İzmir Kent Konseyi Başkanı Nilay Kökkılınç imzasıyla yapılan basın açıklamasında “Hayvan Bakımevleri, Hayvan Hapishaneleri olmamalıdır” çağrısı yapıldı.

Kökkılınç açıklamada, “Hayvan Bakımevleri, yasada tarif edilirken, korunması gereken sahipsiz sokak hayvanlarına doğal yaşam alanı sağlayacak açık alanlı, hayvanların insanlarla iletişimine ve gönüllülerin hizmetlerine, denetimine açık tesisler olarak tarif edilmeliydi. Devlet’in bu hususta özellikle sorumluluk atfettiği belediyelere de talepleri doğrultusunda hazine arazilerini bu amaçla kullanılmak üzere bedelsiz tahsis edeceği yolunda yasada açık amir bir hükme yer verilmeliydi” ifadelerini kullandı.

Yaşam hakkının hayvanlar için de kutsal olduğu hatırlatılan açıklamada, “Yasanın dördüncü bölümünde “ öldürülme “ ibaresi çıkarılmakla birlikte “ötanazi “ düzenlemesi bulunmaktadır. Burada da 2010 yılından bu yana yürürlükte olan 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri Yasası’nın 9.maddesine atıf yapılmaktadır. Atıf yapılan yasada sahiplenilmesi yasak olan hayvanlarla ilgili bir düzenleme olmadığı halde sahiplenilmesi yasak olan hayvanlar da, yapılan bu değişiklikle ötenazi kapsamına sokulmuş olunmaktadır. Yaşam hakkı tüm canlılar için kutsaldır. Bu konuda bahse konu yasa değişikliğinde gerekli düzeltme yapılmalıdır. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasası’nın 18.maddesinde yer alan “Yerel Hayvan Koruma Gönüllüleri” oluşumu kaldırılmıştır. Yaşamın her alanında gönüllülük esastır. Katılımcı demokrasi yolu yönetimlere katılabilen Sivil Toplum, , kamu idarelerinde de denge denetleme unsuru olarak evrensel hukuk literatüründe yer almaktadır. Sahipsiz sokak hayvanları ile ilgili bugüne dek önemli sorumluklar üstlenmiş olan Hayvan Koruma Gönüllülerinin tümüyle yasadan kaldırılması doğru olmamıştır” dedi.

Hayvanların rehabilitasyonu, bakımı ve barınmasını üstlenen belediyelere mali desteğin şart olduğunu vurgulayan İzmir Kent Konseyi Başkanı Nilay Kökkılınç, şunları söyledi: “Başta yerel yönetimler olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlara Bakanlıkça uygun görülen mali desteğin verileceği yasada öngörülmektedir. Ancak bu destek takdiridir. Bakanlık, malik destek verilmesine gerek görmez ya da mali destek sembolik bir değerde kalırsa, bu hüküm sadece yasa metninde görünür kalacaktır. Bu nedenle, esasen her belediyenin bütçesine uyarlanacak bir yüzde ile Bakanlık Bütçesinde belirlenecek Mali Destek yasada daha somut kılınmalı, takdiri olmaktan çıkarılmalıdır. Hayvanları koruma yasası ihlalleri idari ve adli para cezaları, belediyelere aktarılmalıdır. Yasada, ihlallerden doğan idari ve adli para cezalarında da bir düzenleme yapıldığı görülmektedir. Bu ceza bedellerinin yasayı uygulamakla neredeyse tek sorumlu kılınan belediyelerin bütçesine aktarılması hususu yeni yasal düzenlemede öngörülmeliydi. Bugün barınakların inşası ve işletilmesi giderleri dikkate alındığında belediyelerin bütçesinin ne denli büyük ölçüde desteklenmesi gerektiği çıplak gözle dahi görünen bir gerçektir. Sorumluluk atfedilen belediyeler için büyükşehir –il ve ilçe ayrımı yapılmamış, görev ve yetki alanları yasada açıkça gösterilmemiştir. Bu da uygulamada yetki ve görev çatışması yaratacak bir sorun olarak ortaya çıkacaktır.

Yasanın ” Son ve Geçici Hükümler “bölümünde, Ek-1.md.sinde değişiklik içeren söz konusu yasayı uygulama yükümlülüğü cezai yükümlülükle birlikte Büyükşehir Belediyeleri, İl Belediyeleri ve nüfusu 25.000’i aşan belediyelere verilmişse de bu durum ilçeleri de kapsayan görev ve yetkileri bulunan Büyükşehir ,İl Belediyeleri ile İlçe Belediyelerinin görev ve yetki kullanımında karmaşa yaratacaktır. Metropol ilçelerde yerleşimlerin neredeyse tamamlanmış olması da dikkate alındığında barınakların yapılabileceği yer dahi bulunamayacaktır. Yasanın bu konuda uygulamayı kolaylaştıracak şekilde kaleme alınması ve kırsala yönelik bölgesel çözüm üretilmesinde belirleyici olması gerekirdi.”

Muhabir: Ertuğrul TURAN