Son Mühür Tv’de Hasan Tahsin Kocabaş’ın konuğu CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Tacettin Bayır’dı. Adaylık başvuru sütresinin bitimine saatler kala adaylık başvurusu yapan Tacettin Bayır gerek neden aday olduğuna dair gerekse partinin içinde bulunduğu durumla ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu.
İşte Bayır’ın açıklamalarından öne çıkan detaylar…
Ben partiye 40 yılımı verdim…
Bu parti benim evladım gibi, 40 yılımı verdim. Bu parti ön seçimde 86 kişi arasında ikinci çıkardı. Beni parlamentoya gönderdiler, dediler ki sen İzmir’in sesi, gözü, kulağı ol dediler. Üç dönem milletvekili yaptık ama toplam süre 8 yıl, aslında iki dönem bile değil. Son dönemde Altılı Masa yüzünden feragatta bulunmak zorunda kaldık, biz liste dışında kaldık. Saçlarında bir tek beyaz yokken 23 yaşında girmişsin partiye yaş olmuş 63. Bizim tarzımızdaki insanlar feragat yapılacaksa bize yaptırılır.
Niye belediye başkan adayı oldum…
Biliyorsun İYİ Parti için fedakarlık yapan 15 Milletvekilinden biriyim. Niye belediye başkanı adayı oldum. Şöyle; müracaatın son günü Musa Çam’la birlikte benim büroda televizyon seyrederken bir aday arkadaşımız açıklama yapıyor. Açıklama yapan sanki ‘geldim ben, atandım, seçildim, aday benim’ gibi kendinden çok emin ifadelerle ve öyle bir süslüyor ki, işte ben İstanbul’dan geldim, Ekrem Abi beni gönderdi gibi bir hava yaratıyor. Arkadaşı tanıyorum ben daha önce İZBB’de görev yapan sonra Tunç Beyle anlaşamayıp İstanbul’a giden bir arkadaşımız. Bendeki ilk tepki şu oldu. Lafa geldiği zaman İzmir sosyal demokratların, Atatürkçülerin, kalpaklıların kalesi ama aday seçmeye geldiği zaman biz yukarıdan atarız, hallederiz!
Bu anket olayını da anlamıyorum…
Dokuz adayı ankete soracaklarmış, bu anket olayını da anlamıyorum. Neden? Çünkü anketi kimin yaptığını kimse bilmiyor. Tek firma yapıyorsan sıkıntı en az üç firmayla çarpraz yaptırman lazım. Çünkü tek firma satın alınabilir. Biz genel başkanımızı kurultayda anketle seçmedik. Bizim aday olmamızın altında da o haberleri seyrettikten sonra İzmir sahipsiz değildir kardeşim, İzmir’de CHP örgütüne emek vermiş bizim gibi ak saçlı insanlar da olsa insanlar vardır, İzmir’de doğup büyümüş insanlar vardır, ömrünün üçte ikisini bu partiye adamış her konumunda görev almış biri olarak sorumluluk hissettim adaylık konusunda. Çünkü genel merkezi birilerinin uyarması gerekiyordu.
Ben dahil kendimizi sorgulamalıyız…
80 öncesi CHP adaylarını ön seçimle belirlerdi. 27-28 yıl bu ülkeyi tek parti ve tek adam yönetiyor, yönetecek. Bunu düşünerek biz de kendimizi biraz sorgulamalıyız. Ben de dahil. Ortada bir şey yok, mutfakta yangın devam ediyor.
Bu tarz insanların önünü kesmek için…
Önce İstanbul’dan bir ismin gelme meselesi ardından Muharrem İnce ismi şimdi de Özlem Çerçioğlu. Bunu niye yaratıyorlar. Toplumda bir arayış var, bazı isimleri ortaya atarak bir merkezin çekşm merkezi olmasına engel oluyorlar. Örgütten gelmiş, il başkanlığı yapmış bir adam ben bu işte varım, bu işi yapabilecek gücüm var ben İzmir’de Kemeraltı’nda çiçek satmış bir insanım, bu tarz insanların önünü kesmek için yeni yeni isimler atılıyor ortaya. Siyasette bir üslup vardır bizi altılı masada unuttunuz ama şimdi unutmayın mesajı veriyor Muharrem İnce.
Bizim üç hatamız oldu…
Bizim birinci hatamız şu oldu. İzmir’e büyükşehir başkanı seçeceğiz ama bunu nasıl seçeceğimiz, hangi yöntemle seçeceğimiz, sandık mı koyacağız, anket mi yapacağız bu belirlenmedi. Bu çok kötü, tarih verildi şu tarihe kadar müracaat edeceksiniz adayların tamamı kendisini partiye koyun gibi teslim etti. Boynumuzu uzattık böyle şartlar ne olursa olsun diye. Benimki öyle değil. Musa Çam’ınki de öyle değil. Biz şartlı aday olduk. Bizim birinci şartımız şu. Parti üyesi 179 bin kişi önünde sandığı koyacaksın dokuz kişi orada yarışacak. Kim çıkarsa o!
O zaman partide güvensizlik hakim olur…
Sayın Genel Başkan Özgür Özel hakim nezdinde ön seçim için tarih yetişmez dedi ama örgüt denetiminde bir ön seçim yapacağız demişti. Ben sayın Genel Başkanıma güvenirim. AK Parti’nin temayülü gibi olmaz. Sandıktan Ahmet çıkarsa Mehmet denmez. Yeni genel başkan olmuş daha ilk sınavında ilk verdiği sözde bunu yaparsa o zaman parti tabanında inanılmaz bir güvensizlik hakim olur genel başkana karşı. Ben bunun olacağını düşünmüyorum, düşünmek de istemiyorum.
