Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Muğla Belediye Başkan Adayları Tanıtım Toplantısında seçmene seslendi. Özel, “Biz Ankara’da bir ittifak, bir işbirliği gerçekleştiremedik ama 2019’daki büyük zaferi yaşayanlar, yaşatanlar buradalar. Seçmen bir yere gitmedi. Yöneticilerin fikri değişmiş olabilir saygı duyuyorum ama seçmenin saraya itirazı, seçmenin Bahçeli’nin U dönüşüne, saraya destek olmasına, kendini unutmasına olan itirazı değişmedi. Yakasında güneş olan iyi insanların vatanseverliği, ülkesini sevmesi, Atatürk sevgisi değişmedi. Ben o yüzden CHP olarak Cumhur İttifakının karşısındaki büyük Türkiye İttifakının içinde hep birlikte yer aldığımızı görüyorum” dedi. Partiye katılımların sürdüğünü vurgulayan Genel Başkan Özel, “Hangi partide olursa olsun tüm Cumhuriyetçileri, tüm Atatürkçüleri, tüm vatanseverleri, milliyetçileri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün baba ocağına, CHP’ye davet ediyorum” ifadesini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Muğla’nın Menteşe ilçesinde Belediye Başkan Adayları Tanıtım Toplantısına katıldı. Özel, “Bugün öyle çok yabancısı olduğum bir yerde değilim. Manisa’dan sonra en çok konuşma yaptığım, en çok kürsüsüne çıktığım, en çok dostumun olduğu, en iyi tanıdığım, en iyi bildiğim yerdeyim. Muğla’da sizlerle birlikteyim. Hayat siyasetçiler içi, siyaseti halk, ülke için yapanlar için ideali için yapanlar için bir başkalarında olduğu gibi değil CHP siyasetinde öyle çevre yapmada, o çevresini zenginleştirme, oradan kendine, ailesine, çocuklarına çıkar sağlama işi değil. Bizim işimiz her şey bittiğinde arkandan nasıl konuşulacak, ne söyleyecekler, ne kadar dost biriktirdin, bizim işimiz o iş” dedi.

“HERKESE EMANETİ BÖYLE TESLİM ETMEK NASİP OLSUN”

Yeniden aday olmayan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’e teşekkür eden Özel, “Ben bugüne kadar çok dost biriktirdim ama Muğla’ya ilk günden beri tam 5 dönemdir hizmet eden, karşıdan şöyle bir baktığında işte Cumhuriyetin belediye başkanı, işte CHP’nin belediye başkanı dedirten, Türkiye’nin kredi notunu B eksiye çıkarmakla birileri uğraşırken, yönettiği büyükşehir belediyesinin kredi notunu 3A’da tutan ve Muğla’da 5 dönem görevden sonra tekrar aday olsa, tekrar seçilecekken tekrar aday gösterilecekken kendisi ‘Şimdi bu Muğla Büyükşehir Belediyesi’ni gençlere emanet etme zamanı ve şimdi artık bu deneyimlerden başkalarını yararlandırma zamanı’ diyerek, görev yaptığı dönemde bir kör kuruşla ilgili hakkında bir kişinin arkasından konuşmayacağı, emanet ettiğimiz bu güzel Muğla’nın koylarını yağmalamak isteyenlerin aşamadıkları, onun için özel vakıflar kurup MUÇEV diye arkadan dolaşmaya çalıştıkları, kent suçlarına karşı durmuş, talana karşı durmuş, birileri ‘İstanbul’a ihanet ettik, bu gökdelenleri diktik, hançer gibi sapladık’ derken Muğla’da 4 kattan fazla dikey mimariye izin vermeyen, aldığı Muğla’yı yıllar sonra ihanet etmeden aldığı emaneti şimdi gençlere teslim eden bir dostum, bir büyüğüm, bir ağabeyim var benim burada. Osman Gürün’ü buraya davet ediyorum. Bugün başkanımla gelirken bugün dedim ki, ‘Karşımda Ahmet Aras oturuyor, herkese siyasette bir görevi devrederken böyle anılmak, böyle bilinmek, böyle emaneti böyle teslim edebilmek nasip olsun. Örnek bir belediye başkanı. Örnek bir siyasetçi.’ Gurur duyuyoruz, Allah hepimize görevi böyle teslim etmeyi nasip etsin” ifadelerini kullandı.

