Son Mühür / Atakan Başpehlivan Ege Çevre ve Kültür Platformu, İzmir Adliyesi önünde Aliağa İzdemir Termik Santralinin son durumu ile ilgili bir basın açıklaması düzenleyerek, olumlu ÇED raporuna karşın mahkemeye suç duyurusunda bulundu.

Arif Ali Cangı: "Bu kanunsuzluğa göz yummayacağız"

Suç duyurusunun ardından adliye önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Arif Ali Cangı, "Aliağa Termik Santrali 4 Nisan 2014 tarihinden bu yana Mahkeme kararları, Anayasa Mahkemesi kararını yok sayılarak, üstelik gayrisıhhi müessese açılma ve işletme ruhsatı olmadan faaliyetini sürdürmüştür. 

Bu Termik Santral kanunusuzdur. Minareyi çalan kılıfını hazırlamıştır, son verilen 6 Mart 2025 tarihli ÇED olumlu kararı kanunsuzluğun değildir.Üzerini örme çabasının kılıfından başka bir şey biz bu kanunsuzluğa göz yummayacağız, her yerde, her zaman ifşa etmeye, karşı çıkmaya devam edeceğiz. Kanunsuzluğa kılıf ÇED olumlu kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali için Egeçep, İzmir Barosu ve 60 İzmir'li yurttaş olarak dava açıyoruz." diye konuştu.

"Kararın iptal edilmesini diliyoruz"

Ayrıca, davayı gören mahkemeden iptal kararı vermesini beklediklerini ifade eden Arif Ali Cangı, "Davayı görecek Mahkemeden, hukukla ve aklımızla alay eden yeni ÇED oyununu bozmasını kapatılmasını sağlayacak yürütmeyi durdurma ve iptal kararı vermesini diliyor ve bekliyoruz." dedi.

EGEÇEP'ten TBMM'ye çağrı

Son olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulunan milletvekillerine çağrıda bulunan Arif Ali Cangı, yaptığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "TBMM'ne ve bütün milletvekillerine sesleniyoruz; Yaşam savunucuları olarak, yaşamı, doğayı, iklim adaletini ve insan haklarını savunan, katılımcı bir süreçle hazırlanacak gerçek bir İklim Kanunu istiyoruz. 

Genel Kurula getirilen kanun teklifinin geri çekilmesini sağlayın, bilim insanlarının görüş ve önerileriyle iklim adaletini ve toplumsal ortak faydayı önceleyen iklim Kanunu teklifini gelin birlikte hazırlayalım. Bu günün ve gelecek kuşakların sağlıklı yaşaması, yeryüzündeki yaşamın korunması için ve tarihsel sorumluluğumuz gereği bunu yapmak zorundayız."

Muhabir: ATAKAN BAŞPEHLİVAN