İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, katıldığı bir panel öncesinde yaptığı açıklamalarla, hükümetin DEM Parti ile yürüttüğü görüşmeler üzerinden yeniden canlandırılmaya çalışıldığını iddia ettiği İmralı sürecine sert tepki gösterdi. Dervişoğlu, Türk milletinin bu sürece karşı olduğunu vurgulayarak, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın örgütü yönetmeye devam etmesine ve iktidarın bu durumu kabullenmesine kesinlikle karşı olduklarını dile getirdi.
Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın DEM Parti heyetiyle gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bir dönem rafa kaldırıldığı düşünülen sürecin yeniden hayata geçirildiğini savunan Dervişoğlu, bu gelişmenin zamanlamasına dikkat çekti. ABD Başkanı Donald Trump'ın Erdoğan'a yönelik sevgi dolu açıklamalarının ardından, karşılıklı verilen sözlerin yerine getirilmesi için bir takvimin işlemeye başladığını öne sürdü.
Pervin Buldan'ın Roma'daki etkinliği
DEM Parti İmralı heyeti üyesi Pervin Buldan'ın İtalya'nın başkenti Roma'da katıldığı bir etkinliğe de değinen İYİ Parti Lideri, İtalya'nın bu tür faaliyetler için "elverişli bir siyasi alan" olduğunu belirtti. Buldan'ın açıklamalarının kendisi için bir anlam ifade etmediğini, zira Öcalan'ın "ulakları" ile ilgilenmediğini ifade eden Dervişoğlu, ancak eğer bir takvim belirleniyorsa, bu takvim ve yöntemin iktidarın onayı ve katılımı olmadan hayata geçmesinin mümkün olmadığını söyledi. Bu nedenle asıl konuşması gerekenlerin Erdoğan, sözcüleri ve ortakları olduğunu vurguladı.
"Söylediklerimizde haklı çıkıyoruz"
Dervişoğlu, açıklamalarına şu şekilde devam etti: "Bunun dış merkezli işler olduğunu, birtakım dış kaynaklı taahhütlerden kaynaklandığını hep söyledim. Anlaşılan o ki, söylediklerimizde haklı çıkıyoruz. Milletimiz sesimize kulak versin. Dün Konya'da Konyalılara 'Böyle bir şeye izin verecek misiniz?' diye sordum ve 'Hayır' cevabını aldım. Bu güçlü sesi hem Erdoğan'ın hem de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin duyması gerektiğini ifade ettim. Buradan da tekrar ediyorum; binlerce evladımızın katili olan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin üniter yapısına kastetmiş, Türk vatanının bütünlüğüne zarar vermek amacıyla terör örgütü inşa etmiş birinin hükümlü olduğu bir yerden terör örgütüne önderlik etmesi ve bu ülkeyi yönetenlerin bu alçağı önder kabul etmesi bizim tarafımızdan asla kabul edilebilir değildir. Bir tarafta Türk milleti, diğer tarafta hükümet duruyor. Hodri meydan."