OSMAN GÜRÜN’E TEKLİF

“Şimdi canlı yayında bütün hemşerilerinin önünde başkana bir teklifte bulunmaya geldim. Vallahi de haberi yok. Şimdi duyacak, siz de onaylarsanız bir göreve gelecek” diyen Özel, “Çok iyi çalışıyor belediye başkanları ama bunların bütün Türkiye’ye anlatmakta birazcık eksik kalıyorlar. Aynı işleri hepsi bir yapıyor ama ortak bir zeminde buluşturmakta bazen eksik kalıyorlar. Birinin bir yerde yaptığını öbürü boşu boşuna masraf edip yine uğraşıyor, aslında proje orada hazır. Dedi ki ‘Biz 1 Nisan’dan itibaren seçilen belediye başkanlarımızı koordine edecek, iyileri birbiri ile buluşturacak, hizmetleri görünür kılacak, Türkiye’ye bakın bu kentleri nasıl güzel yönetiyoruz, bu ülkeyi de böyle yönetiriz diyecek. Bir yandan da kendi denetimini yapacak. 3 ayda bir ölçme ve değerlendirme ile belediye başkanlarına karnelerini sunacak bir sistem kuralım. CHP belediyelerini koordine eden bir büyük başkanlık.’ Bu konuda sevgili Yılmaz Büyükerşen’e, o Anadolu’nun ortasında, bozkırda bir vaha yetiştiren, vahanın ortasında Yılmaz Büyükerşen’e bu yapının genel koordinatörlüğü görevini vermiştik. Yılmaz Başkanımız, güvendiği, bildiği, kendisi gibi başarılı ve hem belediyeciliği bilecek, gençlere öğretecek, hem de onları denetleyecek bir yapı oluşturuyoruz, Yılmaz Büyükerşen ile birlikte, onun genel koordinatörlüğünde, onun yanı başında Osman Gürün’e bu görevi teklif ediyoruz. Bütün Türkiye’deki belediyeleri onlara emanet edeceğiz. Başkanım bu görevi kabul edersen hemşerilerini de beni de çok mutlu edersin” şeklinde konuştu. Özel, şunları söyledi:

“KADINLARIN CHP’DE HAK ETTİĞİ NOKTAYA GELMESİNİ İSTİYORUZ”

