SON MÜHÜR - ALPER TEMİZ / Türkiye’nin kıyı yönetiminde en çok tartışılan şirketlerinden biri olan MUÇEV, faaliyet alanını genişletirken yeni tartışmaları da beraberinde getiriyor. Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) ve bölgedeki ekoloji örgütleri, yıllardır kıyıların özel şirketler eliyle işletmeye açılmasına karşı mücadele ederken, MUÇEV’in adını “Türkiye Kıyı Yönetim ve Çevre Koruma A.Ş.” olarak değiştirerek merkezini Ankara’ya taşıması, bu endişeleri daha da artırdı.

Hukukçu ve Muğla Su İnisiyatifi gönüllüsü Güngör Erçil, şirketin bu hamlesinin sadece bir unvan değişikliği olmadığını, kıyıların mahkeme kararlarına rağmen ticarileştirilmesi sürecinin bir parçası olduğunu belirtiyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın “Kıyılar halkındır” açıklamasına rağmen, kıyıların özel şirketlere devredilmesi devam ediyor. MUÇEV’in mali süreçlerinin kamuya açık olmaması ve Sayıştay denetiminden kaçması da büyük soru işaretleri yaratıyor.

Peki, MUÇEV kıyılar üzerinde nasıl yetki sahibi oldu? Kamu malı olan sahiller nasıl özel işletmelere devrediliyor?

“Unvan değişikliği ve şirket merkezinin Ankara’ya taşınması tesadüf değil”

Erçil, “Muğla’ya Hizmet Vakfı’nın adı Muğla Vakfı olarak değiştirildi ve yönetimi sık sık değişiyor. Bu vakfın en önemli özelliği, yönetim kurulu başkanının Muğla Valisi olması. Bununla birlikte, MUÇEV Turizm Ticaret A.Ş.’nin adı ‘Türkiye Kıyı Yönetim ve Çevre Koruma A.Ş.’ olarak değiştirildi ve faaliyet merkezi Ankara’ya taşındı. Bu unvan değişikliği ve şirket merkezinin Ankara’ya taşınması tesadüf değil. Şirket, meşruiyet kazanmak ve Türkiye’nin bütün kıyılarında daha geniş bir faaliyet alanı oluşturmak için bu adımları atıyor. Zaten MUÇEV, Türkiye genelinde Antalya’dan Rize’ye kadar birçok kıyı alanında faaliyet gösteriyor ve kıyıları mahkeme kararlarına rağmen ticarileştirme politikası izliyor” dedi.

“Bakanlık eliyle çökülüyor”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 2024 yazında ‘Kıyılar halkındır’ açıklaması yaptı ama uygulamada kıyılar kamu yararına korunmuyor” diyen Erçil, “Bakanlık eliyle Türkiye’nin çeşitli kıyılarında ‘çökme’ olarak nitelendirilebilecek uygulamalar sürüyor. Özellikle Muğla’da, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından verilen birçok ÇED kararı iptal edilmesine rağmen, kıyılar özel şirketler üzerinden işletmeye açılmaya devam ediyor. MUÇEV’in iki ortağı Muğla Çevre Vakfı ve Türkiye Çevre Vakfı. Türkiye Çevre Vakfı doğrudan Çevre Bakanlığı’nın kontrolünde ve kamu yararından çok sermayenin çıkarlarını koruyor” dedi.

“Belediyenin açtığı dava yıllardır sonuçlanmadı; neden?”

Erçil, “Özellikle Datça kıyılarında yaşanan hukuki mücadelede, Datça Belediyesi 2020 yılında kıyıların kendilerine tahsis edilmesi için dava açtı ve Danıştay, MUÇEV’e doğrudan ihale verilmesini sağlayan 2886 Sayılı Kanun'un 51(g) ve 54(c) yönetmeliğine dayanarak yapılan işlemlerin yürütmesinin durdurulmasına karar verildi. Ancak, 28 Haziran 2018’de yapılan yönetmelik değişikliği ile kıyıların kiralanmasını kolaylaştıran yeni düzenlemeler getirildi. Bu yönetmeliğin iptali için açılan dava ise halen sonuçlanmadı” dedi. MUÇEV’in ticari bir şirket olmasına rağmen .org uzantılı bir alan adı kullanması, şeffaflık ve denetimden kaçınma niyetini akıllara getiriyor. Eğer gerçekten kamu yararına hizmet ediyorsa, neden Sayıştay veya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından denetlenmiyor?” diye konuştu.

Sır gibi saklanan mali süreç…

“MUÇEV’in kârının vakıflara aktarıldığı iddia edilse de, şirketin mali süreçleri halka açık değil” diyen Erçil, “Ne kamuoyu ne de denetim organları MUÇEV’in bilançosunu ve gelir-gider tablosunu görebiliyor. Şirketin Ticaret Sicil Gazetesi’ndeki ana sözleşmesi, kamu arazilerinin tahsisi, kiralanması ve kullanım haklarının elde edilmesi gibi yetkileri içeriyor. Oysa kıyılar kamu malıdır ve özel mülkiyete konu edilemez. Buna rağmen, MUÇEV kamu yönetimi gibi hareket ederek yetki kullanıyor. Sonuç olarak, MUÇEV, kamu kaynaklarının şirket mantığıyla yönetildiği bir yapı olarak işliyor. Anayasaya aykırı şekilde kıyılar üzerinde tasarruf yetkisi kullanıyor ve kamu denetiminden kaçıyor” açıklamasını yaptı.

M U Ç E V

Öte yandan Erçil MUÇEV’e dair şu bilgileri de paylaştı;

Şirketin kendi ifadesiyle, “Muçev Tur. Tic. Ltd. Şti. Muğla’ya Hizmet Vakfı ve Türkiye Çevre Koruma Vakfı ortaklığı ile 4 Nisan 2014 tarihinde kurulmuştur. Sermayesinin yüzde 50’si Muğla’ya Hizmet Vakfına, yüzde 50’si Türkiye Çevre Koruma Vakfına aittir. Şirketimizin Müdürler Kurulu, Türkiye Çevre Vakfı adına Çevre Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı ve bir üye, Muğla’ya Hizmet Vakfı adına Muğla Valisi ve bir üyenin iştirakiyle toplam 4 kişiden oluşmaktadır.

Elde edilen gelirler ortaklara eşit miktarda dağıtılmaktadır. Bu gelirler ilgili Vakıfların çevre ve koruma faaliyetleri ile sosyal projelerine katkı sağlamaktadır. Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanıyla, Özel Çevre Koruma bölgelerinde bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu altındaki yerlerin idaresi hakkındaki yönetmelik gereğince Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü) ve Muçev Tur. Tic. Ltd. Şti. arasında yapılan protokollerle Fethiye Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinde Ölüdeniz Kumburnu, Belcekız, Gemiler Koyu, Çalış Plajı, Şat Burnu Günübirlik Alanları, Muğla ili Dalaman ilçesi Sarıgerme Sahilleri, Muğla ili Ula ilçesi Akyaka Kadın Azmağı Günübirlik Alanı ve İskelesi ile Muğla ili Menteşe ilçesi Akbük Günübirlik Alanları’nın işletmeciliği şirketimiz tarafından yürütülmektedir.”

Muhabir: Alper Temiz