Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Haziran ayı enflasyon verileri, memur ve emeklilerin yaşadığı ekonomik sıkıntıları daha da derinleştirdi. Enflasyon oranlarının beklentilerin altında bir artış göstermesi, sabit gelirli kesimlerin alım gücünün daha da azalmasına yol açtı. Bu zorlu ekonomik koşullarda, maaşlara yapılacak katsayı düzenlemeleri ve enflasyon farkının tam olarak yansıtılmasının önemine dikkat çeken Sahim-SEN Başkanı Özlem Akarken, ekonomik adaletsizliği gidermek için acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı.
"Memur da emeklisi de geçinemiyor"
Haziran ayında yıllık enflasyon %71,30 olarak gerçekleşti. Bu oran, memur ve emekli maaşlarının değerinin düşmesine, alım güçlerinin azalmasına neden oldu. Yılın ilk yarısında enflasyon oranı %24,73 artarken, bu durum sabit gelirli kesimlerin ekonomik durumunu olumsuz etkiledi. Geçtiğimiz aylarda %15 artırılan memur maaşları, enflasyon karşısında gerçek değerinin düşmesine neden oldu. Sahim-SEN Başkanı Özlem Akarken, bu durumu şu şekilde değerlendirdi: “Memur da emeklisi de geçinemiyor. Geçim ve alım gücü daha da zora girecek. İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiği bu durumun, maaş artışlarının enflasyon karşısında yetersiz kalmasından kaynaklandığını ve ekonomik adaletsizliği derinleştirdiğini gösteriyor.”
"Kesintiler gözden geçirilmeli"
Son dönemde yapılan vergi düzenlemeleri ve enerji fiyatlarındaki artışların sabit gelirli memur ve emekliler üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu dile getiren Özlem Akarken, bu durumun yaşam maliyetlerinin artmasıyla birleşerek alım güçlerinin ciddi şekilde azalmasına yol açtığını belirtti ve şöyle dedi: “Vergi politikalarındaki ağırlaşma ve elektrik fiyatlarındaki %38'lik zam gibi kararlar, gelirlerini sabit tutmaya çalışan kesimleri derinden etkiledi. Yaşam maliyetlerinin artması, sabit gelirlilerin alım gücünü ciddi şekilde düşürdü. Vergi yükünün artması, ekonomik dengesizlikleri derinleştiriyor ve gelir dağılımındaki adaletsizlikleri artırıyor. Bu bağlamda, vergi politikalarının adaletli bir şekilde yeniden düzenlenmesi ve kamu hizmetlerindeki kesintilerin gözden geçirilmesi gerekmektedir.”
"Düzenlemeler kaçınılmaz"
Enflasyonun yükselmesiyle birlikte maaşların gerçek değerinin korunması adına, enflasyon farkının doğru bir şekilde hesaplanarak maaşlara yansıtılması gerektiğini vurgulayan Akarken, bu konudaki beklentilerini şu şekilde dile getirdi: “Enflasyon farkının maaşlara doğru bir şekilde yansıtılması, maaşların gerçek değerinin korunmasını sağlamak açısından kritik bir adımdır. Enflasyonun artmasıyla birlikte alım gücünün düşmesini engellemek için bu tür düzenlemeler kaçınılmaz hale gelmektedir. Düzenlemeler, ekonomik zorluklarla mücadele eden memur ve emeklilere destek olmak amacıyla hayati bir rol oynamaktadır. Dolayısıyla, sosyal adaletin sağlanması ve ekonomik adaletsizliklerin azaltılması adına bu önlemlerin zamanında ve etkili bir şekilde uygulanması gerekmektedir.”
"Maaş düzenlemeleri önemli rol oynayacaktır"
2024 yılının ikinci yarısında memur ve emekli maaşlarına %9,31 oranında enflasyon farkı ödenecek. Ancak, bu enflasyon farkı, dönem içinde meydana gelen maaş erimesini karşılamaktan uzak kalacak. Özlem Akarken, yaşam standartlarını korumak ve ekonomik sıkıntıları hafifletmek adına acil adımların atılması gerektiğini belirtti ve sözlerini şöyle sonlandırdı: “Memur ve emeklilerin ekonomik sıkıntılarını hafifletmek için etkili adımlar atılması gerekmektedir. Alım gücünü koruyacak ve yaşam standartlarını iyileştirecek politikaların hayata geçirilmesi, sabit gelirli kesimin refahını artıracaktır. Bu süreçte, adaletli vergi politikaları ve maaş düzenlemeleri önemli rol oynayacaktır.”