“Datça ve Marmaris’in şu andaki belediye başkanlarımızı alkışlarla buraya alıyoruz. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Gerçekten CHP’de olmaktan, CHP’li olmaktan, onlarla birlikte olmaktan büyük onur ve gurur duyuyorum. Törenin sonunda adayları tanıtacağız, adayı alkışlamak, adayı desteklemek önemli ama görevi başarı ile yapıp teslim edenlere de vefa göstermek önemli. Yürekten alkışlıyorum başkanlarımı. Ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Biraz önce bahsettim, görevini yaparken çok iyi yapan bu arkadaşlarımız bu görevlerini şimdi çok genç ve dinamik kadrolara teslim edecekler. Birazdan her biriyle ayrı ayrı tanışacağız. Buraya çağrılacaklar, kendileri selamlayacaklar. İçlerindeki hiç birisi size yabancı olan birisi değil, hepsi sizin evlatlarınız. Örgütümüzle birlikte uzun yıllardır çalışan, kendi geçmişleri ile geleceğe hepimiz için umut veren arkadaşlarımız. Bir değişim, gençleşme yaşıyoruz. Kadınların CHP’de hak ettiği noktaya gelmesini istiyoruz. Böyle bir vizyonda 43 yaşında bir kadın adayımızla Gonca Köksal’la, Bodrum’da 30 yaşında Tamer Mandalinci’yle, Seydikemer’de 34 yaşında Özgür Can’la, Dalaman’da 36 yaşında Sezer Durmuş’la, bütün ekibim yaş ortalaması benim yaşımda olan 49 yaşındaki bir yaş ortalaması ile bundan sonra Muğla’ya, kendisi de 53 yaşında biraz önce sizi coşkuyla selamlayan Ahmet Aras’a emanet ediyoruz. Sizlerin alkışlarıyla. Birazdan burada olacaklar, sizinle birlikte 33 gün daha koşacaklar ama en sonunda mazbatalarını alıp göreve başlayacaklar. Mazbatalarını aldıklarında 9’u CHP’nin yönettiği belediyeler şu anda bizde, bu sayının yükselmesini ümit ediyoruz. Gidecekler, göreve başlamak için devir teslime. Orada kapıdan girerken camın yanında duracaklar. Ceplerinden mal varlıklarını çıkaracaklar, mal varlıklarını göreve başladıkları gün belediyelerinin kapısına asacaklar, görevi bıraktıkları gün yeni mal varlıklarını oraya asacağız. Roma’da belediye başkanını kantara çıkarıyorlar seçildiği gün. Kilosuna bakıyorlar. Oraya yazıyorlar. Sonra görevi bırakırken yine bakıyorlar. Fazlası varsa ayıplıyorlar, eksiği varsa alkışlıyorlar. Belediye başkanlarımızın mal varlıkları ile açık alınlarıyla, şeffaf bir belediyecilik yaparak, emanet aldıkları Muğla’yı ranta değil halka açarak yöneteceklerine yürekten inanıyorum bu güzel ekibin.

“EN BÜYÜK TEHDİT MUĞLA’NIN YEŞİLİ VE MAVİSİNEDİR”

“Muğla’da biraz önce söyledim. MUÇEV diye bir vakıf kurdular. Bir vakfı, derneği birleştirdiler. Kim var yönetiminde, eski milletvekilleri, AK Partili siyasetçileri, bürokratları koydular. Ne yapıyor? Belediye başkanlarımızın geçit vermediği işleri onlara yaptırtıyorlar. Koyları yandaşlara kiralıyorlar. CHP olarak mücadele verdik, vermeye devam edeceğiz. Muğla’yı haramilere değil millete teslim edeceğiz. Buraya geçmişte partimizde milletvekilliği yapmış bir adayı görevlendirmişler. Geliyor, gidiyor, ‘Efendim iktidara yakın olursam şu olur, bu olur’ diyor. Bir yandan kibir ile yukarıdan bakıyor. Bir yandan belediye emekçilerini işinden edeceğini söylüyor. Bürokratları tehdit ediyor. Ama en büyük tehdidi Muğla’nın yeşili ve mavisinedir. Burası AKP’nin her şeye rağmen ranta açamadığı, çok katlıları dikemediği, her çevre felaketinde karşısına toplumla birlikte yerel yöneticilerin kol kola girdikleri, Muğla’yı sevenlerin yönettiği, Muğla’da doğanların, Muğla’da doyanların, karnını emeği ile kazandığı ekmeği ile doyuranların, namerde avuç açmayanların iktidarından Muğla’yı talan ettirmeye memur kılınmış birine asla teslim etmeyeceğiz. Nasıl ki Akbelen Ormanlarında İkizköylülerin yanında olduysak, nasıl ki zeytin ağaçlarını koruduysak, nasıl ki çevremizi katledenlere karşı, ağacımızı kesmeye çalışanlara karşı, koylarımızı betonlaştırmaya çalışanlara karşı mücadeleyi verdiysek, bundan sonra eski kadrolarımız, mevcut kadrolarımız, yeni kadrolarımız, gençlerimizle, Muğla’nın genç il başkanı, tüm ilçe başkanlarımız ve sizlerle birlikte Muğla’yı korumaya, ona gözümüz gibi bakmaya, Muğla’nın çıkarını namusumuz gibi korumaya bir kez daha söz veriyoruz.”

