ALPER TEMİZ - İzmir Büyükşehir Belediye (İzBB) Başkanı Cemil Tugay'a ilişkin eleştiriler bu defa muhalefet cephesinden geldi. 31 Mart Yerel Seçimleri'nden sonra başlayan ve kentte köklü değişimleri beraberinde getiren Tugay dönemi, işçi ve memur protestoları, Soyer döneminde planlanan projelerin bir çoğundan mali kriz nedeniyle vazgeçilmesi gibi faaliyetlerle gündem oldu. Hemen hemen her kesimden eleştirilerin odağı haline gelen Tugay dönemi, bu defa da DEM Parti'nin eleştiri oklarıyla anıldı. DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili İbrahim Akın, İzBB Başkanı Tugay hakkında Son Mühür'e özel açıklamalar yaptı. "Kente düşmanlık etme" diye Tugay'a seslenen Akın, "Neler oluyor" diye sordu.

Aa-2
"İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde neler oluyor?"
"31 Mart yerel seçimleriyle Türkiye, otoriter faşizan rejim karşısında bütün halkların değişim umudunu yaşatan başarılı bir sonuç elde edilmişti" diyen Akın, "Bu değişim umudunu güçlendiren ise demokrasinin en önemli kurumsal dinamiklerinden birisi olan yerel yönetimlerin faşizan otoriter zihniyet karşısında bir mevzi olmasıdır. Ülkedeki bu olumlu havaya rağmen İzmir’de 120 gündür yaşanan uygulamalara bakıldığında ise bu umudu solduran ve kaygılarımızı derinleştiren bir süreç yaşanıyor. Yerel yönetimler bu günkü merkezi rejimlerin aksine katılımcı, demokratik, şeffaf, kentin bütün dinamikleri ile buluşabilen, farklılıkların değil ortaklıkların ve birlikteliğin öne çıktığı bir hayatın inşa edilmesi bakımından çok önemlidir. Sosyal demokrat belediyecilik iddiasıyla yönetime talip olup seçimi kazananlar buna özellikle dikkat etmelidir. İzmir’de 31 Mart sonrası, bugünkü merkezi yönetimin bir yerel versiyonunu görüyoruz. Kentin dinamiklerinin ortak uzlaşısı yerine tek adam anlayışı gittikçe yol alıyor. Hiçbir bilimsel, ekolojik, ekonomik ve demokratik değerler veri alınmadan, tartışılmadan “ben bunu böyle istiyorum, bunu istemiyorum” tarzı bir anlayış, kentin gündemine dayatılıp uygulamaya geçiriliyor" diye konuştu.

"Çalışanlarına savaş açan belediye halkçı olamaz!"
"İlk olarak Büyükşehir Belediyesi emekçilerinin yıllardır mücadele edip kazandıkları haklarına saldırılar başlatıldı" ifadelerini kullanan Akın, "Uluslararası sözleşmelerle güvenceye alınmış Toplu İş Sözleşme düzeni yok sayılıp Başkanın istediği şekilde imzalanması dayatması yaşanıyor. Buna karşı mücadele edenler görmezden gelinebilecek eylemler bahane edilerek savunması dahi alınmadan çalışanlar görevden uzaklaştırılıyor. Bu, aslında Belediye’de çalışan 30 binin üzerindeki çalışan için bir mobingtir. Bütün çalışanları korkutmaya baskı altına almaya yönelik bir keyfiyettir. İş barışını bozan kölecilik anlayışını dayatan bir keyfiyettir. Bu nedenle demokrasiden, barıştan, emekten yana herkesi belediye emekçilerinin mücadelesine destek vermeye çağırıyoruz" dedi.

"Ekolojik belediyecilik mi, rantçı belediyecilik mi?"
"Geri dönüşüm tesisleri işletilmiyor, geri dönüşüm işçileri ile yapılan sözleşmeler iptal edildi" diyerek eleştirilerine devam eden Akın, "Kentimize ve Dünyaya ekolojik iyileştirme katkı sunan bu insanlar, güvencesiz bırakılıp mağdur ediliyor. Kafe ve bar sahiplerinin isteği doğrultusunda Kültürpark ile Kordon’u birleştiren bisiklet yolları kaldırılıyor. Gediz Deltasının korunması için jeotermal kaynak arama projesi’ne karşı Doğa Derneği, Ege Çevre ve Kültür Derneği (EGEÇEP), İzmir Barosu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan davadan Büyükşehir Belediyesi keyfi bir şekilde çekiliyor ve Ramsar Sözleşmesi ile korunması gereken alanda jeotermal kaynak arama projesine destek veriyor. Bu hareket sadece davadan çekilme değildir, aynı zamanda kentin demokratik, kamucu ve sivil toplum dinamikleri ile işbirliğini reddetmektir. Belediye Başkanı’nın sermaye grupları ile sık sık yaptığı mesaiden de kente dair uygulamalarda kent sermayesinin istekleri demokratik, kamucu ve sivil toplum dinamiklerinden önce geliyor. İklim krizi ve afetlerle mücadele alanında önemli bir çalışma alanı olan Süngerkent Projesi’nden hiçbir bilimsel değerlendirme yapılmadan vazgeçilmesi, geleceğe dair kötü işaretlerdir. 125 günlük yerel yönetim çalışmaları, kent ve çevre suçu uygulamalarına işarettir" ifadelerini kullandı.

21. Uluslararası Konya Mistik Müzik Festivali coşkuyla başladı 21. Uluslararası Konya Mistik Müzik Festivali coşkuyla başladı

"Yerel yöneticilere uyarımızdır..."
Akın son olarak, "Yerel yöneticileri, başta çalışanları olmak üzere, demokratik, kamucu, sivil toplum, kent ve çevreyle savaşmayı bırakıp, barışmaya davet ediyoruz. İzmir, “ ben bilirimci” yönetimlere asla teslim olmaz. İzmirliler, kentin demokratik yaşamına, çevresine her zaman sahip çıkmıştır. Bu konularda mücadelelerden geri durmaz" açıklamasını yaptı.

Muhabir: Alper Temiz