Havaların güzelleşmesiyle korona belasının da bizden biraz uzaklaşmasından sonra yapımcılar harekete geçti. Ülkenin her yanında ellerinde kameralarla filmler çekiliyor. Profesyonelinden amatörüne, büyük bütçeden küçük bütçeliye bütün sinema heveslileri binlerce senaryoya hayat veriyorlar. Eskiden film çekmek o kadar zordu ki kamerayı bulacaksın, filmleri dışarıdan getireceksin, makaralar çok pahalıydı. Öyle çekip geri sarıp tekrar çekmek mümkün değildi hele hele sil baştan bir daha çekmek yoktu. Bir kerede çektin çektin. Ama günümüzde cep telefonuyla bile film çekenler var. Tabi ki onların film çekme sevgilerine bir şey diyemeyiz ama günümüzde iyi bir filmi çekebilmek için sağlam bütçelere ihtiyaç var. Bugün büyük yapımcılar 3,5-14 milyona arası dizi çekerken bazıları ise 150-500 bin arası film çekmeye çalışıyorlar. Bazen de bunların arasında çok iyi hikayeler, çok iyi filmlerde çıkmıyor değil. Belki fırsat yaratılsa çok daha iyilerini çekebilirler. Bu filmleri yayınlayamayanlar, vizyona çıkartamayanlar internette you tube da yayınlıyorlar.
Ben bunu niçin anlatıyorum. Bir emek, bir sevgi, bir aşk ile ellerinde ki imkan ile film çekmeye çalışan ve bunu başaran kişilerin youtube’daki filmlerin altındaki eleştirileri okuyorum. O kadar ağır eleştiriler yapanlar var ki, onun nasıl çekildiğini ne zorluklarla veya ne kadar imkânsızlıklarla çekildiğini düşünmeden milyonluk projelerle karşılaştırılması çok komik. Bu da onların hiç bir şey bilmediklerini gösteriyor. Hayatında sadece zamanını film seyrederek geçiren bir kişinin emeği bu kadar küçük görmesi çok acıdır.
Bir tiyatroya gittiğinizde iyi de olsa kötü de olsa önce alkışlarsınız, sonra istediğiniz kadar eleştirirsiniz. Şimdi böyle filmlerin altına yorum yapan arkadaşlara küçük bir ricam ve tavsiyem olacak; eleştirileriniz hep emeğinize sağlık olarak başlasın. Türk sinemasının gelişmesi ve bu işle uğraşmak isteyenler için el birliğiyle herkesin yaptığı bu işe destek olmalıyız ve sinemanın gelişmesi için İzmir’de en çok şikayet edilen destek konusuna tekrar değinmek istiyorum. İzmir’e gelen sinema ve dizilere İzmir iş adamları veya yatırımcıları hiçbir destekte bulunmuyor. Fakat Mardin, Gaziantep, Şanlıurfa, İzmit, Antalya, Mersin, Adana gibi şehirler bile bizden çok daha destek, çok daha misafirperver davranıyor. Hep İzmir’in kültürlü ve gelişmiş insanlarından övünürdük. Ama artık film veya dizi çekecek yapımcılar İzmir’i tercih etmiyorlar. Tek sevindiğim nokta İzmir’e sanatı seven sanatı destekleyen bir belediye başkanının gelmiş olması. Bu arada kaideyi bozmayanlara selam olsun. Sevgice Kalın.