“1 MİLYONLUK NÜFUSA GÖRE PARA VERİYOR, 5 MİLYON İÇİN HİZMET BEKLİYORLAR”

“Buradan Tayyip Erdoğan’a bir hatırlatmada daha bulunmak istiyorum. Bu Muğla, 1 milyon nüfuslu bir yerdir. Kışın siz sizeyken 1 milyonsunuz. Yazın 5 milyon, 6 milyon oluyor. Buraya hizmet yapılsın diye 1 milyonluk nüfusa göre para yolluyorlar, 5 milyon için hizmet bekliyorlar. Çok önemli altyapı yatırımları yapılıyor, çok önemli çalışmalar yapılıyor. Yurt dışından krediler bulunuyor, özel finans yöntemleri kullanılıyor ancak gerçekten Türkiye’nin göz bebeği, her bir ilçesi bütün dünyanın dilinde olan bu güzel memlekete daha iyi hizmet yapılsın istiyoruz. Ama kim bir şehre geliyor, hizmetinden yararlanıyorsa, altyapısını meşgul ediyorsa o kişi için devletin genel bütçeden ayırdığı payın verilmesi gerekir. Bunu sırf kıyı şeridindeki bu güzel kentleri CHP’liler yönetiyor diye yapmıyorlar ancak talebimizi bir kez daha ifade ediyoruz. 2015 seçimlerinde ‘Emekliye ikramiye’ dedik, ‘Veremezsin’ dediler. ‘1 Kasım’da biz de vereceğiz’ dediler. 2018’e kadar oyalayıp, 2018’de bin lira verdiler. 2 bayramda. Biz dedik ‘Birer asgari ücret verin.’ Kavga dövüş 2 sene sonra 2 bin lira, bu sene 5 bin lira diye söz verdikleri halde emekliye verdikleri bayram ikramiyesini sadece 3 bin lira yaptılar. İlk bu iş çıktığında bayram ikramiyesi bin lira, 24 kilo kıyma alırken, bugünkü 3 bin lira 6 kilo kıyma alıyor. 18 kilo kıymayı bile emekliden, yani ayda 1,5 kilo kıymayı emeklinin mutfağından çaldılar. Şimdi diyoruz ki ‘Meclis’i kapatmayalım. 3 gün daha çalışalım. Emekli karta, emekli kart uygulaması getirelim. 17 bin 2 liradır asgari ücret. Aradaki 14 bin lirayı bütün emeklilerin hesabına yatıralım. Ayrıca doğalgazla, markette, manavda, kasapta yüksek indirimleri tanımlayacağımız bu kart ile emeklilerimizi bu sıkıntıdan kurtaralım.’ Bunu buradan, bütün Muğla’nın huzurunda bir kez daha TBMM’ye bu çağrıyı tekrarlıyoruz.”

“MUĞLA’NIN EVLATLARI NE OLACAK?”

“Kira fiyatları deyince bu Türkiye’deki çok önemli bir sorun. Ocak 2024’te Muğla’daki ortalama kira 17 bin 926 lira. Asgari ücretten 924 lira daha fazla. Yani burada asgari ücret verdiğin birisi ortalama bir ev tutsa, suyunu bağlatacak, elektriğini ödeyecek, çay demleyecek parası kalmıyor. Bu oranlar son derece fazla ve 2 yıl öncesine göre yüzde 171 artmış. Peki, burada dinlenmeye gelen, konut stokuna talebi artıran, ekonomisi iyi olanlar tamam da Muğla’nın evlatları ne olacak? Muğla’daki polis, asker, öğretmen, emekçiler ne olacak? Bu yüzden biz, şehirlerde sabit yerleşik yaşayanların bu kira fiyatlarından etkilenmemeleri için bir dizi öneriyi hazırladık. Meclis’teki ilgili komisyonlara sunuyoruz. Muğla’daki yüksek kira sorunun bir an önce çözülmesi, Muğla’nın büyük sıkıntılar çeken orta direğine, yoksullaşan orta direğine sahip çıkılması, Muğla’da çalışan turizm emekçilerinin kışın işsiz kalma sorununa karşı mutlaka çözüm üretilmesi, sıkıntıya düşen Muğla esnafının tüm yönleriyle desteklenmesi lazım.”