Ümit Özlale’yle ben yarışırsam…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul, Ankara ve Aydın adayımız şudur demesinin ardından Meral Akşener de İzmir’e gelip bir profesör arkadaşın elini kaldırıp ‘benim adayım da budur’ dedi. Siyaseti doğru okuyabilirseniz bunun bir pazarlık hamlesi olduğunu görürsünüz. Ümit Özlale’yle etkinliklerde karşılaşıyoruz. Ben Özlale’yi hafife almam. Kendi adıma söylüyorum Ümit Özlale’yle yarışsak çok açık söylüyorum Özlale’nin CHP’den sökebileceği çok fazla oy yok. Ben İYİ Parti’yi İzmir’de meclise sokan adamım. İYİ Parti’nin içindeki insanlar beni öyle karşılıyorlar ki gittiğim yerlerde, öpüyorlar, sarılıyorlar, kendi partilerinden kabul ediyorlar. Meral Hanım çok alınganlık gösteriyor ama şu cümleyi söylemek isterim, bir borçları falan yok. Ama Meral Hanım o gün telefonla arayıp ömür boyu size minnettarım dediği cümleleri de hala kulağımda. Ben İYİ Parti’nin bizden alacağı oyun fazlasını benim İYİ Parti’dan alacağımı iddia ediyorum. Bir göçmen olmam nedeniyle, iki İYİ Parti’ye demokrasi yolunda meclise taşımam nedeniyle üç iş dünyasıyla ilgili 45 yıldır sanayici ve iş adamı olmam nedeniyle.
İYİ Parti İzmir’de bizi hırpalayamaz…
Kılıçdaroğlu beni atarken il başkanı olarak beni tanımazdı. Beni atamasının nedeni kamuoyu araştırmalarıydı. İstanbul’un durumu ayrı ama İYİ Parti’nin İzmir’de bizi hırpalayacağını zannetmiyorum.
AK Parti ciddi bir aday çıkarıtırsa…
İYİ Parti adayını açıkladı, CHP açıklamak üzere, AK Parti tabanını İYİ Parti’ye kaydırmayacak iyi bir aday çıkarırsa o yüzden AK Parti’nin adayı kim olacak bu önemli.
Silivri’de CHP niye kaybetti?
Ben Silivri’de sorumluydum 2019’da. MHP yüzde 4, AK Parti yüzde 20’ydi. Muharrem İnce’nin dünürü olan CHP adayı seçimi 400 oyla kaybetti. Neden? Çünkü AK Parti aday çıkarmadı, DSP çıkardı, seçimi MHP adayı kazandı. AK Parti’yle MHP arasında talimatla oy geçişi olabiliyor ama bu durum CHP’de söz konusu olmaz.
Genel Merkez’de oligarşik bir yapı oluştu…
Bugüne kadar sağdan devşirdiğimiz isimler CHP’ye bir şey getirmedi. Aksine bizden bir şeyler götürdüler. Çok bilmiş devşirme arkadaşlarımız genel başkana sosyal demokrat oylar yüzde 25’le sınırlı o yüzden sağdan aday getirelim dediler. Partiyi gerçek fabrika ayarlarının dışına çıkardılar. Genel Merkez’de oligarşik bir yapı oluştu. Ve bu çark partinin büyümesine de izin vermiyor, iktidar olmasına da izin vermiyor. Aslında CHP yüzünü sağa değil Kemalist çizgiye geri dönmemiz gerekiyor.
Beni göstermezseniz küserim diye bir şey yok…
Yanlış anlaşılmasın öyle alev alev yanıp sönmüyoruz beni illa belediye başkanı yapın yapmazsanız küserim oynamam diye. Musa Çam birinci, ben ikinci çıkmışım ön seçim sandığından biz o insanların hatırına aday adayı olduk. Bize, ‘efendim siz aday olmadınız ki, örgütü temsil eden kimse aday olmadı ki diyemesinler’ diye adayız.
Bu partide hafıza problemi var…
İl başkanı olduğum dönemde milletvekili adaylarıyla ilgili rapor hazırlayıp sundum Genel Merkez’e. Urla için başvuran bir arkadaş için ailesiyle ilgili bir cemaate üye olduğuna dair bilgiler var diye not düşmüşüm o dönemde o arkadaş aday gösterilmedi. Ancak 2019’da bu arkadaşı aday gösterdiler. Benim rapor dikkate alınmayınca bu arkadaşımız aday yapıldı ardından düşürüldü yerine kayyım geldi. Ben bunu milletvekili toplantısında sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na söyledim, efendim bu partide bir hafıza problemi var diye söyledim.
Pazara gitmeyen meclis üyesi olmasın…
Kendi mahallesinde kendi pazarından alışveriş yapmayan adam meclis üyesi olmamalı. Sadece fiyatları değil ne konuşulduğunu da görmeli.
Partiyi belediye başkanları yönetir hale geldi…
Aziz Kocaoğlu başkanken ben il başkanıydım, sert tartışmalarımız da olurdu ama ticaretten geldiği için Aziz Başkan hesabı kitabı da iyi yapardı. Büyükşehirin kredi notunu AAA’ya çıkardı. Bizim tüzüğümüzde il başkanı Büyükşehir Grup başkanıdır, yani belediye başkanının üstündedir. Şimdi bu sistem döndü, dönünce uyumsuzluklar başladı. Bir belediye başkanı kendisini denetleyecek kişiyi kendisi seçmek isterse onun adı denetim olmaz. Partiyi Ankara değil, il başkanları değil belediye başkanları yönetir hale geldi, bu iyi bir şey değil.