerden oluşan sandıklar ve takılar büyük ilgi gördü.
Tek Hedefimiz Eğitim Derneği ve Harı Bülbül Azerbaycan Vizyon Tiyatro Derneği iş birliğiyle "Biz Birlikte Güçlüyüz" programı kapsamında "Zengezur'un İşçiliği" isimli unutulmaya yüz tutmuş sanat eserleri Valide Sultan Gemisi'nde sergilendi. Programa Azerbaycan'ın İstanbul Başkonsolosluğu da destek verdi. İki ülkenin milli marşlarının okunmasıyla başlayan etkinliğe Azerbaycan'ın İstanbul Konsolosu Zaur Allahverdizade, Azerbaycan Büyükelçiliği'ne bağlı Azerbaycan Kültür Merkezi'nin Başkanı Samir Abbasoov, Marmara Grubu Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver, Tek Hedefimiz Eğitim Derneği Kurucu Başkanı Cem Yıldırımer, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Zengezur'un zengin tarihi, edebiyat ve sanat eserlerinin sergilendiği etkinlikte, Azerbaycan ile Türkiye dostluğunun önemi vurgulandı. Açılış konuşmalarının ardından boğaz turu düzenlendi. Tur sırasında Hazarfem Kafkas Dans Grubu gösterisi düzenlendi. Büyük ilgi gören performanstan sonra piyano sanatçısı Fidan İsmayılova eşliğinde ses sanatçısı Vüsale Askerova yöresel şarkılar seslendirdi.
Eserler, Azerbaycan Kültür Bakanlığı Tarafından Kayıt Altına Alındı
Azerbaycan Sivil Toplum Kuruluşlarına Devlet Destek Ajansı'nın mali desteğiyle İstanbul'a gelen Serdarlı Ailesi’nin "Turan Yolu - Zengezur Koleksiyonu"ndan "Benim Erivanım", "Benim Serdarım", "Benim Zengezur'um", "Benim Dereleyez'im", "Doğunun Sesleri", "Kader Çarkı" gibi eserler ilk kez sergilendi. Bu eserlerin tamamı Azerbaycan Kültür Bakanlığı'nın ilgili komisyonları tarafından sanat eseri olarak değerlendirildi ve kayıt altına alındı. Serdarlı Ailesi tarafından üretilen ürünler, Azerbaycan kültüründe yeni bir metodoloji, stil ve formatta üretiliyor. Batı Azerbaycan'ın tarihi mimari yapılarını ve zengin kültürel mirasını içeren dekoratif ve uygulamalı sanat örneklerinin tanıtılması ve Türkiye'de popüler hale getirilmesi amaçlanıyor.
Allahverdizade: "Batı Azerbaycan Kadim Bir Türk Yurdudur"
Açılış konuşmasında ülkenin kültürüne ve sanatına önem veren Azerbaycan'ın İstanbul Konsolosu Zaur Allahverdizade, "Batı Azerbaycan'ın zenginliklerini sergileyen bu etkinlikte yer almaktan memnunum. Serginin düzenlenmesinde emeği geçen herkese şükranlarımı sunarım. Batı Azerbaycan, tarihi değerleri ve kültürel zenginliğiyle bilinen kadim bir Türk yurdudur. Bugünkü Batı Azerbaycan'ın coğrafyası, tarihi Azerbaycan topraklarıdır. Bir zamanlar bu topraklarda yüz binlerce Azerbaycan Türkü yaşıyordu, bu bizim hakim olduğumuz bir coğrafyaydı." dedi.
Abbasoov: "Sanatımızı, Kültürümüzü Türkiye'de Tanıtmak İstiyoruz"
Azerbaycan Kültür Merkezi'nin Başkanı Samir Abbasoov ise "Kültür merkezimizin esas amacı, dostluğu, kardeşliği daha da pekiştirmek ve Azerbaycan milli kültürü, dili, edebiyatı ve ulusların kardeşliğini Türkiye'de tanıtmaktır. Bugünkü etkinlik, Azerbaycan'ın binlerce yıldır kendi ana vatanı olan Batı Azerbaycan'da yarattığı büyük tarihi ve medeniyeti yansıtıyor. Azerbaycan'ın unutulmuş halk sanatı olan Zengezur'un bugüne ulaşan eserlerinden örnekler sergileniyor." diye belirtti.
Hastalığı Nedeniyle Yürüyemez Hale Gelen Serdarlı Sanatla Ayağa Kalktı
Sergide eserleri bulunan İskender Serdarlı, hastalık nedeniyle gazetecilik mesleğini bırakmak zorunda kaldığını ve bu sanat sayesinde yeniden hayata döndüğünü anlattı. Azerbaycan Ressamlar Derneği Üyesi Serdarlı, "2010 yılında şeker hastalığı nedeniyle gazeteciliği bırakmak zorunda kaldım. Doktorlar çalışmama izin vermediği için aktif bir hayatım vardı, küstüm ve içime kapandım. 6 yıl boyunca yürüyemez hale geldim. Eşim de gazeteci olduğu için hayata dönmem için çok mücadele etti. Küçükken el sanatlarına ilgim vardı ve bu fikir böyle ortaya çıktı. Terapiyle çok iyi sonuçlar elde ettik, iyileştim." dedi.
"6 Yılda 70 Sandık Ürettik"
Azerbaycan'da sandık evi kurduklarını belirten Serdarlı, "2-3 yıl hiç yürüyemedim, bende problem oluştu. Azerbaycan devletinin desteğiyle sandık evi kurduk. 6 yılda 70 sandık ürettik." diye ekledi.
Lale Serdarlı: "Çok Gururluyum"
Aynı zamanda Uygulamalı Sanat Örneklerinin Korunması ve Tanıtımına Yardım Derneği Başkanı olan Lale Serdarlı, "Hayat yoldaşım hastalıktan sonra çok kötü durumdaydı. İşimi bırakıp sadece onun sağlığıyla ilgilendim. Kafasını dağıtması için el sanatlarına yönlendirdim. İyileştiğinde çok duygulandım çünkü bu derece unutulmuş halk sanatına yönelik böyle bir eser tahmin etmemiştim." dedi. Programın sonunda Serdarlı Ailesi’ne teşekkür plaketi takdim edildi.