“EN BÜYÜK BEKA SORUNU”

“CHP olarak üzerine titrediğimiz bir ildeyiz. Seçim sonuçlarıyla ilgili hiç endişe duymadığımız, liyakatli, çalışkan yöneticilerinin işini iyi yaptığı, sizin de ziyadesiyle memnun olduğunuz, bundan sonra da ilerleye günlere umutla bakacağımız günlerdeyiz Muğla için. Ama 31 Mart seçimleri sadece yerel seçimler değil. 31 Mart seçimleri, bundan sonra 4 yıl boyunca bir daha herhangi bir seçimin olmayacağı seçimler. Mehmet Şimşek’in ağzında bir bakla var. Diyor ki ‘1 Nisan’dan sonra sıkı para politikasına geçeceğiz.’ Bunun emekçiler için anlamı hak edilen zammı almamaktır. Emekliler için bugünkü açlık sınırından 7 bin lira aşağıdaki en düşük emekli maaşını artırmamaktır. Küçük esnaf için yeni vergiler, artan enflasyon, zamlar ve hayat pahalılığı demektir. 1 Nisan geldiğinde artık ertesi gün yapacak bir şey kalmamıştır bunlara engel olmak için. Eğer bir şey yapacaksanız, 1 Nisan’dan bir gün sonra yapamazsınız. 1 Nisan’dan bir gün önce yapacaksınız. 31 Mart’ta sandık başında yapacaksınız. Eğer 31 Mart’ta daha önce her ne sebeple olursa olsun AK Parti ve MHP’ye oy vermiş ama hayat pahalılığı karşısında ezilmiş, enflasyon yüzünden tükenmiş, alım gücü kalmamış, borcunu ödeyemeyen, kredi kartını başka yerden kredi çekerek kapatan, borcu borçla çevirenler, geçen seneye göre bu sene daha yoksul hissedip, gelecek seneden endişe edenler, boynu bükük çiftçiler, kaderine terk edilmiş hayvancılıkla uğraşanlar, sorunları hiç dile getirilmeyen örneğin Marmaris’teki arıcılar. Esnaf, memur, çalışan, herkes. Dünyanın herkesin gözünün üzerinde olduğu bu güzel memleketin dört gencinden üçünün gözünün dışarıda olması, en büyük beka sorunu. Bunlarla ilgili endişe duyan herkes, evladının geleceğinden edişe duyan herkes, 31 Mart’ta bu iktidara gücünü göstermek zorundadır. Her şeye rağmen oy alırsa, her şeye rağmen AK Partililer, MHP’liler sıkıntılarını ifade etmezlerse, hiç değilse bir sarı kart göstermezlerse, bir kırmızı ışık yakmazlarsa, bir ‘Dur beni bir dinle yahu, hep zengine çalışıyorsun, bizi ezdirdin’ demezlerse 1 Nisan’dan sonra acı reçete geliyor. Onun için biz 31 Mart’ta elbette belediye başkanlarımıza oy istiyoruz, namuslu, dürüst, çalışkan belediye başkanlarımızın hizmetlerinin takdir edilmesini istiyoruz. Osman Gürün’ün emaneti tesliminde gencecik Ahmet Aras’a destek istiyoruz. Gencecik kadrolarla Türkiye’nin yarınlarını yetiştirmek istiyoruz ama bunun ötesinde, 31 Mart’ta Cumhur İttifakının gücünü dengelemek zorundayız. Onların karşısına bir gücü koymak zorundayız. Bunu yerel seçimlerle yapmak zorundayız.”

