Yaşam Koçu ve Aile Dizimi Uygulayıcısı Gül Çukur, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Çukur, terapi sürecini sevgiye bir yolculuk olarak tanımladı ve bazı kişilerin yoğun duygusal tepkiler verebileceğini ifade etti. Çukur; “Saçımızın ya da gözümüzün rengini nasıl atalarımızdan alıyorsak, kaderi de miras alıyoruz” diyerek, geçmişle yüzleşmenin ve yaralarla çalışmanın gelecekteki nesillere bırakılabilecek en güzel hediye olduğunu belirtti.

“Genlerimizde yedi kuşak atanın hikayesi var”

“Genlerimizde yedi kuşak atanın hikayesi var”

Aile dizimi hakkında bilgi veren Çukur; “Kişinin hayatında tekrar eden döngüler oluyor. Hep aynı olaylar, aynı sağlık sorunları, sürekli borçlanma gibi tekrar eden olaylar yaşanıyor. Hikayenin görünen tarafı bu. Ama görünmeyen tarafında bilinç altında hikayeler var. Bireyin başına gelen ve etkisinde olduğu durumların insan DNA'sında bir iz oluşturduğu düşünülüyor. Bu yüzden, şimdi yaşadığınız yaşamınızdaki bazı olay ve durumların nedeni DNA'larınızda gizli olabiliyor. Genlerinde yedi kuşak atanın hikayesini taşıyorsunuz. Onların kavuşamadığı aşklar, para kaybetmeleri ya da birine haksızlık yapmaları gibi durumları genlerinizde taşıyorsunuz. Yani beden kayıt tutuyor. Böyle bir kitap da var, orada çok güzel anlatılıyor. Aile dizimi terapisi, Alman Psikoterapist Bert Hellinger tarafından Almanya’da ortaya çıktı. Ondan önce de yapılan çalışmalar var ama birçok bilimsel ve ezoterik bilgiyi birleştirip aile dizimi kavramını getirmiş. Bunu yapacak kişilerin önce kendi travmalarını iyileştirmeleri gerekiyor” dedi.

“Aile dizimi farkındalık çalışmasıdır”

“Aile dizimi farkındalık çalışmasıdır”
Aile dizimi terapisi uygulamasına ilişkin de bilgi veren Çukur; “Bireysel, online ve grup terapileri biçimlerinde uygulayabiliyoruz. Öncelikle kişiler kendilerini hazır hissettiklerinde yaptırmalılar. İlk olarak izleyerek de katılabilirler. Terapi sırasında aile bireylerinizin yaşadıkları ağır olaylar karşısında neler hissettiklerini, korkularını ve kaygılarını görüyorsunuz. Hiçbir yöntem gibi aile dizimi de mucizevi değil ama derin etkili bir çalışma. Ayrıca uygulayıcının eğitimine ve deneyimine mutlaka dikkat edilmelidir. Aile dizimi bir farkındalık çalışmasıdır, kahve falı değildir bunu da unutmasınlar” diye konuştu.

“Aile dizimi terapisi sevgiye yolculuktur”

Çukur, terapi sürecini sevgiye bir yolculuk olarak tanımladı ve bazı kişilerin yoğun duygusal tepkiler verebileceğini ifade etti. Çukur; “Saçımızın ya da gözümüzün rengini nasıl atalarımızdan alıyorsak, kaderi de miras alıyoruz” diyerek, geçmişle yüzleşmenin ve yaralarla çalışmanın gelecekteki nesillere bırakılabilecek en güzel hediye olduğunu belirtti.

“Şifa yine doğudan yükseliyor”

Aile dizimi hakkında yürütülen bilimsel çalışmalar ile ilgili de konuşan Çukur; “Seninle Başlamadı” kitabında, Harvard’a yapılmış birçok çalışmadan bahsediliyor. Tıp şu an epigenetiğin varlığını kabul etmiş durumda. Bu çalışmalar yapıldıktan sonra beyin görüntüleniyor ve değişim çok net bir şekilde görülebiliyor. Artık psikolog ve psikiyatristler de dizim yapıyor. Uzmanlar da artık meditatif yaklaşıyor. Geçmişte de olduğu gibi şifa yine doğudan yükseliyor” dedi.

“Grup enerjisinin şifası bir başka”

“Grup enerjisinin şifası bir başka”

30, 31 Ağustos ve 1 Eylül tarihlerinde Urla'da gerçekleştirilecek aile dizimi kampından bahseden Çukur; “Gün boyunca dizimler yapacağız, akşamları ise şifa ve iyileştirme çalışmaları olacak. Katılımcılar, kendilerini tam ve bütün hissedecekleri ve kendilerine daha da yakın olacakları üç günlük bir kamp deneyimi yaşayacaklar. Kaçırmamalarını tavsiye ediyorum. Grup enerjisinin şifası bir başka. Kendi ismimle açılmış sayfamda başvuru formunu doldurarak ya da sosyal medya hesapları üzerinden bize ulaşarak kampa dahil olabilirler” dedi.

Muhabir: Ayşegül Koç