ALPER TEMİZ - Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında imzalanan ve iki ülke arasındaki ticaret hacmini genişletme amacı taşıyan Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (KEOA), 1 Eylül 2023'te yürürlüğe girdi. Ancak anlaşmada yer alan bir madde, yerli kahve üretiminde kriz yaratmıştı. İlgili maddeye göre Türkiye'nin, BAE'den yüzde sıfır vergi ile BAE menşeili kahve ithalatının önü açılmıştı. Türkiye'deki kavrulmuş kahve üreticileri ise kahve ham maddesini, yüzde 8 vergi ile ithal ediyor. Türkiye 2023'te 39 milyon 718 bin dolarlık kahve ihracatı gerçekleştirirken, 2024 yılında Ağustos ayına dek 34 milyon 513 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Buna karşılık kahve ithalatı 2020'de 187,6 milyon dolar, 2021'de 221,1 milyon dolar, 2022'de 374 milyon dolar ve 2023'te 437 milyon dolar olarak kaydedildi. 2024'ün ilk sekiz ayında ise ithalat 284,4 milyon dolar oldu. Aralık ayına kadar ithalatın 2023 verilerini de aşacağı ön görülüyor.
Kavrulmuş kahve üretiminde Türkiye'nin en büyük kenti olan İzmir'de Soulmate, Cofee Pacifica, Kahvediyarı, Gönül Kahvesi, Kahve Durağı ve Brewmood gibi dev kahve menşeileri yer alıyor. Ancak BAE ile imzalanan anlaşmadaki 'yüzde sıfır vergili kahve' maddesi, yerli menşeiler için 'sonun başlangıcı' olarak değerlendirilmişti. Amerika, Hong Kong ve Dubai gibi ülkelere kahve üreten İzmir merkezli Cofee Pacifica ve Soulmate'in kurucusu Alper Ulus ilgili anlaşmaya ilişkin olarak yaptığı açıklamalarda, "Biz daha önce; 'Yüzde sıfır vergi ile menşei kazandırılmış kahve Türkiye'ye girerse, yatırımcılar bu enflasyon ortamında Türkiye'ye yüzde 8'lik vergi ile kahve ham maddesi getirmez. Menşei üretme konusunda Türkiye'nin öncü kenti İzmir'de, yaratılmış tüm ulusal ve global markalar tehdit altına girer ve üstelik, uzun vadede marka yaratma konusundaki artan başarı baltalanmış olur' demiştik" dedi ve kahve sektörüne dair detaylı bilgiler aktardı.
"Çabalarımız anlamsızlaştı"
"Bir anlaşma yapılıyor, ancak sonuçlarının nereye doğru yöneleceğini kimse hesap etmiyor" diyen Ulus geçmiş açıklamalara atıfta bulunarak, "Biz geçen yıl 'BAE'de, büyük ve güçlü kahve üreticisi firma hiç görmedik. BAE'ye kahveyi ya biz göndereceğiz ya da oradaki üretimi biz destekleyeceğiz. Kalite nasıl yakalanacak, süreç nasıl olacak, bu noktada çok büyük bir belirsizlik söz konusu. Eğer oradaki üretimi biz destekleyeceksek de, en kötü plan bu olur çünkü üretimi yurt dışına kaydırmış oluruz ve büyük bir istihdam kaybı söz konusu olur' şeklinde açıklamalar yapmıştık. Ve işte, yerli markalı sektörün hali ortada. Bazı markalar battı" diye konuştu.
Ulus, "Yine geçen yıl, 'Alınacak en büyük darbe ise hızla büyüyen ve dünyaya açılan yerli markalar üstünde olacaktır' açıklamalarını da yapmıştık" diye konuştu. Konuşmasını sürdüren Ulus, "Özellikle İzmir, menşei yaratmada Türkiye'de lider ve kendi içinde çok büyük bir potansiyel barındırıyor. Türkiye'de kahve üretirken, çok büyük enerjiler harcıyoruz ve elektrik zamları ile enflasyon oranları da ortada. Zaten Türkiye'de bu gibi sorunlarla karşı karşıyayken, üstüne BAE ile gerçekleştirilen sıfır vergili kahve ithalatının önü açıldı. İstihdam yaratıyoruz, yerli markaları dünyaya tanıtıyoruz ancak yüzde sıfır vergili kahve anlaşmasıyla birlikte, bizim bu çabalarımız anlamsızlaşıyor. Kabaca ifade etmek gerekirse, yerli üretim kahve yüzde 8 vergi ile alınan ham madde nedeniyle 18 liradan satılacaksa, BAE'den gelecek vergisiz kahve 10 liradan satılacak ve pazarda ciddi bir haksız rekabet durumu söz konusu olacak; üstelik yerli üretime karşı. Uzun vadede, İzmir gibi kahve markası yaratma konusunda potansiyeli yüksek kentlere darbe vurulmuş oldu" açıklamasını yaptı.