“SEÇMEN BİR YERE GİTMEDİ”

“Ben CHP’nin Genel Başkanı olarak Cumhur İttifakının karşısında en büyük ittifakı aramak için elimden geleni yaptım. Çiçeği yaptırdım, arkadaşlarımı yanıma aldım ve ziyaretlerde bulundum. Temaslarda bulundum. ‘Birlikte olalım’ dedim, ‘Buraları hiçbir yeri AK Parti, MHP’ye teslim etmeyelim’ dedim. ‘Büyük bir seçim başarısı yakalamazsak, memuru, emekli, işçi, çiftçi, gençleri, kadınları fena ezecekler’ dedim. Biz Ankara’da bir ittifak, bir işbirliği gerçekleştiremedik ama 2019’daki büyük zaferi yaşayanlar, yaşatanlar buradalar. Seçmen bir yere gitmedi. Yöneticilerin fikri değişmiş olabilir saygı duyuyorum ama seçmenin saraya itirazı, seçmenin Devlet Bahçeli’nin U dönüşüne, saraya destek olmasına, kendini unutmasına olan itirazı değişmedi. Yakasında güneş olan iyi insanların vatanseverliği, ülkesini sevmesi, Atatürk sevgisi değişmedi. Ben o yüzden CHP olarak Cumhur İttifakının karşısındaki büyük Türkiye İttifakının içinde hep birlikte yer aldığımızı görüyorum. Kim var Türkiye İttifakında? Elbette sizin gibi aslan sosyal demokratlar var. Ama yalnız değiliz. Milliyetçi demokratlar var. Muhafazakar demokratlar var. Sadece Türkler değil Kürt demokratlar var. Çerkezler var, Boşnaklar var, 72 milletten hepimiz bir olduğumuz Türkiye Cumhuriyetini kuran, kurtaran ve yücelten herkes buradalar. Türkiye İttifakı kim biliyor musunuz? Kimden oy istiyor? Milli takım gol atınca ayağa sıçrayanlar var ya işte Türkiye İttifakı onlardır. Onlardan oy istiyoruz. Filenin Sultanları dünya şampiyonu olunca ay yıldızlı al bayrak göndere çekilirken hepsinin gözü o bayrakta ağlaya ağlaya İstiklal Marşını onlar söylerken gırtlağı düğümlenenler var ya, işte Türkiye İttifakı onlardır. Türkiye İttifakının renkleri kırmızı ve beyazdır. Biz 31 Mart seçimlerini Türkiye İttifakı ile kazanacağız ve önümüzdeki dönem Türkiye İttifakının Türkiye’nin kurtuluşu olduğunu hep birlikte göstereceğiz. Türkiye İttifakına var mısınız? Türkiye İttifakının renkleri ay yıldızlı al bayraktandır. Türkiye İttifakının rengini kırmızı, beyaz. En büyük Türkiye.”

“BİZ BURADAYIZ, HİÇBİR YERE GİTMİYORUZ”

“Hani dış politikada konuşup da gelip iç politikaya malzeme ediyor ya dünya 5’ten büyüktür diye, bak bak Türkiye senden büyüktür. O ezdiğin emekçinin karınca gibi görüp ezmeye çalıştığın emekçinin kardeşi vardır, karıncanın kardeşi vardır, o da CHP’dir. Cumhuriyetçilerdir, bütün Türkiye’dir, Türkiye İttifakıdır. Yok saydığın çiftçinin, Atatürk’ün ‘Milletin efendisidir’ dediği, çiftçinin, karınca gibi ezmeye çalıştığın çiftçinin kardeşleri vardır, CHP’lilerdir, Türkiye İttifakıdır, Türkiye’dir. Hepimiz arkasındayız. Gençlerimiz, Türkiye’de umudu kalmayanlar. Yurt dışına gitmek isteyip geleceği orada aramak isteyen gençlerimize hep birlikte sesleniyoruz. Kimse enseyi karartmasın, umudunu kaybetmesin, umut var. Umut 31 Mart’tadır, umut geçtiğimiz sene çok üzüldüğünüz, mayıs ayından sonra belki de çok karamsarlığa kapıldığınız noktada hep birlikte ayağa kalkan, hep birlikte motive olan, 100 yıl önce kurtardığı ülkeyi yine kurtarmaya hazmetmiş olan, kurduğu Cumhuriyetin kıymetini bilen Cumhuriyetçilerdir, Atatürkçülerdir. Biz buradayız, hep birlikteyiz ve hiçbir yere gitmiyoruz.”

