GAMZE ESKİKÖY-İzmir Ticaret Odası (İZTO) Kasım ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz’ın başkanlığında ve İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıya, 8 ila 16 yılını dolduran meclis üyelerine plaket takdim edildi. Toplantının açılışında konuşan Özgener, vatandaşın gündelik yaşamında önemli yer tutan gıda ve temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarındaki artışlar ile barınma, elektrik, su ve ısınma giderlerindeki sürekli yükselmenin, enflasyon algısının olumsuz bir şekilde yerleşmesine neden olduğunu belirtti." Bu sadece iş dünyasının temsilcileri olan sanayiciler ve ticaret erbabı için değil, sokaktaki vatandaş için de geçerli bir durum" diyen Özgener, enflasyonla mücadelenin başarısının, halkın bu konuda güven hissetmesiyle mümkün olacağına vurgu yaptı.
"Vatandaşa güven sağlanmalı"
Vatandaşın gündelik yaşamında hayati önem taşıyan gıda ve diğer temel ihtiyaç maddeleri fiyatları ile barınma, elektrik, su ve ısınma giderlerindeki sürekli artışlar enflasyon algısı ve beklentiler konusundaki olumsuz tabloyu haklı çıkardığına dikkat çeken Özgener, "Sadece biz iş dünyasının temsilcileri olan sanayicilere ve ticaret erbabına değil sokaktaki vatandaşa da adı konulmamış bir vergi olan enflasyonla mücadelenin başarılı sonuç vereceğine dair güvenin hissettirilmesi gerekiyor. Bu durumun oluşmasında; fırsat ve gelir eşitsizliği gibi konuların da muhtemelen etkili olduğunu düşünüyoruz. Fakat genel enflasyonun farklı sektörlerde gösterdiği katılıkta 2023 öncesi uygulanan aşırı düşük faiz oranlarının fiyatlama davranışlarında yarattığı tahribatın da etkili olduğunu varsaymak durumundayız. Özellikle emlak ve kira fiyatlarında ortaya çıkan bu durumun düzelmesinin zaman alacağını değerlendiriyoruz. İşte bu tahribatı düzeltmek için, para politikasının iyimser de olsa temkinli olarak devam etmesi gerektiği yolunda açıklamaları, şu anda sıkıntılarını dile getiren reel sektör temsilcilerinden bile sık sık duyuyoruz" dedi.
"Faiz oranların yüksekliği ekonomik daralmanın en büyük nedenlerinden"
Ekonomik durumu değerlendiren Özgener, global ekonomik krizler, iklim değişikliği ve jeopolitik gerginliklerin etkisiyle Türkiye ekonomisinin zorlu bir dönemden geçtiğini belirtti. Özgener, "Öncelikle 2024 yılının üçüncü ve dördüncü çeyrekleri, genel ekonomik durum açısından zorlu bir dönem olarak değerlendiriliyor. Üretim maliyetlerinin artmasının, işletmelerimizi zorladığını ve karlılık oranlarını düşürdüğünü görüyoruz. Artan maliyetlerin satış fiyatlarına aynı oranda yansıtılmadığını ve bu durumun piyasalarda daralmaya, nakit akışında ve tahsilatlarda ciddi sıkıntılara yol açtığını gözlemliyoruz. Kredi faiz oranlarının yüksekliği ve krediye erişimde yaşanan zorluklar, ekonomik daralmanın en büyük nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor. Bu nedenle, firmaların büyüme hedeflerinden vazgeçerek mevcut durumlarını koruma stratejisi benimsediklerine tanık oluyoruz" diye konuştu.
"2025 ekonomik şartları zorlayan yıl olacak"
2024 yılının ikinci yarısında, sektörler arasında farklılık gösteren ancak genelde durağanlıkla sonuçlandı diyen Özgener, "İhracatta görece sabit döviz kurları nedeniyle daralma yaşandığını analiz ediyoruz. İç piyasada ise özellikle Kasım ayındaki indirim kampanyalarının, bazı sektörlerde mevsime dayalı alışverişlerin kısmi büyüme sağladığı, ancak bu iyileşmenin genelde kalıcı olmadığı dikkatimizi çekiyor. Üyelerimiz, bu sayede stokların eritildiğini ancak nakit yönetiminde sıkıntıların sürdüğünü ifade ediyorlar.2025 yılı için ise; sektörel bazda büyüme beklentilerinin düşük olduğu ve mevcut ekonomik şartların değişmemesi durumunda daha geniş çaplı bir daralmanın yaşanabileceği öngörülüyor. Üyelerimizin ortak görüşü, 2025’in ekonomik şartları zorlayan bir yıl olacağı" ifadelerine yer verdi.
"Enflasyonu yüzde 30’un altına düşürmek için..."
Aralık ayında açıklanacak asgari ücret kararının, fiyatlama ve beklentiler kanalıyla büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Özgener, "Para politikası kararı kadar, Aralık ayında açıklanacak asgari ücret kararının da, fiyatlama ve beklentiler kanalı ile kritik bir öneme sahip olacağının bir kez daha altını çizmek istiyorum. Ekonomiye ve vatandaşa asıl nefes aldıracak olan, fiyatlar genel seviyesindeki artışların durması ve hatta gerilemesidir. Şu anda ihtiyacımız olmayan tek şey asgari ücretin bir istihdam ve maliyet sarmalına yol açarak ekonomide yeni olumsuzluklara neden olmasıdır. Enflasyonun düşürülmesine bu kadar net ve açık destek varken, yaşanılan sıkıntıların heba edilmeyeceğine ve 2025 yılında enflasyonu yüzde 30’un altına düşürmek için gerekli bütün para, maliye ve ücret politikası tedbirlerinin zamanında alınacağına inancımızı koruyoruz. Enflasyonun düşürülebileceği konusunda tüm kesimleri ikna eden politikalar ve kararlar alınması durumunda, fiyatlama davranışlarının düzeleceğine ve ekonomik öngörülebilirliğin artacağına inanıyoruz" diye belirtti.
"Yeni tarım üssünün alt yapısı 2025'te tamamlanacak"
İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, "Tarım ve Orman Bakanlığı, “çiçek” ve “sera” denilince dünyada akla ilk gelen yerlerden biri olma hedefiyle projelendirilen Bayındır Tarıma Dayalı İhtisas Sera OSB’ye ait yol, içme suyu, yağmursuyu, çevre duvarı, elektrik dağıtım şebekesi, çevre aydınlatma ve telekom şebekesi işlerinin yapım işi için ihaleye çıkıldığını duyurdu. Odamızın yürütücüsü olduğu projelerden Bayındır OSB’de ihale sürecinin başlamasından memnuniyet duyuyoruz. Kentimizin yeni tarım üssünün alt yapısının 2025’te tamamlanmasını hedefliyoruz" dedi. Alt yapı yatırımları tamamlanan Dikili Tarıma Dayalı Organize Sanayi Bölgemizin hızla devam eden çalışmalar için Dünya Bankası Kredisi kapsamında açılan Jeotermal Sondaj Kuyuları ihalesi Yönetim Kurulu Üyemiz Şahin Çakan’ın katılımı ile geçtiğimiz hafta Ankara’da Tarım ve Orman Bakanlığında gerçekleştirildi. Kınık Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Tarıma Dayalı İhtisas OSB ‘de de ihale süreçleri başladı" diye konuştu.