Radyo Ege'de 90 Saniye programıyla kentin gündemine farklı bir pencere açan usta gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş, hafta sonu yağmurun vurduğu İzmir'le ilgili tarihte yaşanan benzer olaylara dikkat çekti...
İşte Hasan Tahsin Kocabaş'ın açıklamaları...
YAĞMUR YAĞSA SORUN, YAĞMASA SORUN
Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. Yani unutur insan… İllaki unutur. Ama bir de unutmuş gibi yapıp, gerçekleri ters yüz edenler var ki onlar genellikle siyaset aleminden çıkar.
Cumartesi yağmur yağdı… Oysa kasım ayındayız ve yağmurun eylülden bu yana yağması gerekirdi… Ama yıllardır bilim insanlarının “küresel iklim değişimi” uyarıları, kimseyi yönlendirmediğinden, şimdilerde yağan yağmurdan da yağmayan yağmurdan da fena şikayetçiyiz.
Fakat İzmir hep çekmiş yağmurlardan. Hatta şehit gazeteci Hasan Tahsin Recep, 2 Aralık 1918 günlü gazetesi Hukuk-u Beşer’de, yağan yağmurla ilgili haber verirken son cümlesinde bakın ne demiş? “Halk müthiş sıkıntılara ızdıraplara, kazalara maruz kalırken bu işlere karışan makamlar ne yapıyor, bunları niçin görmüyor? Nedir bu ihmal, nedir bu lakaytlık, nedir bu halkın çektiği?”
Ya 24 Ekim 1930 saat 23.30'da başlayan yağmur? Sonucunda ölen 68 İzmirli? Peki 1995 nisanında yağan ve 61 İzmirlinin canını alan yağmur?
Bizim demokrasimiz, karşıtların iletişimsizliğine dayandığı için, iktidar partisine mensup belediyelerin kentlerine yağan yağmur sorun olmaz ama, muhalefet kentlere yağan yağmurun her damlası illaki sorundur.
Yani? “hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” kelamını galiba ilk bir iktidar politikacısı söylemiş zamanında.