“TÜM VATANSEVERLERİ CHP’YE DAVET EDİYORUM”

“Şimdi genç il başkanımı yanıma alıyorum, onun da size bir sürprizi var. Önce şunu anlatayım. Şimdi bu il başkanı Muğla’da beni temsil ediyor, ben de Ankara’da CHP’nin Genel Başkanlık koltuğunda oturuyorum. Hepsine defalarca söylediğim bir şey var. Diyorum ki ‘Sen Muğla’da baba evinde oturuyorsun, CHP baba evidir, herkes baba evine doğar. Büyür. Kimi taşınır, büyüğünü arar. Kimi küçüğüne gider. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki bir gün başım sıkışırsa baba evinin çorbası kaynamaktadır, bacası tütmektedir.’ İşte bu genç kardeşim onlarcası, yüzlercesi, binlercenizle beraber o baba evinin çorbasını kaynatan, bacasını tüttürenlerdir. Bunlara yürekten teşekkür ediyoruz ama onlara diyorum ki ‘Kapıyı ardına kadar açık tutun çünkü baba evi, uzaktan gelen olacaktır, kapı açık olsun. Yakından gelen olur, kapı açık olsun. Başka yere gitmiş olan olur, kapı açık olsun.’ Gelene ‘Sakın ha kapının önüne geçip de niye geldin, geçen seçim nerelerdeydin, bizi bırakıp niye gittin, sakın hesap sormayasın. Çünkü o zaman sana sorarlar tapusu sende mi diye. Vallahi tapusu ne Özgür Özel’de, ne Kemal Beyde. Ne Bülent Ecevit’te vardı, ne rahmetli İsmet İnönü’de. Bizim baba evinin tapusu bir kişiye kayıtlıdır o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Böyle olunca Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün baba evi, ardına kadar kapı açık. Gelenin yeri evin başköşesi.’ AK Partilisine, MHP’lisine söylüyorum. Uzakta oturanlara söylüyorum. Iraktan bakanlara söylüyorum. Bu baba evi öyle birinin şeytanlaştırdığı gibi, kendi kanallarından sürekli iftira attığı gibi insanların evi değildir. Hele hele efendim, ‘Beka sorunu var, bunlar gelirse ezanı susturacaklar, bayrağı indirecekler, vatanı böldürecekler.’ Bak kardeşim. Bu memlekette bir kez o yaşandı. Bu ülke kötü yöneticiler yüzünden işgale uğradı. İkimiz de birer taraftayız. Birimizin tarafı işgal orduları geldiğinde işgal donanmasına karşı halı serenlerdi. Vallahi biz kartal istim botunun ucunda yanındaki yaverine, ‘Çocuk, merak etme. Geldiği gibi gidecekler’ diyenlerdeniz. Bu ülke Allah korusun eğer günün birinde aynı tehlikeyi yaşarsa kimsenin şüphesi olmasın, Tayyip Bey çağırıyor diye havaalanına gidip kot pantolon üstüne perdelik kumaştan kefen çekenler değil dedesi Çanakkale’de kefensiz yatanlar korur bu ülkeyi. Şimdi baba evinin açık kapılarından, çok uzaklardan değil çok yakından aramıza katılanlar var. İl başkanım anons edecek, ben de rozetleri takacağım. Önümüzdeki dönemde çok daha fazla arkadaşla birlikte kampanyaya katılacaklarını ifade ediyorlar. Memleket Partisi’nin kurucu il başkanı ve son il başkanı görevi bırakıp partimize katıldı. İl yönetiminden ve ilçelerden toplam 100 arkadaşları ile aramıza katılıyorlar, kendilerine, ‘Baba ocağına hoş geldiniz’ diyorum. Hangi partide olursa olsun tüm Cumhuriyetçileri, tüm Atatürkçüleri, tüm vatanseverleri, milliyetçileri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün baba ocağına, CHP’ye davet ediyorum.”

Kaynak: Haber Merkezi