Bir süredir yoğun bakımda tedavisi süren televizyon programcısı, yazar ve sunucu Metin Uca, önceki gün 62 yaşında hayatını kaybetti. Uca için Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda cenaze töreni düzenlendi. Uca’nın Türk bayrağına sarılı tabutu, alkışlar eşliğinde sahneye getirildi. Sunuculuğunu Sunay Akın’ın üstlendiği duygusal yoğunluğu yüksek törende, Uca’nın kardeşi Mehtap Uca Erdoğan ile birlikte dostları, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu birer konuşma yaptı.  

ÖZEL, UCA’YI KENDİ SÖZLERİYLE ANDI: “YÜKSEKLİK KORKUSU OLAN HERKES PİLOT OLACAK CESARETİ GÖSTERDİĞİNDE…”

Törenin son konuşmasını yapan Özel, duygularını şu sözlerle dile getirdi:

“Benden önce konuşan herkesi dinleyince, Metin Uca hakkında en son konuşması gereken kişinin ben olduğumu ortaya çıktı zaten. Ama çok enteresan bir kişilikti. Şöyle ki; Metin Zakoğlu, benim telefonumu ona, onun telefonunu bana vermişti. Telefon çaldı. Açar açmaz ona bir cümle söylemek istedim. Aynı saniyede, eş zamanlı olarak o da bana o cümleyi söyledi. ‘Ben sizin hayranınızım, biliyor musunuz’ demiştim kendisine. O da bana onu söyledi. Uzunca güldük. Meclisteki yaptığım çok dolaşan bir konuşmadan bahsetti. ‘Sıkıldıkça izliyorum’ dedi. Dedim ki; ‘Biz, sizi izleyemedikçe sıkılıyoruz.’ 90’ların sonlarında, o muhteşem sabah haberleriyle güne başlamanın tadını, Metin Uca ekranlardan koparıldıktan beri eksikliğini, yoksunluğunu çeken biri olarak, işte bundan birkaç yıl önce iletişim kurabilmiş olduk. Ama şöyle enteresan bir yanı vardı. Televizyonla ulaşamadığı herkese, birebir ulaşabilecek kadar enerjikti. Sürekli iletişim halindeydik. İnanılmaz ilgiliydi Türkiye meselesine. Didim'de partiyi nasıl kurtulacağını konuşmuş; bana da söylerdi, ‘Neler yapmak lazım’ diye. Bence ne yapmamız gerektiğini, kendi yaşantısıyla vasiyet edip gitmiş: ‘Yükseklik korkusu olan herkes pilot olacak cesareti gösterdiğinde, Türkiye de kurtulacak, hepimiz de kurtulacağız.’ Dayısı tarafından çocukken Fenerbahçeli yapılmış. Bir tek dayısı olan biri olarak, bu acıya dayanmakla dayanmama arasında gelip giden kardeşini ve onu kardeşi gibi seven hepinizi saygıyla selamlıyorum. Işıklar içinde uysun.”

İMAMOĞLU: “BİZLERE DÜŞEN, ADINI YAŞATMAK”

Salonu dolduran Uca’nın dostlarına baş sağlığı dileyen İmamoğlu da şu ifadeleri kullandı:

“Tabii ki onu düşünüyoruz hep birlikte. Ben de düşünüyorum. İlk kaybettiğimiz, haberini aldığımda, aklımdan ilk geçen duygu şu oldu: ‘Eyvah, güçlü bir ses gitti.’ Çünkü; ayıltan, uyandıran, düşündüren ve hissettiren çok enteresan tespitleriyle, yazdıklarıyla çoğu zaman ders veren, yön veren özel bir insandı. Bu yönüyle kaybımızın büyük olduğunu biliyoruz. Çok şey yaptı, çok yönlü bir kişilikti zaten. Dostları burada, çok güzel ifade ettiler. Tiyatro sanatçısı, kitap yazarı, haberci, gazeteci… Her yönüyle düşünen bir insandı. Biz de tabii ki sıkı takipçisi, aynı zamanda söylediklerinden gerçekten ders alan ve uyanan bir insan konumundaydık. Hayranıydım. Allah rahmet etsin. Gerçekten çok değerli bir insanı kaybettik. O güçlü sesi bize iyi geliyordu. Yapmamız gereken bir kısım hamlelere ışık tutmasıyla değerli bir insandı. Bizlere düşen; böylesi kıymetli bir insanımızı, vatandaşımızı, aydınımızı, hemşehrimizi, sözüyle, kalemiyle, ismiyle yaşatmak. Hep birlikte yaşatacağız. Allah rahmet etsin. Mekanı cennet olsun. Nur içinde yatsın.”

Konuşmaların ardından, Uca’nın Türk bayrağına sarılı tabutu, yine alkışlar altında CRR’den alındı ve Ankara’ya uğurlandı. Uca'nın cenazesi, pazar günü öğle namazına müteakip Ankara Kocatepe Camii'nden alınarak, Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedilecek.

Editör: Bünyamin Dobrucalı