ALPER TEMİZ - 40 saati aşkın bir süredir TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda görüşülen Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi AK Parti ve MHP'li komisyon üyelerinin 275 evet oyuyla (224 hayır oyuna karşı) kabul edildi. TBMM Genel Kurulu'na gelen teklif, 28'inci dönem ikinci yasama yılının son oturumu oldu. TBMM'de bir sonraki oturum 1 Ekim saat 14.00'da toplanacak.
Yasanın detaylarını 'aldatıcı' bulan birçok hayvan sever 'Katliam yasası' olarak dile getirdikleri yeni düzenlemeye karşı eylem başlattı. Muğla Gökova'da 27 Temmuz günü başlayan köpek zehirlenmeleri, kabul edilen yeni düzenlemenin etkileri olarak değerlendirilirken, Gökova sakinleri "Tüm Türkiye'ye örnek olmalı" diyerek hergün saat 20.00 ile 22.00 saatlerinde nöbet tutacaklarını söyledi.
"Mahallemizde katil var" söylemiyle başlayan eylemde, şu açıklamalara yer verildi;
"27 temmuz akşamı ilçemizin Gökova mahallesinde, köy kahvehanesinin önünde yıllardır yaşamlarını gönüllülerin desteği ile sürdüren, çevreye zararı olmayan köpek dostlarımız zehirlenerek canice katledilmiştir. Tespit edilen 3 köpek dostumuz zehirlenmiş ve maalesef 2 köpek dostumuzu kaybettik . Ancak birçok sokak köpeği kayıp olduğu için başka köpeklerin zehirlenip, kaç köpeği kaybettiğimiz henüz belli değildir.
Fail ya da failler hakkında gereken şikayette bulunulmuştur. Bu olayın sonuna kadar takipçisi olacak suçlu ya da suçluların tespiti için kolluk kuvvetleri ile işbirliği içerisinde olacağız. Mahallemizde, gözünü kırpmadan bu vahşeti gerçekleştiren kişi ya da kişilerle şu anda bir arada yaşamaktayız. Bir canlıya bile isteye zarar veren kişinin ifşa edilerek toplumdan tecrit edilmesi gerekmektedir. Failler tespit edilmedikçe bu kişilerle bir arada yaşıyor, belki selam veriyor belki alışverişte bulunuyoruz. Fail ya da faillerin bir an önce tespit edileceğine inanıyoruz.
Biz Ula Halkı olarak Çocuklarımızın, hayvan dostlarımızın bu kişi veya kişilerle aynı sokakta bulunmalarına dahi tahammülümüzün olmadığının bilinmesini istiyoruz. Yaşadığımız çevrede sokaktaki dostlarımıza ve bize yetecek kadar yaşam alanı varken bu tahammülsüzlüğü gösterenlere biz de sosyal yaşam hakkı tanımayacağız. Çünkü bu suçun faillerinin başka suçları da işleyebilecek potansiyele sahip olduklarını, kamu güvenliğini doğrudan tehdit ettiklerini biliyoruz. Sokağımızda mahallemizde güvende olmak istiyoruz.
Sokak hayvanlarının haklarını savunan 5199 Sayılı Kanun geride bıraktığımız yıllarda gereği gibi uygulanmamıştır. Hayvan ticaretinin önüne geçilmemiş, etkin kısırlaştırma yapılmamış, sahibi olduğu hayvanı sokağa terk edene caydırıcı ceza verilmemiştir. Yerel yönetimler yükümlülükleri olan bakım ve rehabilitasyon merkezlerini hayata geçirmemişlerdir. Yerel yönetimlerin yükümlülükleri, bir avuç hayvansever tarafından, bu ekonomik krizde maddi manevi zorluklara rağmen, gönüllülük esasıyla yerine getirilmeye çalışılmaktadır. Bu durum toplumu bir takım canilerle hayvanseverleri karşı karşıya getirmektedir.
Yasanın yirmi sene boyunca uygulanmamasının sonucu olan, bugün karşı karşıya kaldığımız popülasyon sorunun sebebi ne hayvanlardır ne de gönüllü bakım veren hayvan severlerdir.
Bilim, hukuk ve vicdan “kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat” derken öldürmeyi savunmak hiçbir inanışta hiçbir öğretide yoktur. Haftalardır ülke gündeminde olan, katliam yasası olarak anılan yasanın Ula halkı olarak karşısındayız. Bu yasayı uygulatmayacağız. Hiçbir canımızı canilere teslim etmeyeceğiz."
