97.yıldönümüne vardığımız Cumhuriyetimiz kutlu olsun!

Bağımsız bir ülke olarak varlığımızın simgesi Cumhuriyetimiz sonsuza kadar yaşasın!

Mustafa Kemal Atatürk’ten başlayarak O’nu var edenlerin cümlesine minnetle, şükranla, saygıyla bir kez daha selam duruyoruz.

Ve, Cumhuriyetimizi var etmeye devam edenlerden olmak, isteyen hepimize nasip olsun diliyoruz!

 

Cumhuriyet, Kurtuluş’un kuruluşla devam ettiği zamanın adıdır.

O Kurtuluş ki, Mustafa Kemal’in liderliğiyle birleşen kadınlı erkekli halkın inancının eseridir.

O Kurtuluş ki, aklın bilgiyle buluşmasından vücut bulmuştur.

O Kurtuluş ki, toprağımız ve insanımız dört bir yanından işgal ve saldırı altında inlerken, bağımsızlığımız ortadan kalkmışken, giyecek ayakkabısı yiyecek ekmeği olmayan tarafından kazanılmıştır.

O Kurtuluş ki, ardında binlerce kimsesiz bırakarak gerçekleşmiştir.

 

Bu Kurtuluş, elbette toprağını, insanını, kimsesizlerini koruyamaz hale gelmiş bir geçmişe teslim edilemezdi.

Bu Kurtuluş çağdaş uygarlıkla, dünyayla, barışla sürdürülebilirdi.

Bu da ancak yeni bir yönetim tarzıyla gerçekleşebilirdi.

Mademki bu bağımsızlığı yeni bir liderlikte birleşen halk kazanmıştı, o halde ülkeyi çağdaş dünyaya taşımak da bu halkın hakkıydı.

İşte o yeni yönetim tarzının, çağdaş dünyayla buluşmanın adıydı Cumhuriyet.

 

Çağdaş dünyayla buluşmanın ilk adımlarından biri saltanat ve hilafetin kaldırılması ise, ikinci adımı halkın ümmet değil millet, insanın kul değil vatandaş olmasıydı.

İşte bu nedenledir ki, 1924 Anayasası kanun önünde eşitlik ilkesine yer vermiş,  kadın erkek hepimizi eşit insan, eşit vatandaş olarak tanımlamış ilk Anayasamızdı.

İşte bu nedenledir ki, laik hukuk ve yargı düzeni Cumhuriyet’in ilk eserindendi.

 

Vatan bu ışıklarla aydınlanırken insanına eşit vatandaşlığı zamanın öngörebildiği en ileri çerçevede sunan Medeni Kanun kabul edildi.

Bugün hala geri dönmemek için mücadelesini verdiğimiz çocuk yaşta evlendirilmeleri sona erdirmek, çok eşliliği ortadan kaldırmak, kadının kimsenin baskısı altında kalmadan kendi olurunu herkesin önünde söylediği evlenme töreni geçmek, adalette kadın-erkek eşit tanıklık devri işte böyle başladı.

 

Kadının nüfustan ve vatandaştan sayıldığı ilk nüfus sayımı 1927’de, Cumhuriyet sayesinde yapılmıştır. Yapılabilmiştir, çünkü Biz Türkiye’nin eşit insanlar topluluğu olduğumuz bir Cumhuriyet değeridir.

 

Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesi yani sosyal devlettir.

Cumhuriyet, yokluğun içinde bile çocuklarını bağrına basıp bakıp büyüten, okutmak için köy okulları açan, parasız yatılılarla yetiştiren, yetişkin eğitimini kurarak nitelikli insan gücünü geliştirmeyi, yetenekli kız ve oğlan çocuklarını yurt dışında okutmayı ihmal etmeyen devlettir.

Cumhuriyet, kalkınmasını, sanayileşmesini planlı yapan, yurdun her yerine demir ağları götürmeyi, fabrikalar kurmayı, üretmeyi, köylüsünü öncelikli kılan devlettir.

 

Cumhuriyet, bizi biz yapan, haklar ve kurallar bütünüdür.

Cumhuriyet, eşit insan olmanın, vatandaş olmanın garantisidir.

Aşındırılsa da ortadan kaldırılamamış ve kaldırılamayacak olan da budur!

 

Bugün ve daima, yaşasın Cumhuriyet!