Selçuk Efes Kent Belleği’nde düzenlenen Ayasuluk Söyleşileri’nde, Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye’deki deprem tehlikesi, alınması gereken önlemler ve afet risklerini azaltma planları üzerine sunum gerçekleştirdi. 6 Şubat 2023’te yaşanan büyük depremin ardından yapılan araştırmaların ve planlamaların önemini vurgulayan Sözbilir, antik kentlerde depremlerin izlerini takip eden çok disiplinli projeler geliştirdiklerini ifade etti.

''Her depremden sonra ders çıkartıyoruz''

Prof. Dr. Hasan Sözbilir konu hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Özellikle  6 Şubat depreminden sonra Türkiye ölçeğindeki depremlerle ilgili durumlar daha ön plana çıktı. Depremi anlamaya ve önlem almaya yönelik çok fazla çalışma başlatıldı. Bu çalışmalar kapsamında Efes Selçuk özelinde ve İzmir özelinde ‘hangi noktada olduğumuz ve nasıl bir deprem riskine sahip olduğumuz, bundan sonra neler yapmalıyız’ konularında çalışmalarımızı daha da arttırdık. Biz her depremden sonra bazı dersler çıkartıyoruz. ‘Neden bu kadar zarar gördük, neden bu kadar insan can verdi’ araştırmaları yaptıkça, geldiğimiz noktada şu anki teknolojiyle deprem olmadan önce yerin nasıl sarsılacağını ölçebiliyoruz. Ölçtüğümüz veriye göre statik projeyi çizip bina yaparsak deprem kaynaklı can kaybı yaşanmıyor. Bu elbette ki inşaatlar yapılırken kusursuz bir bina ve işçilikle, kullanılan malzemeler ile de mümkün. Aynı zamanda yangın ile ilgili günümüzde erken uyarı sistemleri geliştirildi. Binalarımızda bu sistem varsa deprem olduğunda sensör binadaki elektriği kestiği için deprem sonrasında yangın çıkmasını engelliyor. Bu da bize depremden sonra gelişen diğer felaketlerle ilgili önlem alma şansı tanıyor”

''Tarihimizin en büyük kara depremi''

Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 6 Şubat 2023’te 10 ilde büyük yıkıma ve binlerce can kaybına yol açan depremin tarihimizin en büyük kara depremi olduğunu belirtti. Sözbilir, “6 Şubat depremi günümüze kadar olan en büyük kara depremi olarak değerlendiriliyor. Dünyada çok ender görülecek şekilde 9 saat arayla iki şiddetli deprem oldu. Çok fazla fayın birleşip kırılmasıyla oluşan bir depremin ardından 9 saat sonra fayların tekrar enerji üreterek şiddetli bir depremin daha olmasına sebep oluyor. Deprem mekanizması anlamında ender gözlenebilir bir durum ve bu Türkiye’de gerçekleşmiş oldu” ifadelerine yer verdi.


Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye Deprem Haritası ve Efes Selçuk’ta geçmişte meydana gelen depremleri inceleyerek çıkarımlarda bulundu. Sözbilir, “Türkiye Deprem Tehlike Haritasına bakarsak Efes Selçuk Bölgesi deprem tehlikesi yüksek olan bir bölge. 6 Şubat depreminden sonra bu harita tekrar güncellendi. Efes Selçuk ve İzmir bölgesi kapsamında baktığımızda her tarafımızda denizler var. Denizlerimizde de yüksek ölçekli fay hatları mevcut. Jeoloji biliminde ‘Gelecekte yıkıcı bir deprem olacak mı?’ sorusuna cevap vermek için geçmişte olan depremlere bakarız. Geçmişte yıkıcı bir deprem olduysa gelecekte de olacaktır. Selçuk Efes Fayı ile ilgili de çalışmalarımız oldu; bazı sonuçların gelmesini bekliyoruz. ‘Son depremi ne zaman yapmış, fay kaç yılda bir kırılmış?’ gibi bilgileri yakın bir zamanda sizlerle de paylaşacağız” diye konuştu.

''Çok Disiplinli Bilimsel Araştırma Projesi başlattık''


Prof. Dr. Hasan Sözbilir, antik kentlerde depremle ilgili çalışmalar yapmak üzere farklı disiplinlerden bilim insanlarıyla bir araya geldiklerini ve Çok Disiplinli Bilimsel Araştırma Projesi başlattıklarını aktardı. Sözbilir, “Biz Çok Disiplinli Bilimsel Araştırma Projesi başlattık. Antik kentlerin çoğunlukla fayların üzerine yerleştiğini görüyoruz. Aslında yaşamsal alanda faydan çok uzakta yaşayamayız çünkü sular, maden kaynakları, dağ ve ova sınırı fay dediğimiz yerde vardır. Bir şekilde faylara yakın yaşamak zorundayız. Burada önemli olan şey, nasıl yaşamamız gerektiğini bilip anlamamız. Fayın izin verdiği ölçüde yapılaşma olursa hiçbir can kaybı yaşamayız. Biz bu proje kapsamında deprem zamanında gelişmiş postseismik etkilere bakacağız. Yani bir insanın yapamadığı, doğanın kendisinin yaptığına inandığımız antik kentlerdeki bazı görsel verilerden yola çıkarak deprem izlerine bakacağız. İncelediğimiz antik kentlerde günümüzün teknolojisinin ışığında yaptığımız çalışmalarla depremin ne zaman olduğunu anlayabileceğiz. Antik kentlerdeki deprem izine ait olduğunu düşündüğümüz her türlü veriyi topluyoruz ve o dönemin depremlerini yaşlandırmaya çalışıyoruz. Bu da bize bu bölgelerin kaç yılda bir deprem gördüğünü gösterecek. Bu çok önemli çünkü deprem olma sıklığını alansal ölçekte anlarsak, deprem üretme sıklığını görebiliriz” dedi.

Afet riski azaltma planımız var


Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye genelinde il ve ilçe bazında afet kaynaklarını belirlemek ve bu kaynakların tehlike ve risk analizlerini yapmak için bir plan oluşturulduğunu aktardı. Sözbilir, “Özellikle 2021 yılında tüm Türkiye için Afet Risk Azaltma Planları yapıldı. Bu İzmir bazında her ilçe için gerçekleştirildi. Belli masalar oluşturulup çalıştaylar yapıldı. Efes Selçuk’un sadece deprem değil, doğal afet tehlikesi anlamında hangi risklere sahip olduğu, sel riski, heyelan riski gibi konular detaylı bir şekilde incelendi ve günlerce çalışılarak ortaya kondu. Artık İzmir İl Afet Risk Azaltma Planı mevcut. Burada da Efes Selçuk ile ilgili yapılması gereken birçok eylem planı var. Neyi nasıl yapacağız sorusu artık yok; hepsi planlanmış ve yazılmış durumda” diyerek  sözlerini noktaladı.

Muhabir: GAMZE ESKİKÖY