Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İzmir 3 Nolu Üniversiteler Şubesi, İKÇÜ’de yaşanan mobbing vakalarına ilişkin düzenlediği basın toplantısında konuştu. Şube binasında gerçekleşen toplantıda açıklamalarda bulunan Eğitim-Sen temsilcisi Lülüfer Körükmez Kaya, mobbingin İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'nde ciddi boyutlara ulaştığını ifade etti. Kaya, mobbingin son örneği olarak, sendika üyesi Damla Topbaş’ın sistematik mobbing nedeniyle işini bırakmak zorunda kaldığını vurguladı. Kaya, Topbaş’ın doktora eğitimine engel olunduğunu ve akademik niteliklerine rağmen idari görevlerde çalışmaya zorlandığını belirtti.

Damla Topbaş'ın bilgi edinme başvurularına yanıt alamadığını ve soruşturma dosyasının kendisine iletilmediğini söyleyen Kaya, "Damla hocamız, süreç boyunca bilgi edinme başvurularında bulunmasına rağmen, hiçbir şekilde yanıt alamamış ve soruşturma dosyası hala kendisine iletilmemiştir. İletişim kurmak yerine düşmanca bir tavır sergilenmiş, soruşturma yanlı bir şekilde yürütülmüştür. Damla hoca, nitelikli, üretken akademisyenlerden biri olmasına rağmen, yaşadığı süreç sonucunda Türkiye’deki akademik ortamdan istifa etmek zorunda bırakılmıştır. Bu durum, şahsi bir mesele değil, tam tersine tüm üniversite emekçilerini etkileyen bir korku iklimi oluşturma çabasıdır. Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesinde (SBBF) 2024 yılında öğretim üyeleri ve asistanlara açılan pek çok soruşturma var, temelsiz tutanaklar tutulmuş, mesai dayatması gibi pek çok hukuksuz uygulama çalışanlara dayatılmıştır" şeklinde konuştu.

Manevi tazminat davası açıldı

Üniversitedeki hukuksuzlukları ve görmezden gelinen şikayetleri raporlaştırdıklarını ifade eden Kaya, aynı bölümde yer alan yürütme kurulu üyesi Selin Önen'in de benzer bir mobbing süreci yaşadığını dile getirdi. Kaya, "Buna rağmen Rektörlük, üyemizin yanlı ve eksik soruşturması nedeniyle şikâyetçi olduğu Dekanlık makamına tekrar ön inceleme yaptırmış ve ikinci kez soruşturma açmama kararı iletilmiştir. Eğitim Sen olarak, bu haksızlığa karşı hukuki süreci başlatarak bu kapsamda mobbing nedeniyle Rektörlük aleyhine manevi tazminat davası açılmıştır. Biz, Eğitim Sen olarak, Damla hocamızın ve İKÇÜ’deki tüm eğitim emekçilerinin yanında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Mobbing işkencedir, işkence de insanlık suçudur" diye belirtti.

Mobbinge karşı mücadele kararlılığı

Kaya, sendika olarak, mobbingin ve baskının hüküm sürdüğü kurumları özgürleştirmek için mücadele edeceklerini belirtti. Kaya, "Damla hoca ve İKÇÜ’deki hiçbir eğitim ve bilim emekçisi yalnız değildir. Üniversite yönetimlerini bir an önce mevcut mobbing şikayetlerini incelemeye ve sorumlulara yaptırım uygulamaya, yeni vakaların ortaya çıkmasını engelleyecek adımlar atmaya davet ediyoruz. Eğitim kurumları, akademik özgürlüğün ve adaletin tesis edildiği yerler olmalıdır; mobbingin yaygınlaşmasına izin verilemez. Mücadelemiz, baskıların değil, eleştirel düşüncenin hâkim olduğu özgür üniversiteler kurulana kadar sürecektir. Bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı ve benzer süreçlerle karşılaşan tüm meslektaşlarımızla dayanışma içinde olacağız" diye konuştu.

Muhabir: ALPEREN ÖZDEMİR