Suriye’de 2011 yılında başlayan ve kısa sürede büyük bir iç savaşa dönüşen çatışmalar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) etkin bir kriz yönetimi yapamadığını ortaya koydu. Daimi üyelerin veto hakkı, çözüm üretilememesinin başlıca nedeni olurken, savaşta yüz binlerce insan yaşamını yitirdi, milyonlarca kişi ise evlerini terk etmek zorunda kaldı.
BMGK'de özellikle Rusya ve Çin’in, Suriye rejimine yönelik yaptırım ve askeri müdahale kararlarını defalarca veto etmesi, uluslararası toplumun harekete geçmesini engelledi. Öte yandan ABD, Fransa ve İngiltere’nin de kendi stratejik çıkarlarını gözetmesi, krizin çözümünü daha da çıkmaza soktu.
Birleşmiş Milletler, Suriye krizinde özel temsilciler atayarak ve barış görüşmelerini destekleyerek diplomatik çözüm arayışlarına girdi. Ancak Cenevre görüşmeleri ve Anayasa Komitesi gibi girişimler, taraflar arasında kalıcı bir anlaşmaya varılmasını sağlayamadı.
Kimyasal Silah Kullanımı ve İnsani Yardım Engelleri
Suriye rejiminin kimyasal silah kullanımı, BMGK kararlarıyla yeterince ele alınamazken, insani yardımların ulaştırılmasında da büyük engeller yaşandı. Özellikle Rusya ve Çin’in veto ettiği kararlar, milyonlarca Suriyelinin temel ihtiyaçlarına ulaşmasını engelledi.
"5 Devletin Tahakkümü"
Suriye krizi, BM’nin yapısal sorunlarını tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Daimi üyelerin çıkar çatışmaları, uluslararası sistemin insan hakları ve barış gibi temel ilkeleri göz ardı etmesine neden oldu. BM’nin savaş suçları ve insan hakları ihlallerine karşı harekete geçememesi, kurumun meşruiyetini sorgulatır hale getirdi.
Suriye’deki iç savaş, yalnızca milyonlarca insanın hayatını değil, uluslararası sistemin güvenilirliğini de derinden sarstı.