SON MÜHÜR - ALPER TEMİZ / Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ve kamuoyunda "şezlong davası" olarak bilinen dosyada karar çıktı. Muğla Akyaka Orman Kampı’nda şezlongların kaldırılmasıyla başlayan olaylar nedeniyle “mala zarar verme” ve “iş ve çalışma hürriyetini ihlal” suçlarından yargılanan sanıklar Alp Serdar Denktaş, Türkan Denktaş, Emine Dayıoğlu, Burcu Kalfat ve Mertcan Abbak beraat etti.

Muğla’ya Hizmet Vakfı İktisadi İşletmesi’nin kiraladığı orman kampında 8 adet şezlongun toplandığı ve bazı eşyaların zarar gördüğü iddiasıyla açılan davada mahkeme, sanıkların suç işlediklerine dair yeterli delil bulunmadığını belirtti. Kararda, anayasanın 43. maddesi uyarınca kıyıların halkın kullanımına kapatılamayacağına vurgu yapıldı. 

Ancak konu daha sonra İzmir'de istinafa taşınmıştı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi istinaf kararını açıkladı ve beraat onaylandı. 

Sanıkların itirazları dikkat çekti

Sanıklardan Alp Serdar Denktaş, bilirkişi raporunda şezlonglara zarar verdiği iddia edilen kişinin kendisi olmadığını belirtirken, avukatı Arzu Alper, “Müvekkilimin anayasal bir hakkı savunduğu açıktır. Halkın kıyılardan yararlanması sözleşme ile engellenemez,” ifadelerini kullandı.

Muğla’ya Hizmet Vakfı vekili ise, sanıkların şezlonglara zarar verdiklerini iddia ederek cezalandırılmalarını talep etti. Ancak tanık beyanları ve bilirkişi raporları, şezlongların eski ve yıpranmış olduğunu ortaya koydu. Mahkeme, sanıkların mala zarar verme suçunu işlediğine dair yeterli delil bulunmadığına hükmetti.


 

Savcılıktan Anayasal Hak vurgusu

Savcılık, esas hakkındaki mütalaasında, sanıkların anayasal bir hak olan kıyı kullanımını savunma amaçlı hareket ettiklerini belirtti. Mütalaada, "Halkın kıyılardan yararlanma hakkı anayasal güvence altındadır ve bu hak sözleşmelerle kısıtlanamaz" denildi.

şezlong davası

İstinaf kararı onayladı

Mahkeme, yargılama sonucunda tüm sanıkların “mala zarar verme” ve “iş ve çalışma hürriyetini ihlal” suçlarından ayrı ayrı beraatına karar verdi. Ayrıca, beraat eden sanıkların vekalet ücretlerinin Hazine tarafından ödenmesine hükmetti. Ancak bu karar, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna açık bırakıldı. 

Ancak istinaf, ilk kararı onayladı;

"İlk derece mahkemesince verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmakla 5271 sayılı CMK 279 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda;

Katılan Muğla Hizmet vakfı vekili, katılan Mertcan Abbak ve katılan Burcu Kalfat vekili süresinde ibraz ettikleri istinaf talepli dilekçelerinde özetle, sanıklarıncezalandırılması gerekirken, beraatlerine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmesini talep etmişlerdir.

Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe, diğer helge ve deliller ile istinaf dilekçesi incelenerek, 5271 sayılı CMK'nın 280.maddesi gereğince dairemizin görev ve yetkisi, başvuranın hakkı, başvuru süresi, yasa yolunun açıklığı, başvurunun kapsamına göre o yer Cumhuriyet Savcısı'nın istinaf başvurusunun kabul edilebilir olduğuna karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

Mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, soruşturma ve kovuşturma aşamasında ileri sürülen iddia, itiraz ve savunmaların incelenip tartışıldığı, kanıtlara uygun olarak değerlendirildiği göz önünde tutulduğunda; sanıklar hakkında beraat kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından;

İstinaf başvurusunda bulunan Katılan Muğla Hizmet vakfı vekili, katılan Mertcan Abbak ve katılan Burcu Kalfat vekilinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, CMK.nun 280/1-a maddesi uyarınca istinaf başvurularının esastan ayrı ayrı reddine oybirliğiyle karar verildi."

Muhabir: Alper Temiz